Bölüm 7

326 14 9
                                    




                                                                                               4

                                                                                               3

                                                                                               2

                                                                                               1

                                                                                               0


           Gözlerimi açmadan bile belli oluyordu saçtığı ışık. Şuan avuç içlerinde yer çekim kuvvetini katletmiş,havada sanki bir hamura şekil verdiğim.PSİ BALL denilen psişik bir güc topu var. Kalbimin heyecanla çırpınışlarını, derin derin burnumdan alıp,ağızdan verdiğim nefesle bile heyecanımı dindiremiyorum. Şuan çok değişik bir duygu içerisindeyim ve ne yapacağımı bile bilmiyorum. Bu avuç içimde havada tuttuğum topu, önümde duran odamın kapısına doğru atsam acaba kapıyı yerle bir edebilir mi?. Ama daha hala gözlerim kapalıydı. Artık gözlerimi açmak için içinde bulunduğum cesareti dışarı vurmam gerekiyordu. Uzun soluklu 3 saniye süren derin bir nefes aldım. Ve gözlerimi yavaşça kaldırıyordum. Gözlerimi o kadar sıkıca kapatmışım ki, kirpiklerim iç içe geçmiş bir şekilde gözlerimi yavaş yavaş açarken birbirlerini çekmesini bile hissedebiliyordum. Gözlerimi açtığımda karşılaştığım tablo çok güzeldi. Artık hayal değildi. Gözümün önünde havada  iki elimin arasında duran ismini bile bilmediğim bir varlık. Fakat hayal edemediğim kadar güzel bir renk saçıyordu ki, saçtığı rengi kuzey ışıkları (AURORA) gibiydi. Bu arada Aurora: yunan mitolojisinde şafak tanrıçası anlamına gelmekteydi.
Telekinezi :Yunanca uzak anlamındaki tele sözcüğü kinesis'te hareket anlamına gelmekteydi.
Ben bu yunan mitolojisini araştırmam gerekiyordu. Oradaki Tanrıların isimleri de çok hoşuma gidiyordu. Hatta bu arada Bu iki elimin içinde tuttuğum Topun adı Aurora olacaktı.

  - Hey ! Sen Aurorasın bundan sonra benim emirlerim ile hareket edeceksin anladın mı beni ?

           Sanki konuşacaktı veya  konuşma yetkisi olabilseydi. Bunu yarın okula gider gitmez Taha öğretmene anlatmam gerekiyordu.

Peki ne işe yarıyordu?

nasıl komut verebilirdim ?

Sanırım çoğu psişik gücümü harcamıştım. Kollarım boşluğa düşer gibi yatağa düştü ve avuç içlerimde olan Aurora gitti. Gelmesini bir kaç kere emrettim fakat gerçekleşmedi.

           O kadar transa girmiştim ki. Saat gece 23:18 geçiyordu ve yarın yine okul vardı. Hafta sonu Cumartesi ve pazar Taha öğretmenin evinde olabilmek için günlerin geçmesini iple çekiyordum. Zaman kontrolü keşke elimde olabilseydi. Aklıma birden fikir geldi yine yunan mitolojisinde illaki zamanla alakalı bir tanrı ve tanrıça olabilirdi. Yatağımın hemen kenarında olan bilgisayarımı açtım. Hemen internet arama motoruna


                               (Yunan mitolojisi zaman tanrısı kimdir)

diye yazdım. Karşılaştığım tanım için çok memnun oldum.

Kronos adını zaman anlamına gelen khronos sözcüğünden almaktadır. Gaia'nın doğurduğu son titan olmakla birlikte, zamanı yarattığı ve zamanlarda seyahat ettiği söylenir. Kronoloji sözcüğü Kronos isminden türemiştir.

Evet zamana vereceğim isim bundan sonra Kronos tu. Bilgisayarı acilen kapatıp kendimi yatağa fırlattım. İnce olan yorganı burnuma kadar çekmiştim. Dakikalar önce yarattığım aurora'yı düşünüyordum. Ve yaptığım şey beni yüzümde ufak bir piç gülümsemeye neden olmuştu. Uykumun geldiğini gözlerimin kapanmasından artık anlıyordum.


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 04, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SiHiRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin