2, psikolojik takip edilme hissi
Saat gecenin bir yarısıydı, sokak lambalarının neredeyse hepsinin yanmasına rağmen kendimi bir o kadar da karanlıktaymış gibi hissediyordum. İki haftadır halamla birlikte onun üç katlı ve koca bahçesi bulunan evinde kalıyordum. Fakat halam yurtta kaldığım günlerin aksine değişmiş gibiydi. Ben uyumak için benim için hazırlanmış odaya gittikten kısa bir süre sonra evden ayrılıyor, sabah göz altları şişmiş bir şekilde zar zor kahvaltısını yiyordu. Merak ediyordum ve onun için endişelenmeye de başlamıştım.
O her gece evden çıkıp nereye gidiyordu ve geldiğinde neden perişan halde bir kadın eve geri dönüyordu? Onu bunca yıl yalnızca bir kez ağlarken görmüştüm ve o da anne ve babamın cenazesinde gerçekleşmişti. Her zaman onu gözümde süper kahraman gibi görmüştüm. Belki de idolum oydu, asi tavırlarım ve haylazlıklarım onun çocukluğunu anımsatıyordu ona ve de babaanneme.
Hava ılık olmasına rağmen bazen soğuk rüzgârlar saçlarımın düzenini bozuyor ve beni rahatsız ediyordu. Biraz daha ilerleyerek elimdeki navigasyona göre adımlarımı lunaparka gitmeyi umarak yürümeye başladım. Halam evden çıkmamı bir süreliğine katiyen yasakladığından o evden çıktıktan hemen sonra yaptığım basit plan ile lunaparka gelmeyi planlanmıştım. En yakın eğlenebileceğim bir lunapark vardı, o içi taştan oluşan duvarları bir şekilde aşıp o lunaparka ulaşmalı ve eve olaysız geri dönmeliydim.
Keşke o yünlü kazağı giyseydim.
Üzerime ince bir kafak, kafamda da siyah bir bere vardı. Yeonjun sandığımın aksine daha da alıştırmıştı kendini. Bir süre yürüdükten sonra lunaparka varabilmiştim. Buraya diğerleri ile gelmeyi öyle çok isterdim ki...
Girişten kendime bir pamuk şeker alıp doğru gişeye yöneldim.
Aldığım paranın hepsine bilet alıp çalan müzik eşliğinde ilk dönmedolap'a binmeye karar vermiştim bile. Sepet şeklinde olan bir bölüme bindiğimde birkaç dakika beklemiş ve hareket etmeye başlamıştı. Bu, oldukça özlediğim bir şeydi. Işıklar etrafı süslüyor, çalan slow müzik ise beni geçmişime sürüklüyordu. Bileklerimden zorla götürüldüğüm o şirin evimiz...Doğum günümdü. 10 yaşıma basmanın şerefine evde bir sürü kişi vardı. Küçük bir karınca grubuyduk ve ben onların minik kraliçesiydim, gecenin olmazsa olmazı. Annem ve babam, son zamanlarda tartışmaya başlamışlar ve beni biraz da olsa ihmal etmişlerdi. Bu benim için hiçbir zaman sorun değildi, yalnızca onların nasıl sabah kahvaltıya oturduğumuzda hiçbir şey olmamış gibi davranmalarına hayret ediyordum. Sonra ise bunu, gece yatarken barıştıklarını düşünerek sonuçlandırıyordum. Çocuktum fakat aptal da sayılmazdım ki. Verdiğimiz partide çocukların arasına karışmış ve dakikalar boyunca onların yokluğunu fark etmemiştim, zamanla anne ve babamı aramaya başladım. Birilerine sora sora, birkaç kişi benimle daha aramaya başlamış ve zamanla onlarca kişi anne ve babamın adını seslenmeye başlamışlardı. Endişeliydim, bir gün kötü şeyler olacağını ve muhlis kaderimin beni bulacağını biliyordum fakat bugün olmamalıydı. Bugün, olamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nocturnal running, bangtanpink
Fanfic"Belki bilirsin," diyerek öne doğru bir adım attığımda, bakışları giydiğim süslü elbisede bir süre takıldıktan sonra gözlerime ulaştı çabucak. "senden hep nefret ettim, çünkü beni sürekli ön yargılarınla kafanda bir kefeye yerleştirerek düşünceleri...