高速公路 — 𝐐𝐔'𝐄𝐒𝐓 𝐂𝐄 𝐐𝐔𝐄 𝐉𝐄 𝐓'𝐀𝐈 𝐅𝐀𝐈𝐓
"Sıkılma, yesene."
Aralarından biri yeniden benimle konuştuğunda, aniden gözlerimi önümdeki tabaktan çekmiş ve masada benimle birlikte oturan kişiye bakmıştım. Sabahki odama gelen kişi değildi, bana karşı daha kibar ve güler yüzlüydü.
"Yola çıkacağız, açlıktan ölmeni istemem. Senin için özel hazırlattık, ye lütfen. Çekinme."
Dediği şeylere karşı gözlerimi devirmiştim. Sanki misafirliğe gelmişim gibi davranıyordu bana. Beni esir tutuyordular burada ve muhtemelen içimdeki maddeyi çıkarttıktan sonra beni öldürüp bir yere gömeceklerdi. Bu birkaç saatin içerisinde o kadar çok ağlamış ve düşünmüştüm ki, bunları düşünmek ne kadar korkutsa da deminki gibi ağlamaya başlamıyordum. Hissizleşmiş gibiydim.
Elimde tuttuğum çatalı sertçe masaya bıraktıktan sonra gözlerimi yeniden ona çevirmiş ve nefesimi dışarı vermemin ardından söze atlamıştım.
"Sen deminki orospu çocuğunun neyi oluyorsun bilmiyorum fakat beni burada tuttuğun için sen de bir orospu çocuğusun."
Güler yüz ifadesi yoktu artık ama kızmamıştı da. Yüz ifadesi normaldi, sakin bir şekilde beni izliyor ve gözlerini üzerimde gezdiriyordu.
"Babam hepinizi mahvedecek, bunu biliyor musun? Sizi bulduğunda, ona sizi bırakması için yalvaracaksını-"
"Güzelim, sen o biricik melek baban yüzünden buradasın. Bunu biliyor musun?"
Beni alaycı bir ses tonuyla taklit ederek sözümü bölen ve odanın içerisine adımlayan kişiye dönmüştü bakışlarım. Sabah odama giren çocuktu. Elleri ceplerinde, uyuşuk adımlarla yanıma doğru ilerliyordu. Yine sinsi bir şekilde gülümserken çok geçmeden yanımdaki sandalyeye yerleşmişti. Demin sertçe masaya bıraktığım çatalı eline alıp önümdeki tabaktaki yemeğe batırmış ve çatalı ağzıma götürmüştü.
"Aç."
Elimi bileğine götürerek çatalı ağzımdan uzaklaştırmasını sağladıktan sonra ona sert bakışlarımı göndererek dudaklarımı araladım.
"Baban yüzünden buradasın derken? Ne demeye çalışıyorsun?"
Aniden ellerini belime yerleştirerek beni kucağına çekmesiyle gözlerimi büyütmüş, yeniden ona vurmaya başlayarak kalkmaya çalışmış fakat beni sıkıca tutmasından dolayı pek kıpırdanamamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cauchemar 愛 jenkook
Short Story"Şşhh." Yüzündeki sırıtışı ile birlikte parmağını dudaklarıma dayamasıyla sözüm yarıda kesilmişti, nefes alış verişlerim biraz olsun yavaşlamayı bilmezken iyice terlemiş ve titremeye başlamıştım. "Karnında en değerlimi taşıyorsun, seni nasıl bırak...