Ulfric stormcloak 50 li yaşlarına gelmesine rağmen hala genç görünen , yüzündeki imparatorluk ile süren savaşlardan kalan çiziklere rağmen karizmatik ve ihtişamlı bir adamdı. Uzun sarı saçları tam bir nord olduğunun işareti olarak arkadan iki örgüye sahipti. Büyük mavi gözleri ise sadece bakışları ile liderlik yapa bilmesine müsaitti.
Windhelm sarayında herzamankinden daha fazla koşuşturma hakimdi. Sebebi ise imparatorluktan ziyade yetmezmiş gibi üst üste windhelm'e bağlı olan köylere gelen ejderha saldırılarıydı. Ulfric stormcloak generallerinden biri olan stonebreaker ile bu durumu tartışıyordu. Stonebreaker; " East march ta sağlam kalan bir kaç köyümüzden başka pek birşeyimiz kalmadı efendim. Silverstone ve darkriver köyleri onlarda ne zaman saldırıya uğrayıp yok edilir meçhul. Stormcloak; "Askerlerimizin ne kadarını bu köylere göndere biliriz?" Stonebreaker; " yaklaşık 50 şertane her köye 10 tanesi Okçu olması şartıyla. " stormcloak; " Bukadar az olmasının özel bir nedeni vardır herhalde?" Stonebreaker; "O büyük alduin adındaki ejderhanın eastmarch ın en önemli kalelerinden biri olan giran a saldırısı sırasında çok fazla asker kaybettik efendim. Bize bir kac yaralı asker ve yıkık bir kaleden başka birşey kalmadı. Ama oraya yakın kurulmuş bir imparatorluk kampınıda es geçmemiş. Bu eastmarch a yakın son imparatorluk Kampıydı." Stormcloak; " Odin aşkına dünya yiyen windhelm in kapısına dayanmış. Sen hala imparatorluk askerlerinden söz ediyorsun. Peki alduin windhelm'e gelirse koruya bilme şansımız nedir?" Stonebreaker; " 300 askere sahibiz direne biliriz ama yok edemeyiz. Çünkü giran a yapılan saldırıda 200 e yakın askerimiz 30 dakika bile direnemediler efendim." Stormcloak; " Yani oturup alduin in windhelm'i yok etmesini bekleyeceğiz? " stonebreaker; " Efendim dragonborn u duymuş sunuzdur." Stormcloak; " Evet ama ne yazıkki greybeardslar onu imparatorluk topraklarına çağırmış lar. " Stonebreaker; " Evet efendim aldığım duyumlara göre oda helgendeymis. İmparatorluğun salak askerleri alduin saldirmasa onunda kellesi ni keseceklermiş." Stormcloak ın kafasında bir anlık donukluk oldu ; " Anlamadım helgenden mi Kurtulmuş? " stonebreaker; "Evet efendim whiterun da ilk ejderha saldırılarından birini püskürterek kimliğini ortaya çıkarmış. Şu son zamanlardada riften hold taraflarında Ejderhaları ikişer li yok etmesinden konuşuluyor. Sanırım throath of the world a çıkmak için iverstead a gitmiş. " Stormcloak o günü aklına getirdi. Bu o acemi büyücü olabilirmiydi? Talos aşkına bu onun ormanın ortasında ateslerin içinde hafızasını kaybetmiş bir şekilde bulunmasının bir açıklamasımıydı? Bu cok yüksek bir ihtimaldi ve bunu şansa bırakmaya niyeti yoktu. General e dönerek; " Rolaf a haber ver bir kaç asker alıp iverstead a gidiyoruz."
Hemen hazırlıklar yapılmış yola çıkılmıştı. Stormcloak olan biteni rolaf a anlattığında rolaf da aynı tepkiyi vermişti. Riften hold topraklarına vardıklarında dinlenmek için durdukları her köyde ondan söz ediliyordu. Hatta bu köylerin bazıları onun tarafından kurtarılmıştí bile. " Kahramanların kahramanı dragonborn!" bu onun için söyledikleri şeydi. Riftenhold toprakları onun sayesinde Skyrım'ın diğer topraklarına nazaran bu karanlık günlere rağmen daha refah halindeydi.
Iverstead a vardıklarında onlarca iyi kuşanmış farklı ırklar dan ve farklı yerlerden savaşçılar bu basit köyü skyrım ın en önemli savaşçı cennetine çevirmiş ti. Rolafın soruları ile anlaşılan o ki hepsi dragonbornun yanında savaşmak için can atıyordu.
Dikkatlerini çeken en önemli şey ise burası tamamen bağımsız bir yer haline gelmişti. Ne imparatorluk askerleri nede stormcloak askerlerinden birtane bile yoktu burada.
Sonunda dragonbornun bulunduğu yere gelmişlerdi. Oda zaten bir zaferden yeni dönmüştü. Bulunduğu yerin kapısındaki muhafız kapıyı açarak efendisini misafirden haberdar etti. Iceri girer girmez stormcloak büyük bir şoktaydı. Sovengarde! Bu o ydu..
