Doğum Günü Operasyonu

297 28 41
                                    

Oğuz gelen siren sesleriyle arkasını döndü. Onündeki siyah sokak kapısına vuran mavi, kırmızı ışıklardan başının dertte olduğunu anlamıştı.

...

Artemis koridorda öylece otururken Liu kuzenini sakinleştirmek için saçlarını okşuyor; Qiu da herkesin "kolonya" dediği keskin, limon kokulu sıvıyı Artemis'in ellerine ve boynuna sürüyordu. Bayılmaması için.

"Tamam yeter bu kadar uğraşmanıza gerek yok! Gayet iyiyim ben. Zehirli sarmaşıklarımdan arındım."

"İyice Adnan Ziyagil moduna bağlamış bu kız. Acil bir şeyler yapmamız lazım Rüzgar yoksa her an olmayan çiftliğimize gitmeye kalkabilir."

"Haklısın Kuzey. Sevgili falan mı bulsak?"

"İlla sevgili olmasına gerek yok. Güvenebileceği, her şeye rağmen onun yanında olacak bir dost da iyi olabilir aslında."

"Sizce sorunumuz bu mu beyler? O pislik -yani senin beşikten beri arkadaşım dediğin ve çok güvendiğin çocuk, Kuzey- az önce ne yaptı farkında mısınız?! Konuşturmayın şimdi beni! Gidip Bo-xiong'la ilgilenin."

"Zhan-ge kesin bir dille odadan çıkmamızı söyledi. Anlaşılan halvet va-"

"Bakın ciddiyim hayatımda gördüğüm en gevşek iki insan olabilirsiniz. Özellikle de sen Kuzey..."

"Daha tanışalı kaç saat oldu? Nereden vardınız bu sonuca Nehir Hanım?"

"Tavırlarından..."

Kuzey neredeyse şok olmuştu.

"Ne?"

...

Yibo, Zhan'ın göğsüne yatmış sessizce mırıldandığı şarkıyı dinliyordu. Saçları Zhan'ın parmaklarının arasında nazikçe okşanırken oldukça huzurluydu.

"Uyumak ister misin? Uykusuz kalınca başın dönüyor."

"Hayır. Terasa çıkalım."

"Peki, nasıl istersen. Hadi sen çık ben de battaniyeleri alıp geliyorum."

Yibo, Zhan'ın ses tonunun her zamankinden daha yumuşak ve tavırlarının daha anlayışlı olduğunu fark etmişti. Tek istediği herkesin bir şey olmamış gibi davranmasıyken evren sanki ona inat az önce yaşadıklarını unutmasına izin vermiyordu. Liu bile koridorda onu gördüğünde ciddi ve nazik bir ses tonuyla konuşmuştu. Derin bir nefes verdi ve terasın merdivenlerinden yavaş adımlarla çıktı.

İkisi sessizce, gökyüzündeki gittikçe kaybolan yıldızları ve tepelerin arkasından görünmeye başlayan Güneş'in doğuşunu izliyorlardı. Hava henüz serin olduğu için üzerlerinde ince bir battaniye vardı. Soğuk fayans zeminin üzerindeki minderde uzanıyorlardı.

"Ne düşünüyorsun?"

Zhan'ın ani sorusuyla solan yıldızları izleyen gözlerini Zhan'a çevirdi.

"Geçen seneki berbat geçen doğum günümü ve moralimi düzeltmek için yaptığın sürprizi... O gün de aynı böyle çatıda gökyüzünü izlemiştik."

"Üzerinden çok zaman geçti. Beraber ne çok şey yaşadık. Onca çekim, bir sürü saçma olay... Bu yüzden de güzel bir tatili hak ettik hm?"

"Aynen öyle. Bu arada bana gelen tuhaf mektubu hatırlıyor musun?"

Zhan güzel dişlerini göstererek gülümsemişti. Yibo manzaraya kayıtsız kalamamış ve dudağının bir kenarı istemsizce hafifçe yukarı kalkmıştı.

"Sanırım hatırlıyorum... Üzerinde isim yoktu. Manyak kadının teki benden bir kızı olduğunu söylüyordu. Ne saçmalıktı ama."

"Sence mektubu yazan kişi Li Bao olabilir mi?"

Ne Tür Bir Dizi Bu? (YiZhan) (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin