♤Epizoda 3♤

208 31 31
                                    

Barış o dünyalının yanına gönderilmesinden kısa bir süre sonra kendini beyaz mermer taşlarla kaplanmış küçük bir banyoda buldu. İşte karşısında duruyordu beyaz tenli cılız beden. Arkası ona dönüktü, ama aynadan sulu ve yeşil gözlerini görebiliyordu. Bir kaç saniye gözlerine kenetlendi gözleri. Cemalcan onu göremiyordu. Çünkü daha karşısında sadece bir ruh olarak duruyordu. Bu görevin ne kadar süreceğini bilmiyordu. Tek bildiği bir şey vardı, o da Cemalcan'ın onu baya bir süre uğraştıracak olmasıydı.

♤♤♤

Barış Cemalcan'ın onun kollarına kendini bırakmasının ardından ona göre minik(!) olan bedeni kucağına alarak yatağına yumuşak bir şekilde bıraktı. Elleri beyaz tenindeki yaralarda ve morluklarda gezinmeye başladı. İç çekerek dudaklarının arasında fısıldadı.

-Kim yaptı bunu sana?

Uzun bir süre süzdü Cemalcan'ın ince ve narin bedenini. Daha sonra ayaklanarak Cemalcan'ın dolabına yöneldi. Kısa siyah şort ve siyah bir t-shirt seçerek dolabı kapattı ve yatağın kenarına oturdu. Koltuk altlarından tutarak kendine çekti ve kafasını kendi omzuna sabitledi. Narin bir şekilde t-shirti kafasından geçirdi ve giydirdi. Cemalcan'ı yeniden yatağına uzatarak bacaklarına yöneldi ve siyah şortu giydirdi.Saçlarını geriye atarak alnına küçük bir öpücük bıraktı ve üzerini örttü.

-İstedikten sonra yapamayacağımız hiçbir şey yok. Bana güven.

(Barış ve Cemal'in tanıştıktan sonraki kısmına geri dönüyoruz)

Cemalcan ne olursa olsun bu adama güvenmesi gerektiğini düşünüyordu. Sonuçta kendi hayali arkadaşıydı. Ne gibi bir kötülük görebilirdi ki ondan? Belki de her şeyi düzeltmesi için karşısına çıkan bir şanstı.

-Bana vücudundaki yaraların sebebini söyleyecek misin?

Cemalcan yeniden yatağına uzanmış tavanı izliyordu. Barış'ın bu sorusuna cevap vermek gelmiyordu içinden. Anlatırsa o acıyı yeniden iliklerine kadar hissedecek gibiydi.

-Boşver.

Sadece bunu diyebilmişti. Kendisine bile cesur olmayı beceremeyen birinden de sadece bu cevap beklenirdi. Barış kaşlarını çatarak ayağa kalktı ve ellerini göğsünde birleştirerek pencereden dışarıyı izlemeye başladı.Derin bir iç çektikten sonra yüzünü Cemalcan'a döndü.

-Bu şekilde olmaz.Bana dürüst olmayacaksan, sana yardım edemem.

Cemalcan oturur pozisyona geldikten sonra ellerini bir birine kenetleyerek boşluğu izlemeye başladı. Uzun adam doğru söylüyordu. Belki de yaşadığı acılardan bahsederse vücudundaki ağırlık az da olsa hafifleyecekti.

-Sence böyle bir şeyi niye yaşamış olabilirim Barış?

Barış Cemalcan'ın gözlerinin dolduğunu farkettiği gibi ağır adımlarla ona yaklaşarak yeniden yatağının yanına oturdu.

-Sana zorbalık yapıyorlar, çünkü zayıfsın. İnsanların senin zayıflıklarını kullanmalarına izin veriyorsun. Her ne olursa olsun dimdik durmayı öğrenmek zorundasın.

-Bunu nasıl yapabilirim? Değiştiremeyeceğim şeyler var Barış.

Barış anlamıştı. Cemalcan'ın bu zorbalığa mağruz kalmasının en büyük sebebi yönelimiydi.

-Değiştiremezsen, kabullenmelerini sağlayacaksın.

Cemalcan hafifçe tebessüm ederek dolu gözlerle deniz mavisi gözlere bakmaya başladı.

-Barış, insanlar beni kabullenmek zorunda değil. Yaşadığımız toplumun nasıl bir toplum olduğunu bilmiyorsun sanki.

-Cemal herkes bir birine saygı duymak zorunda. Kimse sütten çıkmış ak kaşık değil ki, seni her hangi bir konuda yargılasın. Evet, kolay değil. Ama mümkün değil de diyemezsin.

Anđeo Mira | cembar (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin