Sahil

284 23 28
                                    

Serin rüzgar şemsiyeleri tembelce sallandırıyordu. Mavi gökyüzündeyse neredeyse hiç bulut bile yoktu ama Güneş nedense kendini göstermek yerine tek tük bulutların arkasına saklanıyordu. Belki de sahilde zaten iki tane yıldız olduğu için kıskanıp küsmüştü ;)

Denizin içindeki bir grup çocuk ellerindeki su tabancaları ve pet şişelerle su savaşı yapıyorlardı. Yibo, ona kendi çocukluğunu hatırlatan manzaraya gülümseyerek kısaca bakmıştı.

Zhan ayağındaki kesikler yüzünden yüzünü buruşturup Yibo'ya bir şey belli etmemeye çalışıyordu. Evdeyken bir fırsat bulup cam parçalarını temizlemişti ama kesikler çok fazlaydı.

Kuzey Zhan'ın acı çektiğini açıkça görebiliyordu. Rüzgar'ın kulağına bir şeyler fısıldayıp yavaş adımlarla Zhan'ın yanına gitti.

"Eğer dayanabilirsen tuzlu su ayağındaki yaralara iyi gelecektir."

Zhan şaşırmıştı.

"Çok mu belli ediyorum?"

Kuzey gülümsedi.

"Hayır. Bo-xiong'un fark etmesi neredeyse imkansız ama ben anlarım."

Sahildeki beyaz şezlonglara yatan çoğu insanın gözleri soğuk denize girmeye çalışan iki genç adamın üzerindeydi. Sonuçta bu kadar iyi görünümlü insanlar her gün karşılarına çıkmıyordu.

Zhan ise soğuk denize alışmaya çalışan Yibo'yu izliyordu ve üzerindeki bakışları fark etmişti. Arkasını döndüğünde bir grup gençle karşılaştı. Gözlerini kısıp uyarıcı bakışlarını yolladığında aldığı karşılık birkaç göz kırpma ve el sallama olmuştu. Bıkkın bir nefes verip önüne döndü ve Yibo'yu izlemeye devam etti.

Yibo bir adım daha attığında altındaki minik taşlar dalganın etkisiyle yaramazca kıpırdayıp ayağının kaymasına ve dengesini kaybetmesine sebep olmuştu. Denize düşüp soğuk suyun onu donduracağını düşünürken iki kolun belini kavramasıyla sıkıca kapattığı gözlerini açmıştı.

"Zhan...ge?"

Daha kurtulduğuna sevinemeden bir dalga daha vurmuş ve bu sefer kendisini soğuk suyun içinde bulmuştu. Ama yanında Zhan da vardı.

Birden derinleşmiş suyun altında gözlerini açıp Zhan'ı bulmaya çalışmıştı. Suyun dışına itilince derin bir nefes verip saçlarını geriye atmıştı. Güneş tam olarak tepede olmadığı için hala koyu mavi olan denizde dibi görmek neredeyse imkansızdı.

"Zhan-ge? ZHAN!"

Zhan çok geçmeden yüzeye çıkınca Yibo biraz olsun rahatlamıştı ama yüzünde endişelendiğini belli eden bir ifade vardı.

"Neden kocası ölüm tehlikesi geçiren biri gibi bakıyorsun?"

Zhan omzuna çok sert olmayan bir yumruk yiyince kahkaha atmıştı. Yibo'nun yanakları giderek kızarıyordu.

"Son zamanlarda neden bu kadar utangaç oldun didi? Bu hallerini sevmediğimden değil hatta bayılıyorum ama içimde seni yeme isteği uyandırıyor."

"Dubaya gidelim mi?"

Rüzgar'ın sorusuyla herkes ona dönmüştü.

"Şu derindeki mavi, yüzen şey mi?"

Zhan gözlerini pörtletmiş uzaktaki dubayı işaret ediyordu.

"Evet."

"Hayatta olmaz."

"Zhan-ge. Gitsek?"

Yibo dudaklarını büzmüş inanılmaz bir tatlılıkla ona bakarken dişlerinin arasından iki kelime çıkmıştı.

Ne Tür Bir Dizi Bu? (YiZhan) (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin