***
5.Bölüm : İsyankar
Duyduğum yabancı ses ile kaşlarım çatıldı ve hızla arkamı döndüm. Beklediğim şey insan düşmanının, keyifle sırıtan suratıydı. Ancak karşımda daha önce görmediğim biri, oldukça ciddi bir ifade ile suratıma bakıyordu.
İstemsizce bedenini inceledim. Kollarını dirseklerine kadar sıvadığı, diz kapaklarının bir karış üzerine kadar uzanan bir ceketi vardı. Siyah bir tişört, bol bir pantolon ve kaba botlar giyiyordu. Buraya kadar hiç bir sorun yoktu.
İnsan düşmanı da karizma bir adamdı sonuçta.
Sorun yüzündeydi.
Hayır, korkunç falan değildi. Çirkin denemeyecek kadar yakışıklı ve erkeksi hatlara sahipti. Sadece biraz...
Aykırıydı.
Evet, doğru kelime bu olmalıydı. Kaşında ve dudağında piercing vardı. Kıvırcık saçlarının bir kısmı siyah, bir kısmı beyazdı. İlginç bir tarzı olduğunu söyleyebilirdim. Piercing olmayan diğer kaşında da kesik vardı. Fazlasıyla tuhaf biriydi.
"Bir savaşçıyı mı kolluyorsun ?" dedi beni tutan adam hayretler içinde. Korkum biraz daha artarken, tedirginlikle ağırlığımı sağ ayağıma verdim. Karşımdaki aykırı tip benim aksime rahat bir tavırla omuz silkti. "Tekrarlamamı ister misin Kaya ? Kız benimle."
Arkamdaki adamdan kısık sesli bir homurtu yükseldi. "İsmim Kaya değil, Azat." Bir an için bulunduğumuz duruma gülecek gibi olsam da koluma mengene gibi yapışmış adamı hatırlayınca önüme döndüm.
Hayatımda pek aksiyon yaşamamış biri olarak söylüyorum ;
Eğer biraz daha korkarsam altıma işeyecektim.
"Demek ismin hafızamı işgal edecek kadar önemli değil. Şimdi kızı bırak ki, sağlam bir kolun olsun." Beni tutan adamın tereddüte düştüğünü hissettim ancak karşısındaki aykırı tipten korkuyor olacak ki, beni öne doğru ittirdi.
Cılız bedenim yalpalayarak yere düşecekken aykırı tip kollarımı kavramıştı. Kemikli parmaklarından rahatsız olsam da sesimi çıkarmadım. Beni arkasına çekti ve ufak bir baş işareti yaptı. "Kaybolun."
Adamlar hızlı adımlarla burayı terk ederken, yerde sessizce göz yaşı döken kadın ayağa kalktığı gibi kaçmaya başladı. Kolumu elinden kurtardım ve bende tıpkı o kadın gibi koşmaya başladım. Ancak son anda ensemden çekilmiş ve başarısız olmuştum.
Şanssız olduğumu, Süslü ile aynı boyuta gönderilmemden anlamıştım zaten.
Nihayet göz göze geldiğimiz de yavaşça yutkundum ve dişlerimi göstererek gülümsedim. "Bu beni bırakman gereken kısım." Aynı benim gibi bir gülümseme ile başını iki yana salladı. "Hayır, bu senin bana minnet duyarken benim seni esir aldığım kısım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zarkan
Fantasi"B-Bu yaratıklar," kendi kendime sustuğumda, ifadesiz bir şekilde bana baktı. "Gölge yaratıkları." Yutkunarak bakışlarımı yerde yatan şeyden ayırdım. "Gölge yaratıkları mı ?" Benim şüpheci tavrıma karşın dudağının kenarı kıvrıldı ve ela gözleri tehl...