Jaebeom iki gündür Youngjae'nin dediğini düşünüyordu.
"Birinci seçenek yeterli olsaydı ikinci seçenek gerekmezdi."
Peki öylece seçecek miydi? Sonuçta bu bir şey satın almaya ya da defterine hangi renk kalemle yazacağını seçmeye benzemezdi, iki insan arasında seçim yapacaktı.
İki gündür Jinyoung'la karşılaşmamak için derslere gitmiyor, Youngjae'yle konuşmamak için o uyanmadan odadan çıkıyordu.
Youngjae endişeliydi. Dediği şey ona iyi gelmekten çok Jaebeom'u her şeyden daha da uzaklaştırmış gibiydi.
Onu özlemişti. Sabah ondan erken kalkıp huzurla uyuyan Jaebeom'u izlemeyi özlemişti. Ama iki gündür uyandığında onun yatağını hep boş buluyordu, ve Youngjae Jaebeom geceleri odaya geliyor mu onu bile bilmiyordu.
Jinyoung ise pes etmişti. Şimdiye kadar hiçbir dersin 1 dakikasını bile kaçırmayan kişi, birkaç gündür derslerine gitmiyor, notları bile almıyordu. Uzun zamandır sevdiği kişinin ondan uzaklaşması, başkasına aşık olması gerçeğini kaldıramıyordu.
Ama Jinyoung yine de Jaebeom'un yanında kalacaktı. Eğer ihtiyacı olursa, ulaşabileceği yerde olacaktı.
Çünkü Jaebeom onu sevmese bile, Jinyoung Jaebeom'u seviyordu.
Jaebeom başkasına gülümserken bile Jinyoung o gülümsediği için mutlu olabilirdi.
Jaebeom aşkı başkasında bulsa bile Jinyoung o iyi hissettiği için buna göz yumabilirdi.
Jaebeom artık kendini hazır hissettiğinde, yurda dönmeden önce Youngjae'yi aradı.
Youngjae aramayı görünce korku, ve aynı zamanda heyecanla çabucak cevapladı.
"Jaebeom? İyi misin?"
"Bir insana onu sevdiğini ve onunla devam etmek istediğini söylemenin en iyi yolu nedir?"
Demek Jinyoung'u seçmişti, onu seçse bunu sürpriz olarak yapardı, sormazdı. Sesinin kırılmamasına özen gösterirken konuştu. Dayan Youngjae, telefon kapanana kadar dayan.
"Ah... Bilmiyorum, direk söyle, ya da sarıl? Belki öp... Bilmiyorum Jaebeom, bu konularda iyi değilim..."
Jaebeom hafifçe gülümsemişti.
"Teşekkür ederim Youngjae. Döndüğümde görüşürüz."
"Görüşürüz..."
Youngjae telefonu kapattığında bir süre ekrana baktı. Gözünün önüne gelen Jinyoung ve Jaebeom'u düşünmeden duramıyordu. Ama garip bir şekilde, ağlamıyordu. O kadar çok ağlamıştı ki gözleri artık ona karşı çıkıyor gibiydi.
Aradan geçen yarım saat sonra odanın kapısı açılmıştı. Gülümsemesini saklayamayan Jaebeom girmişti içeri.
Youngjae gülümsemeye çalıştı. En azından o mutlu.
Jaebeom Youngjae'ye yaklaştı. "Biraz konuşabilir miyiz?"
Tabii konuşabiliriz, artık Jinyoung ile bir ilişkiniz var ve benim etrafta dolanmamı istemiyorsunuz, bu yüzden odamı değiştirmemi isteyeceksiniz.
"Tabii."
"Youngjae, nasıl diyeceğimi bilmediğim için tavsiyelerinden birine uymaya karar verdim."
Ona doğru attığı bir adım Youngjae'nin kafasının karışmasına sebep olmuştu. Ve giderek daha da yaklaşıyordu.
Youngjae'nin beyni ve kalbi gürültülü bir tartışmaya girmişken bir anda her şey susmuştu.
Sanki Youngjae ağır çekim görmeye başlamıştı.
Sanki zaman durmuştu.
Jaebeom, dudaklarını Youngjae'ninkilerin üstüne bastırmıştı.
//alessia cara 一 i choose//
ŞİMDİ OKUDUĞUN
moiety ● 2jae x jjp
FanfictionJaebeom yeni okuluna transfer olduğunda, burada hayatının en zor seçimine maruz bırakılacağını bilmiyordu. İnsan, iki kişiye birden aşık olabilir miydi?