Selamlar herkese. Bu benim ilk hikayem ve umarım beğenirsiniz. Yazım yanlışlarım olursa kusuruma bakmayın.
İyi okumalar.
~~~
Hastanenin soğuk ve ilaç kokulu havasını vücudumda hissetmem ile irkildim. İlk defa grip olduğum için gelmemiştim buraya, ilk defa hastanenin bu bölümündeydim.
Adımlarımı yavaş tutarken anneme döndüm ve gözlerindeki korkuya baktım. Kızının kötü olmasından korkuyordu. Ona burukça gülümseyip önüme döndüm ve karşımdaki şeker dükkanını görünce çocuksu bir gülümseme ile tekrar başımı anneme çevirdim.
"Anne... Oraya gidebilir miyim?"
Elimle şeker dükkanını işaret ederken konuştum. Hastanenin içinde olması garipti fakat küçük çocukların mutlu olması için olduğuna emindim. Bir de benim gibi kızların. Annem başıyla beni onayladıktan sonra koşar adımlarla dükkana doğru ilerledim.
"Roséanne, yavaş ol!"
Annemin arkamdan bağırmasını umursamayarak şeker dükkanının kapısını araladım ve içeriye girdim. Etrafta bir sürü şeker vardı. Tanrım cennete düşmüş gibiydim. Yavaşça reyonların arasında gezinirken en sevdiğim şekerleri fark ettim. Son bir kutu vardı ve bunu alacağıma emindim.
Elimi kutuya uzattığım esnada yan tarafımdan bir el uzanıp kutuyu tuttu. Kaşlarımı çatıp uzanan elin bedenine doğru çevirdim başımı.
"Şey, onu ben alacaktım ama."
Dedim nazikçe. Yanımdaki beden bana bakarak kutuyu eline aldı ve konuştu.
"Ama ben alıyorum."
Konuşmasıyla gözlerimi devirip onu incelemeye başladım. Başında bir bandana vardı ve eminim ki saçları yoktu. O da buradaki hastalardan birisiydi ve benimle aynı yaşlardaydı.
Gözleri kahverengiydi ve kocamandı. Ayrıca fiziği de güzel bir kızdı. Onu biraz inceledikten sonra gülümseyerek konuştum.
"Tamam, senin olabilir. Ben Roséanne."
Dedim ve kıza doğru elimi uzattım. Kız elime ve bana bakıp omuz silktikten sonra kasaya ilerledi. Elimi geri çekip onu biraz izledim ve kısık sesle kendi kendime konuştum.
"Egosu tavan yapmış."
Göz devirip şeker reyonlarında gezindim ve herhangi birini alıp kasaya gittim. Kızın arkasında beklerken onu izliyordum.
Kız şekeri alıp dükkandan çıkınca elimdeki paketi kasadaki adama uzattım ve beklemeye başladım. Kasadaki adam bana bakarak konuştu.
"Onun kusuruna bakma, biraz agresifdir o. Kendinden başkasını düşünmez."
Karşımdaki adama kafa sallayıp konuştum.
"Onu anladım zaten, ama sorun değil."
Dudaklarıma hafif bir gülümseme yerleştirdim.
"Birisini ziyarete mi geldin?"
Adam elimdeki paketi alıp fiyatına bakarken konuştu.
"Uhğm... Keşke öyle olsaydı. Bir kaç gün önce kanser teşhisi konuldu. Kemoterapi almalıymışım."
Adam üzüntüsünü belli ederek şeker paketini bana uzattı.
"Yeni gelenlerden para almam, geçmiş olsun."
Paketi adamın elinden alıp gülümsedim.
"Çok teşekkür ederim efendim!"
Elimdeki şeker paketiyle dükkanın kapısından çıktım.
İleride beni bekleyen annemin yanına ilerlerken şeker paketini açtım ve içinden bir tane alıp tadına baktım. Tadı gerçekten güzeldi fakat favorim olamazdı. Şekerleri tek tek yerken annemin yanına varmıştım.
"Çok fazla yeme Roséanne. Bunlar sana zararlı."
Anneme omuz silkip şekerlerimi yemeye devam ettim.
"Neyi bekliyoruz?"
Dedim anneme usulca, annem ise bana dönüp beni yanıtladı.
"Hemşire gelip bize kalacağın odayı söyleyecek."
Başımı olumlu anlamda sallayıp beklemeye başladım.
Yaklaşık on dakika kadar sonra hemşire geldiğinde şekerlerim bitmişti. Hemşire beni odama götürürken onun peşinden ilerliyordum. Etraftaki insanlara baktıkça hasta olduğumu kabullenemiyordum. Hiç birinde saç yoktu ve benim de o çok sevdiğim saçlarım yavaşça dökülecekti. Düşüncelerimle boğulurken gözümden ufak bir yaş akmasına izin verdim.
~~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tienda de golosinas, chaelisa
Cerita Pendek[Chaeyoung+Lalisa] Hastanenin içindeki küçük şeker dükkanında iki kız da aynı şekeri almak isterler.