Dragonborn bu simayi görünce hem sevinmiş hemde şaşırmış tı. Dragonborn; "Hoşgeldiniz" diyerek gülümsedi. Stormcloak ın peşi sıra gelen rolaf olayın şokuna öyle girmişti ki hemen dragonborn un yanına koşup nord usulü sarıldı. Eski dostunun bu heyecanını anlayan dragonborn gülerek karşılık verdi. Stormcloak; " Rolaf kendine gel." Rolaf kendine geldiğinde bir savaşçı ne kadar utana biliyorsa utandı ve geri çekilerek; " Üzgünüm. Uzun zaman sonra seni böyle ihtişam içinde görmek beni hem gururlandırdı hemde heyecanlandırdı." Gercektendet ihtişam içindeydi. Üzerindeki zırh kalkan ve kılıç her savaşının rüyaların süsleyen cinsteydi. Bu ona greybeardslar lardan bahşedilmişti. Dragonborn misafirlerine önündeki masayı göstererek; " Gelin şöyle oturun. " Herkes masaya oturdu iola arkadaki odada dinlenirken gelenleri göre biliyordu. Ymir ise stormcloak ların dragonborn u tanınmasına hatta bu kadar samimi olmasına şaşırmış tı. Stormcloak; "Sonunda gerçek kimliğini bulmana sevindim. Yanımda senin ile savaşmış olmak dahada onur verdi şimdi bana. Şu anki ünvanın skyrım ın dört bir yanına nehirler gibi akıyor. Ve Riftenhold un şu anki durumuna ve gelirken köylülerin senden bahseşine bakılırsa kesinlikle haklılar. " Dragonborn; " Greybeardsların sayesinde Skyrım'a nasıl yardım ede bilecegimi ve güç lerimi öğrendim. Ve alduin in gölgesinde kalan heryeri kurtarıp onu bu sefer sovengarde dan bile söküp atacağım. " Stormcloak; "Bunu yapabileceğine inanıyorum dragonborn. Bizde alduin e karşı windhelm'i korumaya çalışıyoruz biz imparatorluk kadar şanslı olup senin gibi bir savaş çıya sahip değiliz. " Dragonborn biraz öfkeli bir şekilde; "Bu çok saçma bir söz. Ben skyrım için varım. " bunu söyledikten sonra stormcloak dışarda neden hiç imparatorluk yada stormcloak askerleri olmadığını daha iyi anladı. Stormcloak; " Eğer skyrım a eski özgür günlerini verirsen skyrım sana dahada çok minnettar olacaktır dragonborn buna hiç şüphe yok." Dragonborn; " Peki alduin windhelm'e hiç saldırdı mı?" Stormcloak; " Henüz değil ama arifesinde yiz fakat savunma konusunda tedirginliği miz var. Yetersiz kalıyoruz. Uzun süren imparatorluk savaşları ve son zamanlarda kale ve köylerimize gelrn ejderha saldırıları yüzünden elimizde pek asker kalmadı. " Dragonborn; " Ozaman hiç zaman kaybetmeden windhelm'e gidelim. Alduin şu zamana kadar karşıma çıkmadı. Bu benim için önemli. " stormcloak başı ile onaylanarak; " Bunun için windhelm sana minnettar olacaktır. East march ın yaralı askerlerine yakın zamanda gelecek kara günler için savaşma morali verecektir." Bunun üzerine dragonborn ymir e dönerek; " Sen burada iola ile birlikte kal." Dediği sırada iola yatağından kalkmış; " Hayır bende geliyorum. Unutmaki seninle birlikte gelmek için görevlendirildim." Iolanın kararlı bakışları Dragonborn'a onu bu fikrinden döndüremeyeceğine ikna etti. Hiç birşey söylemeden dışarı çıktılar. Dışarıdaki savaşçı lara seslenerek;"Skyrım'ın cesur savaşçı ları!" Diye bağırdı. Bütün savaşçılar kılıç larını bileylemeyi elletindeki işleri bırakıp dragonborn u dinlemeye koyuldular. Dragonborn devam etti; "Skyrım karanlık günlerde. Kılıç larınızı birbirinize sallamak yerine talos size ortak savaşmanın şerefine layık gördü. Bu ortak düşman ırkın ızı veya ulusunuzu ayırt etmeden hepinizin doğduğu köyleri. Avlandıgı ormanları. Kardeslerinizi ve kılıç arkadaşlarınızı bertaraf ediyor. Bu sizin onurunuz için savasmak için özel bir gündür. Riften artık bu düşmandan arınmış sayılır sizin sayenizde artık riften kendini savuna bilecek duruma gelmiştir. Fakst bu düşman su anda Skyrım'ın kalbi olan bir şehrin kapısına dayanmış. Windhelm ' e. Sizden benimle gelip burada başardığımızı ve zafer coşkumuzu oraya benimle birlikte taşımanızı istiyorum!" Bunun üzerine savaşçı lar büyük bir coşkuyla savaş çığlıkları atarak dragonborn a geliyoruz dediler.
Ertesi günün sabahı bütün savaşçılar hazır lanmış. Dragonborn'un emrini bekliyorlardı. Yaklaşık 150 iyi savaşçı. Hepside skyrım ın dört bir yanından gelmiş hepside geldikleri yerlerin potansiyel kahramanlarıydılar. Kimisi high elf kimisi wood elf kimisi orc ve khajit. Hiç bir ırk ayrımı yapmaksızın büyük savaşa sırt sırta verip girmek için hazırdılar. Sonunda dragonborn yerini aldı ve ordusunun önünden devam etti. Dark river a yaklaştıkları sırada Alduin in o insanın içine korku salan sesi duyuldu. " Do-vah-kiin". En büyük düşmanının sesini haykırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejder doğan (Dragonborn)
FantasySkyrım'ın eşsiz sihirli atmosferine dragonborn ile birlikte macera dolu bir serüvene katılın.