Ayağımı burkmuşum
Soyunma odasından çıkıp havuzun yanına, bizi bekleyen hocamızın yanına ilerledim. "Biraz hızlı arkadaşlar!" diyerek soyunma odasındakileri çağırıyordu.
Kursa başlayalı 1 hafta olmuştu ve yüzmeyi hemen hemen öğrenmiştim.
Şu an herkes sudaydı ve ısınmaya çalışıyorlardı. Ben de dahil. "Isındıysanız başlayalım." dedi ve herkesin kendisine odaklanmasını sağladı.
"Bu gün yarış yapacaksınız. Sizi ikişer olarak eşleştireceğim ve şurdan şuraya kadar yüzeceksiniz." Son dediğiyle yüzüm düşmüştü. Mesafe biraz uzaktı.
Yarış yapacağım Chunmi elini bana uzatmış ve "Başarılar." demişti. Sanki ulusal yarıştaydık. Ona geri cevap vermememle gözlerini devirmiş ve komutu beklemişti.
Düdük sesini duyduktan sonra ikimizde suya dalmıştık. Yapabildiğimin en iyisini yapmaya çalışarak yüzüyordum.
Biraz hızlanmak için ileriye atılacağım sırada ayağımda bir sızı hissetmiş, suya gömülmemek için havuzun kenarına tutunmuştum. Acıyla inlerken ilk Chunmi yüzmeyi bırakıp yanıma gelmiş, sonra da diğerleri koşmuştu.
"Taehyung, iyi misin?" Ayak bileğimi hareket ettiremiyordum. Gözlerimi sıkıca kapatarak acısını hissetmemeye çalışıyordum.
"Taehyung hadi gel. Sudan çık." Jungkook'un dediklerini reddetmiştim. "Yürüyemiyorum." Nefesini vererek beni kucağına almış, sudan çıkarmıştı. Şezlonglardan birine yatırıp ayağım için birilerini çağırmıştı.
"Nasıl oldu da ayağını burktun anlamıyorum." Derin derin nefesler aldım. "Bir anda oldu." dedim ardından.
Ayağıma bakıldıktan sonra 2 hafta buraya gelemeyeceğimi öğrenmiştim. Bir krem sürülmüş ve küçük bir sargı yapılmıştı.
Ayağımın burkulduğunu babama söylerek beni alması için çağırdım. Jungkook teklif etmişti ama ben gerek olmadığını belirterek onu reddetmiştim.
"Kendine dikkat et Taehyung." Jungkook'a karşı başımı eğmiştim. "Belliydi zaten böyle olacağı." diye babam konuşmuştu. Ona gözlerimi devirerek yavaş adımlarla yürümeye çalıştım. Babamdan destek alarak oradan ayrılmıştık.
-
"Annem neden uyuyor?" diye kısık bir sesle babama sormuştum. "Bilmiyorum, gece pek uyuyamadı herhalde." Anladığıma dair mırıltılar çıkarıp masaya oturmuştum.
"Anne neyin var? Hasta gibisin." Annem bana bakıp konuşmuştu. "Bir şeyim yok." dedi. Üstüne bir şey demeyerek koltuğa oturdum, onlar da yanımda oturuyorlardı.
Televizyondaki diziyi kimse izlemiyordu. Hepimiz telefonla uğraşıyorduk. Annem ve babam bu saatlerde pek telefon oynamazlardı. Normaldi. Ama şu an alışkın olmadığım için değişik geliyordu.
"Ne?" Babamın sesiyle ikimizde ona dönmüştük. Annem işaret parmağını dudağına bastırıp susmasını söylüyordu.
"Ne olduğunu hemen bana da söylüyorsunuz." İkiside beni umursamamıştı. "Valerio, hadi odana git anneciğim." Derin bir nefes alarak değneklerimi aldım ve odama doğru ilerledim.