Cam Parçası

642 67 58
                                    

Yüzünde hissettiği sıcaklık katlanılamaz hale geldiğinde acıyla gözlerini açmıştı. Güneş, sanki onu zorla uyandırmak istermiş gibi ışıklarını yüzüne yüzüne vuruyordu. Gözlerini açtığında yakıcı his de gitmişti. Lensleri olmadığı için karşısında dikilen kişinin kim olduğunu göremiyordu. Yatağın yanındaki sehpadan gözlüklerini alıp taktığında elindeki tuttuğu aynayla ikisinin uyanmasını bekleyen Xiao Zhan'ı görmüştü.

"Hadi uyanın artık. İki saattir sizi bekliyorum. Ayrıca saat dört oldu."

Uyku sersemi haliyle yanında huzurlu bir şekilde uyuyan ve kollarını onun beline sarmış Qiu'ya baktı.

"Qiu, hadi uyan."

Sesi çok yumuşaktı. Qiu uyanmayı reddeder gibi homurdanıp yanındaki insandan yastığına daha da sıkı sarılmıştı.

"Meimei yeter artık! Hemen uyan yoksa kedi getiririm."

Qiu "kedi" sözcüğünü duyar duymaz hemen kalkmış ve hazırola geçmişti.

Xiao Zhan ikisinin bu şapşal ama sevimli tavırlarını görünce aklına Yibo'yla aynı yatakta uyanıp şok geçirdikleri gün gelmişti. Gülen yüzü aniden soldu ve dün evi hızlıca terk eden adama ne kadar alıştığını tekrar fark etti.

"Sizinle konuşmam gereken bir şey var."

"Gege, sana yemin ederim ki ben bir parke taşı kadar düzüm. Sadece karşı cinsten hoşlanıyorum. Liu'yla korktuğum için uyudum."

"Neyden bahsediyorsun? Banane senin hangi cinsiyetten hoşlandığından! Ben başka bir şeyden bahsedeceğim. Kızlar, ben çok kötü bir şey yaptım."

"Bo-xiong'la alakalı değil mi? Dün onu bulduğumuzda çok kötü ağlıyordu. Ne olduğunu sorduğumda cevap vermemişti."

"A-ağlıyor muydu? Ben, ben iğrenç bir insanım. Ben insan bile değilim. Neden onu durdurmadım ki? Hem geçmişte sarhoş halimle ondan faydalandım. Hem de olayı hatırlamayıp ona iğrenç davrandım." Dizlerinin üzerinde yere çökmüştü.

"O-ondan faydalandın?"

Duydukları karşısında Liu bile şaşırmıştı. Onun gözünde Xiao Zhan bu tarz bir şey yapabilecek son kişi bile değildi.

"Zhan-ge. Şaka yapıyorsun değil mi?"

Kafasını olumsuz anlamda sallayan Xiao Zhan'a bakan ikilinin ifadesi dehşet doluydu.

"Üzgünüm. Dün ona, onunla arkadaş olmak istediğimi söylediğimde çıldırdı ve bizim geçen sene..."

"Tamam yeter daha fazlasını duymamıza gerek yok. Qiu'mun... Yani,  Qiu'nun masumiyetini bozmaya gerek yok bence."

Xiao Zhan yapabildiği en çirkin şekilde ağlıyordu.

"Ben geri zekalıyım. Nefes almayı bile hak etmiyorum."

Qiu hemen abisinin yanına çöküp Xiao Zhan'ın başını omzuna yaslamıştı.

"Gege. Hadi sakinleş. Beraber dışarı çıkıp patates kızartması yemeye gidelim olur mu? Sonra Yibo'dan özür dilersin."

Burnunu çekerken boğuk sesiyle cevap verdi.

"Sos olarak sarımsaklı mayonez olacak değil mi?"

"Evet. Hadi toparlan. Liu, sen şoförü ara olur mu?"

"Gerek yok. Buraya yakın olan bildiğim bir mekan var ve pankekleri yağlı değil."

Söylediği şeyle gülmüştü. Ama Xiao Zhan duyduğu cümleyle daha da çok ağlamaya başlamıştı.

Ne Tür Bir Dizi Bu? (YiZhan) (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin