Yorum yapıverin yaa, cnm sıkılıyor. Bildirim görünce moralim yerine geliyor.Mutlu edin bu kızı.
メ
Arkadan sarı tişörtüyle bakışarak adımlarını takip ettim. Birkaç adım gerimde varlığını hissediyordum.
Taehyung'un böyle bir teklif yapmasına fazlasıyla şaşırmıştım. Çekim yapmayı sürekli istese bile bir başkasıyla bunu yapmamı istemesi beklenmedikti. Bunu neden yaptığını biliyordum ve her ne kadar ona minnettar olsam da yapmaya çalıştığı şey olanaksızdı.
Beni bulunduğum bu durumdan kurtarmaya çalışıyordu. Herkesten uzak kendimi eve kapatıp dışarıyla ilişiğimi kesmeme en çok o karşıydı. Böyle yaşamamı istemiyordu. Ben de istemezdim ama elimden gelen hiçbir şey yoktu.
Beni olabildiğince dışarı çıkarıp insanlarla olan mesafemi en aza indirmeye çalışıyordu. Etkileşimde bulunmamı, rahat yaşamamı istiyordu. Ama bunu yapamazdı.
Bu seferlik bunu kabul etsem de bu çemberi genişletebileceğim son noktaydı ve tek seferlikti. Bunu yaptığımdan onun haberi yoktu ve olduğunda tekrarlanmaması için her şeyi yapacağını biliyordum.
Benim yaşamama asla izin vermezdi.
Boğaz temizleme sesiyle kendime gelirken yan tarafımda yürüyen Jimin'e baktım. Saniyelik gözleri belerirken yerinde duraksadı. Bu hali gülmek istememe neden olsa da kendimi tutarak önüme döndüm.
Jimin;
Zilin çalmasıyla yerime mıhlanırken gözlerimin belerdiğine emindim. Kalbim çoktan hızını artırıp soğuk soğuk terleri yola çıkarmıştı bile.
"Ben bakarım." Taehyung'un gereksiz bağırışı etrafta yankılanırken içimde saniye duraksamadan ormana doğru koşup kendimi çalıların arasına atmamı söyleyen sesler duyuyordum. Onun yerine donup kalmıştım.
"Yatıp kalkıp bana dua et, bu muhteşem kardeşin kalbini mutlu etti." omzuma pat patlayarak yanımdan geçti.
Saniyeler sonra aynı oksijeni soluyacaktık.
Mantıken herkes aynı oksijeni soluyordu ama bu başkaydı. Onun varlığını hissedecektim. Onu yakından görecektim. Onu duyacaktım.
Yeşil çimenlere donuk bakışlar atarken soğuk soğuk terliyordum. Hareketsizliğime son veren, birinin koluma yapışıp bedenimi kenara sürüklemesiydi.
"Hyung ruh görmüş gibi durma. Sakin ol biraz." Jungkook beni omuzlarımdan sarsıyordu. "Bana bak!" tiz bir çığlık atınca sıçrayarak kafamı hafif kaldırdım. Malûmunuz beyefendi benden birkaç santim uzundu.
"Kendine gel ve o muhteşem cazibenle Jane'i etkile." yüzümü ekşitip kollarını savruşturdum. Ne etkilemesi ölüyorum be.
"Gençler biricik çikilopum geldi!" aceleyle Kook'u itekledim ve paytak adımlarla arkamı dönüp çalılara ilerledim. Hoseok hyung saniyesinde beni tutup onlara doğruyu çevirdi. Dişlerini göstererek gülümserken dişlerinin arasından konuştu "Nereye gidiyorsun gerizekalı?!" çalıların arasına.
"Merhaba." merhaba dedi.
Yavaşça el sallayarak gülümsedi.
Aynı oksijeni soluyamıyoruz. Galiba nefes alamıyorum ben.
Gözlerim birleşik ellerine kayarken kaşlarım havalandı. Taehyung Jane'i pufa fırlatıp sırıtarak yaklaştı "Biliyorum çok mükemmelim. Teşekkürünü sonra edersin." saçını savurarak mangalın başına geçti. Oç.