Herkes dünyada bir süre yaşıyor. Herkes diyorum ama bunun içine tüm varlıklar giriyor. Her şeyi sadece insan üstünden düşünmemek gerek. Bu dünya sen bencil oldukça şartlarını daha da zorluyor. Biraz fedakarlıklara da yer vermek gerek. Ya da bencil olmaya devam edip, hayatı kendimizce zorlaştırmak...
Hayat. Yaşam. Dünya. Bunlar sence de koca bir bilinmezlik değil mi? Peki hangimiz bu bilinmezliklerde kaybolmuyoruz? Hangimiz her anında gülüyor? Hangimiz her yaşadığı saniye mutlu? Peki kimse böyle değilken sence de dünyayı yeterince fazla gözünde büyütmüyor musun? Mesela "ölüm". Kim ölümü kollarını açmış bir şekilde bekliyor? Sakın bana yaşlılar ya da intihar edenler deme. İnan ki onlar bile hayatı seviyorlar. Hayat onlara eş, çocuk, torun verdi. Onlar hiç yoktan gelecek neslin temsilcisi torunlarını görmek için bile yaşayabilir. Bir hayat insana yaşam sebebi olabilir. Ya da intihar eden veya etmek isteyen sen. Evet, evet sen. Son anda bir umut olsa, o her şeyin son bulmasına son saniyeler kala elini bir şey tutsa ve sen geri dönsen? O eli tutmadan ölümünü bekler misin? Yoksa her şeyin son bulmasına izin verir misin? Peki ölmek isteyen sen? Bu dünya senin içinde hep zorluklarla mı sana orta parmak çekiyor? Hiç mi sevdiğin bir arkadaşın olmadı? Bir müzik grubundan ilham ve yaşam gücü almadın? Hiç mi hayal kurmadın? Hiç mi bir şeyleri sevmedin?
Hayal insanlığın küçümsediği ama aslında bir çok şeyin yapı taşı olan koca bir okyanus... Bir şeyler beklemeden sadece düşlemek. Sence de çok güzel değil mi? Sadece senin dünyan... Bak işte bu bencilce değil. Neden biliyor musun? Çünkü gerçek hayat acımasızlıklarla dolu ve hayal dünyası bunun tam tersi. Ölen bir kişiyi hayal dünyanda geri getirebilirken, gerçek dünyada bu imkansız. Ne kadar acı çekersen çek. Ağla. Üzül. Gerekirse sen de arkasından öl ama ne sen ne de o geri gelmeyecek. O yüzden ölmeyi istemek yerine ölmeyi bekle ve bu zamanı iyi değerlendir. Biliyorum böyle bir dünyada çok zor ama en azından onun için yaşa. Onun için bir kez daha nefes al ve asla pes etme. İnan bana o da bunu isterdi. Kimse öldüğünde arkasından ağlanmasını istemez. Neden biliyor musun? O sonsuzluğa giderken sen bu gözünde büyüttüğün evrende, hayat sınavını vermeye uğraşacaksın. Sen, o sonsuzluğa kavuşana kadar emin bir şekilde kendin ol. Kimseyi düşünme. Kimse senin hayatın değil çünkü. Önüne bak. Sen en kötüsü olsan da kimsenin umrunda değilsin, en iyisi olsan da. Herkes sadece kendini düşünüyor. Sense başkalarını. Belki de dünya sana bu yüzden orta parmak çekiyordur. Bu acizliğine...
Hayat bir sınavsa, sen en iyisi olmaya çalış. Bırak gerisine evren karar versin. Ya da tanrı, ya da Allah...
Kimse senden önemli değil. Neden biliyor musun? Çünkü sen bu dünyada teksin. Sen ölünce dolaptan yeni bir seni çıkarmayacaklar. İnsanlar için artık ölüm böylesine basitleşmişken kendini üzmeye değer mi? Hayatın tadını çıkar. Bazen acı olacak, bazen tatlı, bazense ekşi... ama her şeyin sonunda mutluluk var. Yeter ki vazgeçme. Belirsizliklerle kaybolmayı seçmek yerine onların üstüne yürüyüp kendin ol.
Önce kendini sev.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Ben
General FictionOkumadan bilemezsin... Belki de arayışlarının sonucu bu kitaptadır?