|11|

572 51 8
                                    

Namjoon'dan:

Jeongguk'un anlattıklarını tek tek beynimde tartıyordum. Aklıma bir seçenek geliyordu fakat o da imkansıza yakındı.

Bunu araştırmam gerekiyordu.

Pratiğimiz bittiğinde herkes yorgunluktan kendini yere atarken ben hızlı bir şekilde çantamı alıp odadan çıktım.

Şirkette ki kişisel odama girdiğimde çantamı bir kenara bırakıp, bilgisayarın başına oturdum.

Google dan Jeongguk'un anlattıklarıyla ilgili şeyler bakarken tahminlerimin doğru çıkması kaşlarımın çatılmasına sebep olmuştu.

Jeongguk Astral seyahat yapıyordu.

Bu tehlikeliydi. Her ne kadar eğlenceli , nadir ve imkansız görünse de değildi işte.

Kendi istekleriyle paralel evrende gezmiyorlardı. O anki ruh haline bağlıydı ve gittikleri paralel evrende bir daha dönme imkanları olmayabilirdi.

Düşüncesi bile kötüydü. Ölme imkanları bile vardı.

Kapımın bir anda açılmasıyla içeri dalgın bir adet Jeongguk girdi.

"Hyung, bu olayı araştırıyordun değil mi?"

Tahmin etmesi beni şaşırtmamıştı. Böyle şeyler hep ilgimi çektiği için araştırırdım zaten...

"Evet Jeongguk, ama bulduğum sonuçlar pek iç açıcı değil."

Jeongguk bana korkuyla bakmıştı. Haklıydı. Böyle bir olay herkesin başına gelmezdi.

Yutkunarak sordu.

"Ne gibi sonuçlar hyung?"

Derince bir nefes verip gözlerimi yumdum. Gözlerimi tekrardan açtığımda direk gözlerine bakıyordum.

"Belki kendin görmek istersin?"

Deyip bilgisayarı ona çevirdiğimde tereddüt ederek bana bakmış sonra da bilgisayara doğru eğilmişti.

Okuduklarından hoşnut olmadığını her saniye değişen mimiklerinden anlıyordum.

Gözlerini bana çevirip dudaklarını araladı.

"Kız ne olacak?"

"Bilmiyorum Jeongguk, Bilmiyorum."

______________

Sarah'dan:

Sabah gözlerimi penceremden yansıyan güneş ışınlarıyla açtım.

Sanırım erken uyanmıştım çünkü ne alarmın sesi ne de beni uyandırmaya gelen annem vardı.

Yatakta oturur pozisyona geçtiğimde kaşlarımı çatıp odayı inceledim.

Burası kesinlikle benim odam değildi.

Daha çok eski tarzda ki hastane odalarına benziyordu.

Sertçe yutkunmamla boğazımda hissettiğim acı inlememe sebep olmuştu.

Nerdeydim? Boğazım neden bu kadar acıyordu?

Üstümde ki kıyafetlere baktığımda rüyamda ki kıyafetler olduğunu gördüm.

Ne yani rüya devam mı ediyor? Hem de idam edilmişken mi?

Bu olaylar artık bana saçma geliyordu. Buradan çıkmalıydım.

Şuan yaşadığım olaylar gerçek gibiydi. İnsan rüyadayken rüya da olduğunu nasıl anlardı ki?

Kapının yavaşça çalınmasıyla düşüncelerimden ayrılıp acıyan boğazımı temizledim.

"Gir!"

İçeri Jeongguk girince kaşlarım çatıldı.

Bu gerçekten rüya olamazdı ki zaten boğazım neden rüya da acısın.

"Sarah?"

Konuşan Jeongguk'a döndüğümde bana bir şey söylemek istiyor ama söyleyemiyor gibi bir halde olduğunu gördüm.

"Bana bir şey mi söyleyeceksin Jeongguk?"

"Biz aslında rüyada değiliz."

Deyip sımsıkı gözlerini kapattığında tepkimi görmek istemiyormuş gibiydi.

İyi de...ben bunu zaten tahmin etmiştim.

"Tahminlerim de yanılmıyorum demek.. peki bu nasıl oluyor?"

Jeongguk tahmin etmeme şaşırmış olmalı ki mal gibi suratıma bakıyordu.

Beni salak mı sanıyordu?

Hem neden hiçbir şey olmamış gibi davranıyoruz.

Aramızda hiçbir şey yaşanmamış gibi...

Jeongguk şaşkınlığını kenara bırakıp cevap verdiğinde kaşlarım anlamsızca çatılmıştı.

"Astral seyahat yapıyoruz Sarah. Yani bir sürü paralel evren var ve biz uyuduğumuz anda kendimiz başka bir evrende bulma ihtimalimiz çok yüksek."

Harika...

Biraz kısa oldu sanki sorryy

Ama ne yapayım diğer kitaplara da atmam gerek ve benim gözümden uyku akıyor.

Gözümü kapatsam uyuyacak gibiyim.

Şu gece bölüm yazma alışkanlığını bırakmalıyım sanırım.

Diğer yandan sabah erken kursa gidecem ve biliyorsunuz ki telefona izin yok bu yüzden...

Babaaayy

사랑해♥️


𝗞𝗲𝗵𝗮𝗻𝗲𝘁 || 𝓙𝓮𝓸𝓷 𝓙𝓮𝓸𝓷𝓰𝓰𝓾𝓴Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin