参THREE

1.9K 148 101
                                    

悲しみは殺している — 𝐓𝐑𝐈𝐒𝐓𝐄 𝐎𝐔 𝐅𝐎𝐔

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

悲しみは殺している — 𝐓𝐑𝐈𝐒𝐓𝐄 𝐎𝐔 𝐅𝐎𝐔

"Aç şu kapıyı, gerizekalı! Seni öldüreceğim, duydun mu beni?" Artık bağırmaktan ve ağlamaktan sesim kısılmıştı, bağıramıyordum bile.

Tam olarak ne kadar süre önce olduğunu bilmesem de taehyung'u görünce ve jungkook'un bana dedikleri şeyleri duyunca sinir krizi geçirmiştim. O anda tam olarak nasıl göründüğümü bilmek bile istemiyordum ama fazla kötüydüm. O kadar çıldırmıştım ki jungkook'un beni bırakması için sert bir tokat atmış ve benim tokadımla o afallarken taehyung'un üzerine saldırmıştım. Taehyung benden güçlüydü ki yapabileceğim bazı şeyleri engelledi fakat yine de boynunu ve yanağını yolmuştum.

Sonrasında tabii jungkook beni belimden tutarak geri çekti ve koltuğun üzerine ufak bedenimi fırlattığında, yüzüme yediğim tokatla birlikte seslice ağlamaya başlamıştım. Canım acımıştı fakat bundan daha çok duygu karmaşası yüzünden ağlıyordum, delirmiş gibiydim. Jungkook bir şeyler bağırarak beni yeniden kolumdan tutmuş ve yukarı çekiştirmeye başlamıştı. Dediklerini duyuyordum ama ne dediğini anlamıyordum, dikkat vermiyordum daha doğrusu. Yanağımın sızısıyla beraber beni odama geri götürdüğünde, yatağa bırakıldığım anda yeniden seslice ağlamaya başlamış ve üzerine yürümüştüm.

Gözlerine baktığımda ateş saçtığını görmüştü, tüylerim diken diken olmuştu fakat içimdeki siniri engelleyemiyordum. Beni bir süre engellemeye çalışırken aniden beni bileklerimden tutarak yatağa uzanmamı sağlamıştı, bileklerimi saran soğuk ve sert bir şey hissederken gelen 'klik' sesiyle başımı kaldırarak ne olduğuna bakmıştım. Kelepçeydi.

Beni uslu durmama dair tehdit ettikten sonra odadan dışarı çıkmış ve sadece küçük camdan içeriyi aydınlatan ay ışığı ile beni yalnız bırakmıştı. Dakikalarca bağırmış, seslice ağlamış, ellerimi kurtmarmaya çalışmış fakat acıdığı için bir süre sonra bunu kesmiştim. Sesim artık kısılmış ve boğazım fena hâlde ağırıyordu.

Sonunda sustuğumda bu sefer beynimin içinde bir savaş vermeye başladım. Sürekli 'neden ben' diye düşünüyordum. Arkası arkaya bir sürü darbe yemiştim ve bu sadece 2 günde oluşmuştu. Aklımı yitirmiş bile olabilirdim cidden.

Kaçırılmıştım, midemin içerisine madde koyulmuştu, babamın neler yaptığını duymak zorunda kalmıştım, eski sevgilimin sadece bir ajan olup beni kullandığını öğrenmiş ve şimdi ise yüzüme sert bir tokat yemiştim.

Bana daha önce kimse vurmamıştı, bazen fazlasıyla kızgın olan babam bile. Hayatımda yediğim ilk tokattı ve tanrım, bu cidden çok acıtıyordu. Yanağımın hâlâ sızladığını hissediyordum.

jungkook'un bakış açısından

Doğru dürüst uyuyamamıştım bile ve birazdan yola çıkacaktık. Fazlasıyla gergin ve heyecanlıydım, böyle bir şeyi ilk defa yapacaktım bu yüzden normal olduğunu düşündüm. Sanırım sadece 1 buçuk saatlik bir uyku çektim. Yolda da uyuyamayacaktım, jennie muhtemelen yine sorun çıkartacaktı ve onunla ilgilenmek zorunda kalacaktım.

Jennie demişken, aslında tüm gece bir yandan onu da düşündüm. Hayatımda hiçbir kadın'a el kaldırmamıştım, kaldırmazdım da normalde. Fakat o an yüzüme yediğim tokat ve onun ani çıldırmasıyla ne yapacağımı şaşırdım. Sinir krizi geçiriyordu ve belki ona vurmasaydım hiçbir şekilde durmayacaktı, sadece kesmesini istemiştim.

Nedensizce içimde fazla acıma duygusu yoktu ki bu zaten masum birinin midesinde uyuşturucu taşımasına sebep olduğumdan belliydi. Fakat ona vurduğumda, bebek gibi ağlamaya başlamıştı. Cidden o kadar sesli ve acı dolu ağlamıştı ki tüm evi inletmişti. Birkaç saniye sanırım sadece orada şaşkınca dikilmiş ve ona bakmıştım. Daha doğrusu bakmıştık. Herkes şoka uğramış gibiydi.

Ve açık olmak gerekirse o şekilde ağlaması yüzünden içim burkulmuştu.

Daha önce de ağlamıştı tabii ama o an bir şey hissetmemiştim bile ama bugün ağlama şekli çok başkaydı. Artık dayanamadığını ve bunun psikolojisine fazla geldiğini anlamıştım, birde üzerine canını fena hâlde yakmıştım. Bunların hepsiyle patlamış olmalıydı.

Onu odaya kapattıktan sonra bir süre daha bağırmış ve sonrasında sustuğunda rahatlamıştım. Ne kadar karşısında saçmalasam da şu an bunu ona yaptığım için asla iyi hissetmiyordum ama babasının acı çektiğini gördüğümde fazlasıyla rahatlayacağımı da biliyordum. Bir kere girmiştim yola ve artık geri dönüşü yoktu.

Oturduğum koltuktan kalkarak odamdan çıktım ve jennie'nin kaldığı odaya doğru yönlendirdim adımlarımı. Odasına vardığımda kapıyı açmış ve içeriye adımlamıştım. Hâlâ uyuyordu ve bu benim için şimdilik iyiydi, zaten kafam kazan gibiydi. Yeniden onun bağırışlarını çekemezdim. Ki taehyung'dan öğrendiğime göre uykusu ağırdı.

Kelepçeleri bileklerinden çözdükten sonra kızarmış ve hatta yaralanmış bileklerine baktım, kötü görünüyordu. Fakat şu an bununla ilgilenecek vaktim yoktu. Minik bedenini yavaşça kucağıma aldığımda, odadan çıkmış ve aşağı inmiştim. Taehyung ve jimin kahvaltılarını bitirmiş, 2 bavulla beni bekliyordular. Onlara bir şey demeden garaja gittiğimde, kapılarının açık olduğu arabaya yürümüş ve jennie'yi yavaşça arka koltuklardan birine bırakmıştım. Ben de yanına yerleştikten kısa süre sonra jimin ile taehyung gelmiş, eşyaları bagaja yerleştirdikten sonra taehyung şoför koltuğuna geçmişti. Jimin de bagajı kapattıktan sonra yanına geçmiş ve böylelikle yola çıkmıştık.



Sık sık yb atcam dedim ama atmadım bana güvenmeyin amınaAJDÇCĞSÖDŞSMS Sürekli işim çıktı ve yorgun olduğumda yazasım gelmiyordu, yoğundum kısacası. Kusura bakmayın. :* Daha sık atmaya çalışacağım.

+50 oy

cauchemar 愛 jenkook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin