Uyandığımda gözlerim açılmıyordu. Sanki 10 ton ağırlık koymuşlar gözlerimin üzerine. En sonunda gözlerimi açabilmiştim ki birden Emre'den kahkahalara boğuldu. Etrafı bulanık gördüğümden gözlerimi tekrar ovuşturdum ve açtığımda bana güldüğünü fark ettim. O kadar kızmıştım ki boşu boşuna gülüyordu. En sonunda neden güldüğünü sorduğumda "aynanın karşısına geç benim tatlı şebeğim" dediğinde iyice meraklandım ve hemen aynanın karşına geçtiğim gibi büyük bir çığlık attım. Saçlarım öyle bir dağınık ki zaten yüzüm şişmiş resmen cadılara benzemiştim. Emre halen gülüyordu. En sonunda bende kendimi tutamayıp gülmeye başladım gerçekten çok komiktim ama en sonunda işi ciddiye alıp kendimi banyoya attım ve güzel bir duş aldım.
Duştan çıkınca sevgili kocacım bana saatin 12 olmasına karşın çok güzel bir kahvaltı sofrası hazırlamıştı (aslında böyle biri değildir odunu tekidir ama ben onu çok seviyorum)
Birde kahvaltıda erkeklerin çok meşhur olduğu kabuklu omlet vardı. Yerken miğdem bulanmıştı ama ben yinede beğenmiş taklidi yaparak o iğrenç kabuklu bozuk yumurta tadı veren omleti yemiştim sonuna kadar. Ama en sonunda öyle bir kustum ki o da omletten olduğunu anlamıştı.
Öğleden sonra sıkıca giyinip dışarı çıktık. Dışarısı çok soğuktu. Oteldeki personeller bize kayak yapmamızı önerdi ama ne ben ne de Emre kayak yapmasını biliyorduk. Bize birisinin kayak yapmayı öğreteceğini söyledi. Bizde kabul ettik. Dışarıda harika bir manzara vardı. O kara toprağın üstünü örten kalın karlar,kayak yapan insanlar ve bizim gibi tatile buraya gelen romantik çiftler..
Ben dışarıda bu güzelliklere dalmışken Emre ile bir adam bana doğru geliyordu. Anlaşılan bu adam bize kayak yapmayı öğretecekti ( Emre nasıl olduysa bu adamı yanına almış artık bilemedim kıskançlık meselesi)
Bize gereken malzemeleri verdiler ve bizde kayak yapılacak yere doğru gittik. Çok büyük bir yerdi ordan atlasam damarlarımda kan değilde adrenalin akardı. Gözüm korkmuştu ben yapmak istemiyordum çünkü ilk günden bir yerlerimi kırmak istemiyordum. Ben yapmak istemediğimi söyleyip yukarı çıktım. Tabii kral dairesi olunca insanın canı sıkılmaz hemen üstümü değiştirdiğim gibi havuza koştum. Havuz o kadar da büyük değildi ama tam iki kişilik bir havuzdu.
20 dakika sonra Emre içeri girdi ve her yeri kardı. Anlaşınlan yere düşmüş ve her yeri o yüzden karlarkayak kaplı olmuştu. Ben hemen havuzdan çıktım Emre'nin yanına koştum. Ne olduğunu sorunca adamla kavga etmiş.Saat 20.30 film izlemeye karar verdik. Ve şansımıza televizyonun altında bir sürü film vardı. Hepsine teker teker bakarken acıktığımı fark ettim gerçekten çok acıkmışım. İnsan sevdiği ile vakit geçirirken her şeyi unutuyor. Ben aşağı inip kendime bir şeyler alırken Emre'de o ara filmlere bakıyordu.
Aşağı indiğimde yemek saatinin bitmesine 15 dakika kalmıştı hemen hızlıca yemek istediklerimi aldım sonrada film izlerken atıştıracak abur cubur. Yukarı çıktığımda Emre filmi seçmiş beni bekliyordu ve çok güzel bir film seçmişti. Aslında Emre ile bir birimizi tamamlıyoruz o benim neyi çok seveceğimi çok iyi bilir bende onun sevdiklerini çok iyi biliyordum tam bir takım gibi.
Emre cd'yi yerine takarken bende yiyeceklerimizi hazırlıyordum. Her şey hazırdı, birlikte koltuğu yatak gibi yapıp üstüne yayıldık.Film bittikten sonra artık yatma vakti geçmişti hemen yatağımıza geçip uyuduk ve ilk günümüz böyle geçti.