Sabah olmuş ve yatakta bir tur daha dönerek sakin kalmaya çalışmıştım.
Neden ne için buradaydım hiç bir fikrim yoktu.
Beni buraya kaçırarak zorla getirmemişlerdi.
Aksine...
Bar çıkışında kafam biraz güzel iken bir iş konusundan bahsetmiş ve bir türlü o arabaya binmemi sağlamışlardı.Kapının ardından gelen ağlama ve yalvarma seslerinden sonra, doğrulmuş ve sadece dinlemiştim.
Aniden ortam ölüm sessizliğine bürünmüş ve tüm sesler kesilmişti.
Kalbim gittikçe hızlı atıyor ve kendime, Bar'a gittiğim geceye lanet ediyordum.
Yutkunmuş ve yavaşça ayağa kalkmıştım.
Kapının ardında bir şeyler olmuştu.
Buna emindim.
Ama kapıyı açacak kadar cesaretli miydim...
Bilemiyordum.Tam kapının önünde durmuş ve kısa bir süre düşünmüştüm.
En fazla ne olabilirdi ki..
Elimi kapının koluna götürmüş ve hızlıca indirerek kapıyı aralamıştım.
Tam karşımda tüm ciddiyetiyle bakan bir adam görmüş ve gözlerimi ondan ayırmamıştım.
Hıçkırık sesleri duyulmaya başladığında yerde, onun tam önünde dizlerinin üzerine çökmüş olan kıza kaymıştı gözüm.
Ben neyin içerisine düşmüştüm böyle?
Ne oluyordu burada?
Bu kıza ne yapmışlardı?Gibisinden kafamda daha milyonlarca soru oluşurken, önümdeki adam elindeki silahı beline yerleştirerek bana bakmış ve ardından konuşmuştu.
-Beni takip edin.
Gözüm tekrar yerdeki kıza kaymış ve kısa bir süre onunla göz göze gelmiştim.
Bana kafasını olumsuz anlamda sallayarak ve gözlerindeki büyük pişmanlıkla bakmıştı.
Yutkunmuş ve önden ilerleyen o adama pek yaklaşmadan onu takip etmeye başlamıştım.
Şimdiden başıma ağrılar girmişti bile.
Büyük bir koridordan sonra uzun olan basamakları çıkmış ve etrafıma bakınmıştım.
Ev gereksiz bir şekilde çok büyük, kocamandı.
Adam bana dönmüş ve baştan aşağı süzdükten sonra kafasını sallayarak tekrar önüne dönmüştü.
Buna pek anlam veremesem de sonradan duyduğum sesler sonrasında boş vermiştim.Sesli, görüntülü bir şekilde birileri konuşuyor ve ses gittikçe yaklaşıyordu.
Uzun ve gösterişli olan basamaklardan gelen sesler üzerine başımı eğerek derin bir nefes almıştım.
Korkudan kalbim duracak ve genç yaşta burada ölüp gidecektim.
Kafamı kaldırıp bana ilerleyen adama bakmıştım.
Gömleğinin düğmelerini ilikleyerek bana ilerliyor, bir yandan da üzerimdekileri süzüyordu.
Bakışları hiç hoşuma gitmemişti.
Buraya kadar takip ettiğim adam onu gördüğünde eğilerek selamlamış ardından ise hızla gözden kaybolmuştu.
Ellerini pantolonunun ceplerine yerleştirerek tam önünde durmuş ve göz göze gelmemizi sağlamıştı.
-Genelde de böyle sessiz misindir? Öyleyse bu çok işime yarar.
Korkunun yanına bir de sinir eklenmişti.
Bu nasıl bir tavırdı böyle?
Pardon?
Hiç tanımadığım birine ne kadar sıcak davranabilirdim?
Ayrıca burada ne için olduğunu bile bilmiyorken?!-Peki..
Diyerek kendi kendine söylenmiş ve küçük bir süre için bakışlarını başka bir yöne yönelterek dudaklarını ıslatmıştı.
Tekrar bana bakmış ve gülümseme diye tabir edemeyeceğim şekilde sırıtarak elini uzatmıştı.
-Ben JungKook. Yeni sahibin.
......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"𝐁İ𝐓𝐂𝐇!"
Teen Fiction+18! "Dolandırıcı ve bir o kadar yalancı olan arkadaşlarının oyununa dahil olarak büyük patronlara, kendisini pazarlamalarına izin verir. İzin verir çünkü arkadaşları her kumar oyununu her zaman uygulandıkları taktik ile kazanır. Ama bir gün o takt...