"Evet mahkemeyi iddia makamı, sanık ve yüce adalet makamının tarafız jürilerinin huzurunda açıyorum. Sanık Michael Gordon Clifford'u getirebilirsiniz."
Luke duyduğu tokmak sesiyle kayıt cihazını çalıştırdı. Bu dava basit bir şey gibi görünüyordu. Sanık %100 suçlu durumdaydı. Ama yine de bir şey çıkabilir düşüncesiyle gelmişti.
Mahkeme salonuna en az kendisi kadar cılız, muhtemelen 23-24 yaşlarında solgun tenli bir çocuk girdi. Luke ilgili bir şekilde adamı izledi. Suratı biraz sonra ağlayacakmış gibi duruyordu. Ve sürekli burnunu çekiyordu.
Onunla ilgili bir gözlem yapmak gerekirse kesinlikle soğuk kanlı bir şekilde çocukları taciz edecek gibi durmuyordu. Arkasından gelen sıkkın suratlı bir esmerdi. Çocuğun avukatı olmasına rağmen sanki buraya zorla getirilmiş gibiydi.
Luke bunda yanlış bir hava sezdi. Çocuğu sanık kürsüsüne oturttuklarında ellerini önüne koydu. Parmaklarıyla oynamaya başladığında Luke olanları daha dikkatli izlemeye başladı.
"İsminiz?" Çocuk başını kaldırıp ciddi bir ses tonuyla konuştu. "Michael Clifford." İşte bu tüm bunlardan en şaşırtıcı olanıydı. O kırılgan çocuk nereye gitmişti. Ama Luke hala gözlerinde korkuyu görebiliyordu.
"Ne ile suçlandığınızı biliyor musunuz?" Çocuk alaycı bir tavırla başını salladı. Bu durum kesinlikle fazla değişikti. "Biliyorum." İddia avukatı öne çıktığında çocuğun önünde yavaşça durdu.
Bir şey söyleyecekken çocuk onu durdurdu. "Bir şey rica edebilir miyim?" Hakim başını ona çevirdi. "İtiraz ediyorum. Jürinin düşüncelerini etkileyebilecek bir şey olabilir."
"Kabul edildi. Sadece size söz hakkı verildiğinde konuşabilirsiniz bay Clifford." Michael şiddetle başını salladı. "Ben bu adamın avukatım olmasını istemiyorum. Gerekirse kendimi savunurum." İşaret parmağıyla esmer adamı gösterdiğinde hakim geriye doğru yaslandı.
"İtiraz ediyorum Sayın Hakim. Zaman kazanmaya çalışıyor." Hakim bir süre düşündü. "Reddedildi. Sanığın kendisini savunacak kişiyi seçme hakkı var." Esmer adam eskisinden mutlu görünüyordu. Sanırım bu davayı kaybedeceği bir dava olarak görüyordu.
Luke ne yaptığını bilmez bir şekilde elini kaldırdığında yaptığı şeyi çok geç fark etti. Ama engel de olmadı. Hakim ona söz verdiğinde yavaşça ayağa kalktı ve konuştu. "Onu savunmak istiyorum. Suçsuz olduğunu kanıtlayabilirim."
Çocuk dahil herkes ona şaşkınlıkla bakıyordu. "Bu adamı tanıyor musunuz bay Hemmings?" Luke başını olumsuz anlamda salladı. "Onu savunmak istemenizin sebebinin özel olmadığına emin misiniz?"
Luke emin bir şekilde başını salladı. "Biliyorsunuz. Bu davada yapacağınız en ufak bir hata kariyerinize mâl olur." Luke hiçbir davadan bu kadar emin olmamıştı. Hakim bu sefer başını Michael'a çevirdi.
"Bay Hemmings'in sizi savunmasını istiyor musunuz? Hala farklı birini, işinde uzman bir avukatı seçebileceğinizi veya kendinizi savunabileceğinizi unutmayın." Michael gözlerini Luke'un gözlerine diktiğinde bir şey çözmeye çalışıyor gibi baktı.
"Hayır. Onun beni savunmasını istiyorum." Hakim başını salladı ve konuştu. "Değişen şeyler çerçevesinde davanın iki hafta sonrasına ertelenmesine, herhangi bir kaçma durumuna karşılık Michael Clifford'un bir dahaki mahkemeye kadar tutuklu kalmasına karar verilmiştir."
Herkes yavaşça ayaklandığında Luke sadece çocuğu izledi. İki kişi kollarından tutup onu çıkarana kadar kendisine baktı. Sanki "Bunu neden yapıyorsun?" der gibiydi. Ama bunun nedenini Luke'un kendisi bile bilmiyordu.
Michael Clifford toplumun kurbanlarından sadece biri. İnsanlar hep onun ayrıcalıklarından bahsediyor. Birçok erkek ünlü taciz iddialarıyla gündeme geliyor. Ve insanlar "her zaman madura inan" sözleriyle çifte standartlarını belli ediyorlar. Kanıt olmadığı sürece herkesin masum olduğunu unutmayın.
Medyadaki şarkıyı sözleriyle dinlemenizi tercih ederim. Çünkü tam olarak kitap bununla ilgili olacak.
YOU ARE READING
sex yeah
Fanfiction"toplumdaki cinsellik bir adama kim olması gerektiğini söylemeseydi." muke ff