ÜÇ AY

3-Başlangıç

Sabahın altı buçuğunda alarmıma söverek uyandım. Hızlıca hazırlanarak kahvaltı bile yapmadan valizimi alıp annem ve babama veda ederek kapıya indim kızlar gelmemişti beni çok bekletmeden yaklaşık 10 dakika sonra Esma yanıma geldi

Gerçekten yüzü gülümseyerek kahkaha atarak bana bakıyordu mutluluğu yüzüne yansıyordu. Fazla sürmeden Murat amca(Serra'nın babası)'nın arabası geldi. Serra ve Rümeysa arabadan bize el salladı bizde bagajı açıp içine valizlerimizi yerleştirdikten sonra koltuklarımıza geçtik.Nasılsın,ne yapıyorsun faslı bitince dışarıyı izledim.

İstanbul'u evimizi ailemizi mahallemizi çok özleyecektik. Son kez  evime ve bana camdan bakan anneme " Burayı çok özleyeceğim" dedim oda son kez el sallayıp içeri girdi.

Yarım saat sonra

Yolculuk çok sessiz ve sakin geçmişti.Sessizliği bozan Serra'nın  kulaklığındaki  saçma  şarkıydı.Bir on dakika sonra otogara gelmistik.Arabadan indik ve Murat amca valizlerimizi verdi.hepimize sarılıp,bize dikkat etmemizle alakalı şeyler söyledi ve arabaya binip gitti.

Kızlarla birbirimize  bakıp Kahkahalar attık ,sonra ise saatin yaklaştığını görünce otobüse doğru ilerlemeye başladık.

Otobüse gelince görevliye valizlerimizi verdik ve oda yerleştirdi. Üyelerimize aradık ve bulduğumuz da oturduk. Birkaç dakika sonra otobüs şoförü geldi ve yola başladık.

Serra'nın kulaklığındaki saçma şarkı az gelmiş olmalı ki yerinden kalkıp telefonunu radioya bağladı.(Multi)Ve bağırarak söylemeye başladı tabi bizde dururmuyuz eşlik ettik. Birkaç kişi daha eşlik etti ama rahatsız olan insanlar varmış bu yüzden kapatmak zorunda kaldık. Yerlerimizde somurtarak oturduk Serra ise homurdanarak gelip yerine oturdu. Bende kulaklıklarımızı taktık ve uyumaya çalıştım.

3 saat sonra;

Nihayet yolculuğun sonuna gelmistik ve şuan evin önündeydik. Esma kapıyı açtı ve içeriye girdik. İçerisi çok ferah ve aydınlıkti kalacağımız odalara eşyalarımızı yerleştirdikten sonra yiyecek birşeyler hazırlamak için mutfağa gittim.

Tabiki o sırada Serra yine saçma şarkılarını son ses açıp dinliyordu. (Multi)

Esma ve Rümeysa ise odaları temizliyordu

"Serra! Kapat şu şarkıyı rahatsız olacaklar"

Bunları diyordum ama Serra bunu bile duymuyordu çünkü çok yüksek ses ile çalıyordu dayanamayıp yanına gittim.

"Serra!"

"Ne var?"

"Bak kapat şu şarkıyı şikayet edecekler diyorum"

"Banane kızım ya! Buraya keyif etmeye geldim ben."

Kafamı sallayıp mutfağa tekrar gittim.

O sırada gerçekten sert şekilde kapı çaldı yavaş adımlarla kapıya yöneldim.

Kapıyı açtığımda uzun boylu kahverengi saçlı ,saçlarının uçları hafif sarımsıydı. Kaşlarını çatmış bağırarak şarkıya eşlik eden serra'ya bakıyordu. sonra birden bağırarak;

  " Şu şarkıyı kapatır mısınız!?"
 
"  Bu seni ilgilendirmez!"

" Evet ,ilgilendirir o şarkıyı kapat!"

  " T-tamam kapatıyorum"

Serra Kaşlarını çatmış çocuğa tuhaf bir bakış atıp şarkıyı kapattı.
Serra ilk defa ayrı bir adım normal tersi bozucu göndermesi gerekiyordu öyle yapayım şarkıyı kapatmıştı.

Herkesin şaşkın bakışları Serra'nın üzerindeydi. O ise bize hiç aldırış etmedi. Çocuk ise memnun olmuşçasına sırıttı ve,

"Siz herhalde yeni geldiniz bir daha fazla gürültü yapmayın! yoksa gerçekten kötü şeyler olur."

Herkes susmuştu Esma araya atıldı;

"Sen kimsin ya? Kimi tehdit ediyorsun?"

"Göreceğiz yakında!"

"Görelim merak ettim."

Esma ciddi bir şekilde çocuğun yüzüne kapıyı kapatıp salona geçti ben ve Rümeysa da peşinden ilerledik.

Uzun bir sessizlik oluştu sonra ben konuşmak zorunda kaldım.

"Kızlar haydi çok oturduk biraz dışarı çıkalım çekirdek kola yaparız nasıl fikir?"

Rümeysa "evet" dedi Esma ve Serra da kafaları ile onaylayıp dışarı çıktılar bende çekirdek ve kolayı alıp peşlerinden gittim.

Kaldırımda oturmuş dedikodu ve anılarımızdan bahsediyorduk.

" Kızlar Canan ve Burak tekrar sevgili olmuşlar"

"Onlarda varya sevgililerinden ayrıldıklarında direkt birbirlerine koşuyorlar"

"Evet birbirlerini kullanıp duruyolar"

Ben çekirdekleri iğrenç bir şekilde çitlerken bir yandanda dedikodular havada uçuşuyordu. O sırada elinde poşet olan,hafif saçları dalgalı bir çocuk geçiyordu. Ağzımdaki çekirdeği çocuğa doğru atıp,

"Analar neler doğuruyor bee"dedim.

Çocuk ise bana öküzün trene baktığı gibi bakıyordu.Tabi benim gibi cici bir kızın içinden böyle tır şoförü gibi birisinin çıkmasına şaşırmıştır. O sırada Rumeysa omuzuma vurup,

"Ne yapıyorsun kızım! Millete ne sataşıyon!?"

"Banane be! Erkekler, kızlara hep sataşır bir şey olmaz biz yapınca mı oluyor?!"
Rümeysa ile Serra göz devirip dedikoduya devam ettiler. Esma ise kahkaha atarak bana eşlik etti. Çocuğa bakınca bizim siteye giriyordu.