"Gitmekte kararlı mısın Yiğit?"
Yiğit, en yakın arkadaşının omzunu sıvazlarken mırıldandı,
"Kararlıyım kardeşim,kararlıyım..."
-------
Yiğit karşısındaki doktora kaşları çatık bir şekilde baktı.Ismi bir yerden tanıdık gelmişti.
"Hangi ilkokulda okudunuz?"
"Gazi Osman Paşa İlkokulu Ankara." diye yanıtladı doktor.
Heyecanla ayağa kalkan Yiğit şaşkınlık içerisinde sordu:
"Beni hatırladın mı,kardeşim?"
Doktor Osman Yiğit'e sarılırken cevapladı,
"Hatırlamaz olur muyum..."
-----
Yiğit dolan gözleriyle küçüklük arkadaşına bakıyordu.
"Çok canım yanıyor."
Osman dostunun elini kavradı.
"Biliyorum...Biliyorum...
----
"Bana söz vermeni istiyorum Osman.Ne olursa olsun bu mektupları sahiplerine ulaştıracaksın."Gözleri dolu dolu olan doktorun kalbi artık dayanmıyordu gördüklerine,duyduklarına.
"Sen de bana söz ver Yiğit.Torunların 20 yaşına gelene kadar ben bu mektupları dağıtmak zorunda kalmayacağım."
Yiğit can dostunun söylediklerinin imkansızlığı içinde gözlerini acı ile yumdu.
----
"Oğluşum! Oralarda iyi beslenemiyorsundur şimdi sen.Tutturdun Ankara'ya gideceğim diye.Yüzün bir kaşık kalmış ya annem."
Genç adam belki de bu sesi bir daha duyamama düşüncesiyle kalbini yaktı.Öyle yanıyorduki canı hem fiziki hem ruhi olarak artık olanları kaldıramadığını hissediyordu.
Nasıl dayansındıki yüreği onun.Nefes alamamaya başladığını hissetti.Annesinin gül yüzüne bakarken gözünden yavaşça bir yaş süzüldü.
"Ama annecim sen şimdi niye ağlıyorsunki?" Sesi sıkkın geliyordu.
Kolunun tersi ile gözyaşını hızlıca sildi genç adam.Yüzüne buruk bir tebessüm yerleşti yavaşça.
"Seni özledim.Duygulandım bir an."
Bu sefer orta yaşlarındaki kadının yüzünde hüzünlü bir ifade oluştu.
"Üzülme oğlum.Az kaldı zaten gelmene."
----
"Affet kardeşim...Affet...Kurta-ramadım seni...Affet." genç adamın göz yaşları kuru toprağı ıslatıyordu.Başaramamıştı....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Ölüden Mektuplar|Tamamlandı
Short StoryBir ölünün son cümlelerini okumaya hazır mısınız?