3.Bölüm : Deneme
"Seni cani herif !" diye tısladım dişlerim arasından. Benim yorgunlukla yere yığılmış bedenimin aksine, Kuvars isimli insan düşmanı eğlenen bir şekilde beni izliyordu. Dudağının kenarı yukarı kıvrılmıştı ve gözlerinde alışkın olduğum tehlikeli pırıltılar yerleşmişti. "Sadece on dakika oldu." dedi keyifli bir ses tonu ile.
Sinirle elimdeki bıçağı toprağa sapladım. "O zaman 10 dakika içerisinde pestilimi çıkardığınız için tebrikler bayım !" Gözlerini kısarak bir süre yerdeki bedenimi inceledi. " Diğerleri henüz ısınmadı bile. Yaptıklarının yorucu olduğunu mu düşünüyorsun ?"
Hızla başımı aşağı yukarı salladığımda sabır dilenir gibi başını geriye attı. "Sen savaşçı olamazsın." Oldukça ciddi bir şekilde ekledi. "Yerinde olsam kendimi daha fazla rezil etmeden akademiyi terk ederdim. "
"Despot adam !" dediğimde yüzünü bana doğru eğdi ve ben yakınlığımız sebebiyle titrerken ekledi. "Bu hakaretlerin bir bedeli olmayacak sanıyorsan yanılıyorsun." Arkasını dönerek ilerlerken afallamış bir şekilde onu izledim. Önce o bana moral bozucu bir konuşma yapmıştı !
Ben de savaşçı olabilirdim !
Sadece biraz antrenman yapmam gerekiyordu.
Aramızdaki farkı da tam olarak anlamış değildim. Ben savaşçı sanılan basit bir insandım ve onların benden farklı olarak yapabildikleri tek şey en ufak sesi dahi duyabilmekti. Bunun dışında doğa üstü her hangi bir şey ile karşı karşıya gelmemiştim.
Hiç içimden gelmemesine rağmen ayağa kalktım ve yorgun adımlarla insan düşmanının peşinden ilerledim. Kendi halinde çalışan insanların, düzeltiyorum savaşçıların (!), arasında gezerek yaptıkları şeyleri denetliyordu.
"Şu savaşçı şeylerini nasıl kullanıyorum ?" dedim yanına gider gitmez. Söylediğim ile birlikte durdu ve anlam veremeyen bakışlarını yüzüme çevirdi. "Yeteneklerini kullanamadığını mı söylüyorsun ?"
Böyle söyleyince kulağa anormal geliyordu tabi.
Ne yapacağımı bilemez bir şekilde ensemi kaşıdığım da parmakları ile burun kemerini ovaladı. "Savaşçıların yüz karasısın." Ağzım aralandı ve diyecek bir şey bulamadığımda altta kalmanın siniriyle sol ayağımı sertçe yere vurdum. "Sen de mükemmel sayılmazsın !"
Neden herkes bana bakıyordu ?
Söylediğim ile birlikte çalışma yapan herkes işini bir kenara bırakmış, sanki 'Selam, ben bir insanım ve bir aynanın içinden kaza sonucu Zarkan denen bu cehenneme geldim. Süslü'nün etkisi bu kaza da büyük tabi. Ama siz bana aldırmayın, savaşçı ısırmıyorum' demişim gibi bakmaya başlamıştı.
İnsan düşmanı başını hafifçe yana yatırdı ve ela gözleri beni korkutmak ister gibi koyulaşmaya başladı. İster istemez yutkunurken, "İlk olarak resmiyetini takın. Sen diyebilecek kadar beni tanıyan biri değilsin." dedi. Hemen ardından boğuk bir ses tonu ile ekledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zarkan
Fantasy"B-Bu yaratıklar," kendi kendime sustuğumda, ifadesiz bir şekilde bana baktı. "Gölge yaratıkları." Yutkunarak bakışlarımı yerde yatan şeyden ayırdım. "Gölge yaratıkları mı ?" Benim şüpheci tavrıma karşın dudağının kenarı kıvrıldı ve ela gözleri tehl...