Bölüm Bir: İlk Hafta

28 3 0
                                    

Bölüm Bir: İlk Hafta

Günlüğümle birinci haftam,

12 Mart 2018 Pazartesi
00.17
Nasıl başlasam bilemiyorum. Hayatımda ilk defa bir günlük tutuyorum. Bu akşam annem bana bunu verirken kendisinin de on yedinci yaş gününde aynı günlükten aldığını anlattı. Bugün, benim on yedinci yaş günümdü. Çok heyecanlıydım çünkü on yedi yaşında insanlar çok değişir, hayatları değişir.. Öyle değil mi günlük? Meselaa senin gibi. Sanırım seninle sürekli konuşacağım günlüğüm. Eh zaten pek bir dostum olduğu söylenemez; Kumsal dışında... Vee tabii şimdi de sen varsın. Kuzenlerimi de seviyorum aslında ama işte bilirsin erkek onlar. Hem de iki taneler! Ah, beni delirtiyorlar. İkiz oldukları için onları sürekli karıştırıp durmam da cabası!

Ops, sanırım çok hızlı bir giriş yaptım. Daha birbirimizi tanımıyoruz bile. Şey, benim adım Alina. Hmm annem anlamının zarif ve güzel demek olduğunu söylüyor. Ben, zarafet ve güzellik mi? Şaka gibi biliyorum. Her kız gibi sıradan dalgalı açık kestane rengi saçlarım var. Sarışın veya siyah veya kızıl saçlarım yok. Belki öyle olsaydı en azından ilgi çekici bir yanım olurdu. Hafif açık tonda buğday bir tenim var. Bal rengine çalan kahve gözlerim var. Sanırım yani öyle... Her neyse işte.

Senin için gidip aynaya baktım. Sanırım fiziğim için pek fena değil diyebilirim. İnce bir belim var en azından. Ama bacaklarım kısa; tıpkı boyum gibi. Evet evet, oldukça kısayım. 1,57 cm boyum var. Aman boyum uzun olsa n'olcaktı ki sanki!?

'Belki biraz uzun dikkat çekici bacaklarım olurdu.' kafasını hunharca salladı, düşüncelerini def edip mor renk mikro kalemini saman rengi ince beyaz çizgili kağıdın üzerinde oynatarak deftere not etmeye devam etti.

Benim saçlarım uzun. Gür ve dalgalı olması hoşuma gidiyor sanırım. Ah ben böyle mutluyum. Çok mu boş yaptım acaba ben? Neyse yaa ben sana bu sabahtan başlayarak yaşadıklarımı anlatayım.

Her sabah olduğu gibi annemin kahvaltıya seslenmesiyle uyanmıştım. Bugünün ne kadar özel olduğunu unutmuştum, inanabiliyor musun Günlük? Çok aptalım sanırım. Neyse işte hemen yataktan fırlayıp lavaboya koşmadım tabii ki. Yatakla vedalaşmam bana yıllar gibi gelen birkaç dakika boyunca sürmüştü. Anca sığdığım çift kişilik yatağımdan resmen yuvarlanarak ayrıldım. Her gece olduğu gibi yine savaş varmış gibi tepinerek uyumuştum. Üstüme örttüğüm çarşafı bulabilmek için yatağın diğer tarafına bakmak zorunda kaldım. İşte böyle dağınık uyuyorum. Telefonumu çarşafı aldığım yerdeki komidinin üstünden bıkkınlıkla almıştım ama ekranı açınca şoke oldum. İyi ki gece sessize alıp yatmıştım. Milyon tane mesaj ve bildirim vardı. O kadar bildirimle uğraşamayacağım için telefonu çarşafla birlikte yatağa fırlatıp odadan lavaboya gittim.

Bizim ev tek katlı ama müstakil. Bahçede kahvaltı ederiz genelde. O yüzden bahçeye çıkmıştım. Vee senin düşündüğün gibi bir tek kuş sütü eksik hazır bir sofra yoktu. Annem beni yardım için çağırmıştı. Gidip ona yardım ettim öncelikle. Annem çok güzel kadındır. Tek benzerliğimiz ise maalesef burun kemerimden yanaklarıma yayılan belli belirsiz çiller. Annem kızıl babam ise kumral, aynı benim gibi. Babasının kızı işte!

Neyse işte kahvaltıda kimse bir şey söylemedi bana. Sadece altı yaşındaki küçük kardeşim "ne zaman pasta kesicez" dedi. Çok takılmadım. Ama akşam kuzenlerim, Kumsal ve yakın akrabalarımız evimizi işgal etmişti. Ben diğer kızlar gibi arkadaşları ile kafede kutlamayı seven biri değilim. Daha kalabalık ve sıcak ev toplanmları hoşuma gidiyor.

...YAŞININ GİZEMİ    No: On YediHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin