≿━━━━༺❀༻━━━━≾
Jongho mavili mektubu dolabına geri koymadı. Mektubu eve götürdü, diğer mektubun yanına, kilitli çekmecesine, koydu. Ailesinin onu rahatsız etmeyeceğinden emin olduktan sonra anonime bir mektup yazmaya karar verdi. Bu kararı çok düşünmüştü Jongho. Çünkü ona umut vermekten korkuyordu. Bir de üşengeçliğinden yapmamak istiyordu. Bu kadar üstünde durulacak bir mevzu olmadığını düşünüyordu. Mesela kuzeni San her gün farklı bir aşk mektubu alırdı. Hepsini özenle okur, saklardı. Mektupların kendisini mutlu ettiğini söylerdi. Ama o kadardı. Mektup sahiplerinin kim olduğunu merak etmezdi, onları bulmaya çalışmazdı. Galiba Jongho da kuzeni gibi aşktan daha önemli şeyler olduğunu düşünüyordu, örneğin gelecek sene üniversite için yetenek sınavına girmek gibi.
Yine de Jongho sandalyesine oturdu, önüne temiz bir kağıt aldı. Daha duygularını dile dökemezken yazıya mı çevirecekti? Derin bir nefes alıp yazmaya başladı.
"Sevgili Anonim,
Galiba ilkokuldan sonra ilk defa mektup yazıyorum. Böyle bir başlangıç kaba geldi. Ama ismini bilmiyorum. Sana başka nasıl hitap edebilirim ki? Neden yüz yüze konuşamıyoruz? Gerçi sen bilirsin, ben sadece sana bir kez cevap vermem gerekiyormuş gibi hissettim.
İlk olarak, hiç rahatsız olmadım mektubundan diyemem. Böyle şeylere alışkın değilim. Ayrıca dolabımı da gerekli olmasa kilitsiz bırakmam. Ama sanırım bu bir şaka olmadığı için boşverdim. Ve evet, birkaç gün dolaba bakma nedenim de ilk başta yeni bir mektup bulmaktı. Devamı gelmezse şaka olduğunu düşünecektim. Arkadaşlarımın ne kadar saçma sapan insanlar olduğuna inanamazsın.
Utangaç olmanı anlıyorum. Ama gerçekten kaşıma çıksan tek kelime edemez misin? Aynı sınıftayız, değil mi? Yoksa değil miyiz? Bizim dönemden misin? Beni bildiğini ama tanımadığını söyledin. Beni nerden biliyorsun ki? Daha önce hiç konuşmamış olamayız. Aksi halde bir insana sadece onu izleyerek aşık olunacağına inanmıyorum."
Jongho kalemi kağıttan kaldırıp düşündü. Nelerden bahsetmişti mektuplarda? Aklında kalanlarla ilgili bir şeyler yazmaya devam etti.
"Taşındığını söylemişsin. Çok mu uzağa taşınıyorsunuz? Ben hiç taşınmadım. Doğduğumdan beri aynı mahalledeyim.
Ben de liseyi çok özleyeceğim. Beni tanıdığın kadarıyla bunu anlamışsın zaten. Arkadaşlarımı, beyzbolu ve öğretmenlerimi özlerim elbet.
Ben en çok sonbaharı severim. Sonbahar bana huzur veriyor ve renklerin uyumunu görmek çok güzel.
Çiçekler hakkında çok fazla şey bilmiyorum. Sanırım favorilerim papatya, menekşe, orkide, beyaz gül ve lavanta. İlk mektuptaki çiçeklerin ismi ne? Çok güzel korkuyorlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sevgili lilyum,
Fanfiction[choi jongho] Bazen hayat beni boğuyormuş gibi hissettiğimde, tüm gücüm tükendiğinde her şeye ara verip seni izledim ama korkarak sana baktığımı görmenden.