( Bu Aykırı Tip, Editini sonra yapacağım.)
***
6.Bölüm : Çözülmeyi Bekleyen Sırlar
Çan sesi ile birlikte hüzünlü bakışlarımı tabağıma çevirdim. Yemeğimden ayrılmak çok zor geliyordu. Şu yarım saat içerisinde özel bir bağ kurduğumuza emindim. Kendisi midem ile çok iyi anlaşıyordu.
"Kayra !"
Başımı kaldırıp, karşımda dikilen Andaç'a baktım. "Sana sesleniyorum." dediğinde göz devirip, 'Hadi canım' bakışları atmıştım. Andaç saçlarını karıştırıp, kapıyı işaret etti. "Dersin ağabeyimle sanırım. Gel beraber gidelim."
Bunu hatırlatmak zorunda mıydın şimdi ?!
Sıfırlanan moralim ile birlikte ayağa kalktım. Az sonra kemiklerimin defalarca yerinden oynayacağına emindim. Yaptığım şeyden sonra sakin bir insan düşmanı beklemek, balık ile süt yemek gibiydi.
Yemek demişken,
Burada abur cubur var mıydı acaba ?
"Bugün müzeye gideceğiz sanırım." İlgimi bunu söyleyen Andaç'a verdim. Gözleri neşe ile parlıyordu. "Ne müzesi ?" dedim kafam karışmış bir şekilde. Rahat bir tavırla omuz silkti. "Saray müzesi tabi ki."
Harika (!)
"Lütfen katılımın zorunlu olmadığını söyle." Çok acayip bir şey demişim gibi, gözlerini irice açarak bana döndü. "İyi misin sen ?" dedi dehşetle. "Oradaki eserleri görmek için saray kapısında günlerini geçiriyorlar."
İçeride en fazla ne olabilirdi ki ?
Gülerek ekledi. "Süvarinin kılıcı orada sonuçta."
Lafımı geri alıyorum.
"Peki neden bu kadar değerli bir yere acemi savaşçıları götürüyorlar ?" Sorduğum soru, onda da bir takım şüphelere neden olmuş olacak ki kaşlarını çatarak, başını kaşıdı. "Bilmiyorum, ama tüm savaşçı gruplarını götürüyorlar."
Böylesine önemli bir yere sadece savaşçı gruplarını götürüyorlar. Kahin ya da şifacıları değil. Ve her adımında bir sebep olan Kuvars Karahan götürüyor.
İşte bu şüphelenmem için kesin bir nedendi.
"Fazla düşünmemek gerekiyor. Böyle bir yere gidebildiğimiz için şükredelim."
Buradan çıkış yolunu bulduğum gün, kesinlikle bir kaç eşya çalıp da gidecektim. Dünya da işime yarayabilirdi.
Arka bahçeye çıktığımız an gözüme, 'Eğitim araçları' adı altındaki işkence aletleri çarptı. Zihnim onların içinde acı çektiğim bir sürü sahne oluşturmuştu bile. Ve her sahnede insan düşmanı beni gülerek izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zarkan
Fantasy"B-Bu yaratıklar," kendi kendime sustuğumda, ifadesiz bir şekilde bana baktı. "Gölge yaratıkları." Yutkunarak bakışlarımı yerde yatan şeyden ayırdım. "Gölge yaratıkları mı ?" Benim şüpheci tavrıma karşın dudağının kenarı kıvrıldı ve ela gözleri tehl...