Tüm bunlar fazlaydı önümdeki dosyalar bitmek bilmiyordu yarım saati aşmıştım kolumu sıyırıp saatin kaç olduğuna baktım 2:55 geçiyordu yaklaşık üç de geç bu saate kadar dosyaları bile yarılayamamıştım dosyalara iç geçirerek baktım bu bana revamıydı bu dosyaları zamanında yapıp bitirsem bile o patron asalağı bahane bulacak birşey bulurdu buda yetmezmiş gibi bu işi bitirdikten sonra onun evine geçmem ona kahvaltı hazırlamam gerekti tabi bu arada ne kadar uyuyabildiysem omuzlarımı düşürüp umutsuzluğa kapılmak istemesemde bu şekilde dosyalar nasıl bitecekti?"Neymiş kahveyi zamanında istiyormuş ha zamanında ha değil getirmişim işte zıkkımlan ne burun kıvırıyorsun"
dosyaları sinirle sağ tarafıma geçirip masada boşluk yaratırken şu masaya bakarken ben bile daralmıştım kolumu koyacak alan bile yoktu o kadar dosyadan, dosyaların yarısını sağ köşeme alıp bir diğer yarısını da ayağımın ucuna dizdim şimdi oldu en azından masa artık dolu demiyecektim bana rahat bir imkanı sağlıyordu yeterdi.
dosyaların çokluğunu görmeyerek elime bir dosya aldım. Kapıdan kıpırdama sesleri tüm dikkatimi dağıttı Defne üzerindeki eşofman takımıyla kapıda dikilirken yanındaki Ercan'ın kolunu tutarak onu da meydana çıkarttı.
"Selam güzel kız"
"Selam Defne'de sizin burada ne işiniz var? Uykunuz kaçtı şirketin yolunu mu tuttunuz"
"Pek öyle sayılmaz Ercan düş önüme"
"Ne var kızım ya sende benim yerimde olsan aynı haltı yerdin niye şimdi eziyet ediyorsun ki bana"
"Göbek bağımız bir mi kesildi? Neden seninle aynı haltı yiyeyim hadi bekleme yapma yürü"
"Ne oluyor burada Defne?"
Ercan'ı koltuğa oturtdu tek elini de omzuna koyup göz kulak olmak için de arada bakıyordu heran tüyecekmiş gibi bir surat ifadesi vardı Ercan'ın suratında bu ifadeyi tek gören ben olmadığımdan Defne'nin gözü ondan ayrılyordu kendine kalsa Ercan'ı koltuğa zincirlicekti
"Baktık ki Cihan beyin sana verdiği ceza bitecek gibi değil Ercan'ı da kaptım yardıma geldik madem bu arkadaş insanlara boş vaadlerde bulunup sanki şirkete gelse şirket onun sayesinde büyüyecekmiş gibi konuşan bu sahtekar yaptığı işin cezasını çekecek senden önce birkaç kişiye daha böyle söylemiş ama onlar görmezlikten gelmiş asistan işi basit sayılabilecek kadar kolaydır sorun hizmet ettiğin patrondan kaynaklanıyor"
"Boş ver gitsin Defne ben hallediyorum"
"Saçmalama heran uykuya dalacak gibi bir halin var yardım etmeye geldik yardım edeceğiz"
"Kusura bakma Asel yaptığım aşalıkçaydı"
"Kesinlikle öyleydi"
"Boş vaadlerde bulunup seni kandırdım bu yaptığım yanlıştı biliyorum"
"Çok yanlıştı ama hatanın farkında olman da güzel en azından gözümde salak durumuna düşmessin"
"Araya girmezmisin Defne sinirlerimi bozuyorsun"
Defne omuz silkip kendini bir koltuğa attı ama gözü hala Ercan'daydı
"Asistanlık işini kimse almak istemiyordu Cihan bey zor bir patrondu kimse ona bir dakka bile katlanamıyordu eğer ki bir asistan bulamasaydım kovulurdum Cihan bey verdiği kararlarda ciddidir yaparım dediği şeyi yapar benim annem ve kardeşlerim var işsiz kalamazdım bu zamanlarda iş bulmak kolay olmuyor bilirsin"
"Tamam Ercan ne olduysa oldu buradayım artık"
"Bak gör sana burayı sevdireceğim"
"Hadi dosyalara geçelim artık kız yorgunluktan ölüyor tamam nereden başlayalım ha ben ayağının oradaki dosyaları halledeyim siz ikinizde masadakileri halledin nasıl olur?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözyaşı
حركة (أكشن)Çıkmaz bir sokağın içinde hangi yöne gideceğini bilemeyen küçük bir kızdım adeta, pencerenin karşısına geçip dışarıda yağan yağmurdan kaçan insanların aklındakileri okuyacak kadar ürkütücüydüm de yanı sıra, ben çocukluğunu arayıp da bulamayanlardanı...