Yine bir pazar sabahıydı. Güneş sanki bu gün her zamankinden daha parlaktı. Küvetin sıcak suyla doldurup içine girdim ve vücudumun gevşemesine izin verdim. Yaklaşık 20 dakka sonra telefonumun çalmasıyla irkildim. Bornozuma sarınıp telefonu açmaya gittim.
"Alo"
"Nasılsın tatlım."
"İyiyim anne."
"Müjdemi isterim."
"Ne oldu?"
"Sınavı geçtim ve ehliyetimi verdiler."
"Aman tanrım! Anne bu ne güzel bir haber"
"En yakın zamanda babanla yanına yerleşeceğiz."
"Ah, anne yapma. 22 yaşındayım ve kendi başımın çaresine bakabiliyorum."
"Tamam tatlım kızma. Elbette başının çaresine bakabilirsin. Sadece seni çok özledim. Okulunu bitirdiğinden beri İzmir'e gelmiyorsun."
"Anne bu konuyu konuşmuştuk. İşler çok yoğun olduğu için patron izin kullandırmıyor bu aralar."
"Peki canım. Sonra görüşürüz. Seni seviyorum."
"Seni seviyorum."
Telefonu kapattım. Ben de onları gerçekten özlemiştim. Ama işlerim çok yoğundu. Ama en kısa zamanda onları görmeye gidecektim.
Kahvaltı niyetine kahvemi içtim ve evden çıktım. Taksiye bindim. Dişarıda yağmur başlamıştı. Taksiden iner inmez koşmaya başkadım ve 4. Kata çıktım. Kapıyı çaldım.
"Ooo Melis Hanim helmiş. Evimin yolunu onuttun sanmıştım."
"İstersen geri gidebilirim."
"Geç içeri canım."
Evi sıcacıktı. Hemen üzerimdekileri çıkardım ve oturdum.
İki kahve yaptı.
"Ee anlat bakalım ben gittikten sonra ne oldu."
"Ne demek ne oldu?"
"Hadi ama Melis. Koskoca evde hiçbir şey yapmadan oturduk diyemezsin."
"Dedim ya Cemre arkadaşları da vardı."
Soylediklerime inanmdığını belli edecek bir şekilde gözlerini süzdü.
"İster inan, ister inanma Cemre ama aramızda hiçbirşey olmadı. Arkadşlarıyla tanıştık ve sohbet ettik. Bu kadar." kahvemden bir yudum aldım.
"Peki. Sen öyle diyosan öyledir."
Lafladık biraz Cemre'yle liseden beri arkadaşım. Liseden görüdtüğüm tek kişi diyebilirim. Arkadaş grubumuzdan sadece ikimiz izimizi kaybetmeden bağlarımızı koparmamayı başarmıştık. Gece yarılarında korkup evime çağırabileceğim bir kızdı Cemre. Çok sıcak kanlı ve eli açıktır.
"Ben artık kalkayım canim."
"Nereye, ne güzel oturuyorduk."
"Yapılacak birkaç işim var."
"Tamam sonra görüşürüz."
"Hoşçakal."
Dışarıya indim. Bir taksi çağırdım. Hava çok soğuktu. Gelir gelmez hemen bindim. Mesaj sesimle irkildim. Telefonumu çıkardım. Numarayı tanımıyordum. Mesajı okudum.
"Seni izliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKİP
Mystery / ThrillerSokakta hızlı adımlarla yürüyordum. O kadar korkuyordum ki titreyen bacakların birbirine dolanıp düşmeyeyim diye çok çaba gösteriyordum. Takip edildiğimi hissediyordum ama arkamı dönüp bakmaya cesaret edemiyordum. Nefes alışlarım hızlandıkça soğuk h...