Genç kız uzanmış tavanı izlerken düşünüyordu. Düşünceleri onu etkisi altına almıştı, bunalmıştı. Böyle düşünmeye devam ederse kafayı yiyecekti. Konferanstan sonra tam bir hafta geçmiş bu bir haftada hiç dışarıya çıkmamıştı, kendisini odaya kapatmıştı.
Kafasını toparlaması gerekiyordu, üzerine bir hırka çekerek dışarıya çıktı annesine de haber vermeyi ihmal etmemişti. Her şeyin başladığı o parka gidiyordu. Her şey o parkta o mavi bankta başlamıştı.
Parka yaklaştığında gözlerini ayakkabılarından çekip parka doğru baktı.
Bir insan boşluktan düşünce nasıl hissediyorsa, öyle hissediyordu genç kız. Bir boşluktaydı şuan. Bacakları tutmuyordu, yavaşça dizlerinin üzerine düştü. Dolmuş gözlerini o noktadan çekemiyordu. Akmıyordu gözyaşları, durmuştu oracıkta ama birikiyordu. Sonra bir hıçkırık koptu dudaklarından, böylece gözyaşları da akmaya başladı. Elini sol yanına, kalbine götürdü. Kalbini tutarak ağlıyordu sokak ortasında.
Sevmeye kıyamadığı, bakmaya doyamadığı o sevdiği çocuğun dudakları şuan başka birinin dudaklarına kapanmıştı.
Saatler geçti, o bank boşaldı. Ama genç kız kalkamadı o kaldırımdan. Ağlıyordu sadece kendine ağlıyordu, bu acınası haline ağlıyordu. Ve artık bazı şeylerin farkına varması gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝚜𝚎𝚊 𝚊𝚗𝚍 𝚜𝚔𝚢 | ᴛᴇxᴛɪɴɢ
Short Story•Kısa hikaye, Güzel bir gökyüzün olsun. Düşüncelerini hatırladığın, baktıkca sakinleştiğin. Güzel olsun işte. Ona baktıkça mutlu ol, rahatla.