Bölüm 3

735 26 9
                                    

Bizim evin arka bahçesine geçtim. Aytül teyze ye duyduğum hayranlık kadar bir o kadar da tedirginliğim vardı. Ve buna rağmen arka bahçedeki kuyunun kaldırımına otururken dizlerimin titremesi asla geçmiyordu. Kendimi tanıdığım ve bulduğum yer bizim evin arka bahçesiydi , bütün her şeyimi oraya gömüyor idim;

korkularımı, tedirginliğimi, sevincimi, üzüntümü hatta kahkahalarımı bile. Bugün yaşadıklarım gözümün önünden film şeridi gibi geçiyordu okulda yaptığım kavgayı hiç bir şekilde hatırlamıyordum. Sanki birisi o kavga sahnesini beynimden silmiş gibiydi. Durup düşünmeye devam ettim gözlerimi kapattım ve o sessizlik o anda tüm çığlıkların susması beynimin içindeki kargaşanın seslerini duymaya başlatmıştım, hatta yerde ekmek kırıntıların üstünden geçen karıncanın ayak seslerini bile duyabiliyordum. Gözlerimin yuvalarından çıkacakmış gibi damarlarımdan geçen kan akışını kontrol edecekmişim gibi hissediyordum. Kalp atışlarımın dakikada kaç kere çarptığımı ileri ki mahallede havlayan köpek seslerini, yukarıda metrelerce yüksekten uçan kuşların kanat seslerini bile duyabiliyordum. O esnada dünyanın dönüşü bile durmuştu sanırım, zamanı ele geçirip zamanın hızlı geçmemesini sağlıyordum sanki. Ve düşünmeye devam ettim. Bugün okulun bitiş saatine kadar okul müdürün odasından çıkamamıştım. hatırlamayarak yaptığım şeyi aileme anlatmamaları için disiplin kurulundaki öğretmenlere yalvarıyordum resmen. Fakat uzun boylu, zayıf, esmer Taha öğretmen normal bir öğretmene benzemiyordu italyan aktörler kadar yakışıklıydı bi o kadar da acımasız, sinirli ve agresif idi. Müdür odasında 20 kişiyi öldürmüşüm gibi savunmamı alıyorlardı ama bilmedikleri bir şey vardı ben hatırlamıyordum yaptığım kavgayı. Beni müdür odasının tam ortasında bir sandalyeye çekip oturttular ve başımda 4 disiplin kurulu öğretmenleri ve müdür vardı. her biri birazcık eğilip.

-Nasıl böyle bir şey yaptın neden hatırlamıyorsun ?

-Sen salak mısın ? yaptığı şeyi bilip yalan mı söylüyorsun

-bize yalan söyleme !!!

söylenip durdular. İçlerinden sadece bir tanesi Taha öğretmen gözlerini gözlerime dikti oturduğum sandalyenin etrafında bir tur attı ve bir anda eğildi ve sessiz bir tonda ürkütücü bir şekilde

- ''Ben Her şeye şahit oldum Mavi'' dedi

-Ben bir şey yapmadım anlamıyor musunuz?
 O sarp denilen çocuğun elini ve ayaklarını ben kırmadım ve her defasında beni o döver ve yapı olarak benden iri ve güçlü benim ona gücüm yetmez.

diye yalvarıyordum.

Taha öğretmen inanmamıştı çünkü benim Sarpla kavga ettiğim zaman okul bahçesinde elinde bir sigara ile turluyordu. İmkansız olsa bile şans eseri ben Sarp'ı dövdüğüm zaman dışarıdan sınıfın içerisine bakıyordu.

hatırladığım tek şey gözümü açtığımda sınıfın içinde herkes beni yerde yatarken görmesiydi sanki üstümden bir kamyon geçmiş gibiydi ve burnum kanıyordu. fakat benim tam karşımda da ambulans hemşireleri Sarp'ın boynuna boyunluk takıp sedye ye yerleştirmeye çalışıyorlardı.
Taha öğretmenin yüzündeki şaşkınlık

(ürkek bir ses tonuyla)
Ne yaptın sen Mavi
demişti.

Ben o zamana kadar Sarp'ın beni iyi bir şekilde benzettiğine inanıyordum. çünkü her yerim ağrıyor acı çekiyordum ve burnum kanamıştı üstelik. Ve sedyede ambulansa bindirilen bir sınıf arkadaşım vardı. Nasıl olur da ben onu hastanelik edebilirdim hiç aklım almıyordu. Müdür odasındaki Taha öğretmen sinirli bir şekilde.

-Şimdi eve git yarın özel olarak konuşacağım O sınıfın içinde olağanüstü şeyler yaptığını sana hatırlatacağım ''Mavi'' dedi

Gözümü birden açtığımda bugün neler yaşadıklarımı düşündükçe çıldırdım ve hatırlamamak sinir bozucuydu. Kendimi bulduğum ve tanıdığım yerin yani bizim evin arka bahçesinde kuyunun kaldırıma oturuyordum. biraz daha sakinleşmiş idim. fakat Taha öğretmenin son söylediği söz neyi içeriyordu.


Olağanüstü neydi peki ?

SiHiRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin