Çelişkilerim

37 3 1
                                    

Sıradan bir gündü. Belki de sadece günler benim için sıradanlaşmıştı. Ben rahatlığıma sıradanlık diyordum başkaları ise, "hayat"...

İnsanları anlayamıyordum. Başta kendim olmak üzere herkes bana fazlasıyla yanlış geliyordu. Kendimi dünyada bomboş bir insan olarak görüyordum. Teknoloji çağına fazla kaptırılmış insanlardan bir farkım yoktu sanki. Başkalarını düşünmüyordum. Sadece tek bir özne vardı hayatımda "ben"...

Dedim ya rahatlık bana sıkıcı geliyordu diye; sizce de öyle değil mi? Hepimiz insanız, hepimiz inanışlar fark etmeksizin bir şekilde varolduk ve şu an ölümlü bir evrende sonumuzu bilmeden sadece bu evrene adapte olarak yaşamak zorundayız. Tabii öldüğümüz güne kadar. Peki kim biliyor bu günü? Kim ölmeden önce
"Ben şu gün öleceğimi biliyorum" dedi ve o gün geldiğinde öldü? Hiç kimse değil mi? Peki böylesine bir evrende böylesine adapte olamayan insanlara ne oldu? Ölümü beklediler mi? Yoksa ölümü bekleyemeden kendileri ölüme yürüdü mü? Ya onlar ölüme yürümeyi seçmedilerse? Ya sadece hayat kavramı onları sürükledi ve onlar da süreci hızlandırdılarsa?

Böylesine bir evrende ne yaptı insan(!)
Ya da ne yapmadı mı demeliyim? Ya da yaptığını sandı mı?

Kimse kimseye dönüp bakmazken, kimse kimseden utanmazken, herkes insanlığını başkalarına gelince kullanırken, düşünceleri kirli insanlarla kanser olurken... Sence de bu dünyayı fazla ciddiye almıyor muyuz?

Her şey elde edene kadar bu dünyada. Elde ettikten sonra başkalarının hayallerini yaşadığının farkına bile varamıyorsun. Oysaki başkalarının hayallerinde yaşamak, bunu hissetmek ve tüm kalbinle duyup bu koca hayata sıkıcı demek sence de vicdansızca değil mi?

Bu sadece sen değilsin. Tüm "dünya" bu şekilde. Bir de bunun adı ne biliyor musun? "Hayat Sınavı"...

Hayat sence de fazlaca sınavlardan oluşmuyor mu? Peki bu sınavları iyi bir şekilde geçmek kadar güzel olan ne biliyor musun? Kendinle beraber hakedenlerinde bu sınavı iyi bir şekilde geçmesi.

Peki ben kime bu güne kadar yardım edebilmiştim? Kendim iyi bir şekilde hayat sınavımı veriyor muydum da başkalarına yardım etmeyi aklımdan geçirmiştim? Hm? Aslında her şey, zehirli ok yönünü sana döndürünce değişiyordu. Çünkü sen o insanların hayallerini yaşarken farkında değildin. Sen onların hayallerinde kurduğu dünyayı yaşarken, onlarsa senin şu anki durumundaydı. Sen onları hayat sınavlarında yardım etmek için elini uzatmadın çünkü neler yaşadıklarını bilmiyordun ama sende onlar gibi olunca, ancak o zaman onları anlayabildin ve yardım etmek istedin. İnsanoğlu neden böyle? Neden bir şekilde birilerine yardım etmek için önce acı çekip onların ne yaşadığını anlamanız gerekiyor? İnsanlar eleştiriye gelince anlama ihtiyacı duymuyorlar fakat kendileri kötü olunca ancak o zaman insanlık kötü oluyor. İnsanlık her zaman kötüydü ama sen bunu, kötülük senin yanına yanaşınca anladın.

Sadece BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin