Neredeyse yıllık aradan sonra hi! Umarım herkes iyidir, iyi olmayan konuşacak birisi arayan çekinmeden, düşünmeden mesaj atabilir, birbirimizden başka kimsemiz yok :( ^-^ <3
Ayrıca bölümleri en önemli veya heyecanlı yerinde yarıda kesme zevkim adına özür diliyorum ._.
İkizler kendi halinde takılırken Louis de biraz ders çalışmanın mantıklı olacağını düşünerek kitapları yatağına yığdı.
Ne kadar zaman geçtiğini fark etmeden sorulara dalmışken telefondan gelen mesaj sesiyle bir anda dünyaya dönmek zorunda kalmıştı. Gözü ilk iş olarak ikizlere kaydı. Ah harika. Canın sıkıldıysa abinin kitaplığındaki her bir kitabı yere indir, eminim çok zevklidir. Şunlara bakın bir de birbirlerine yardım ediyorlardı.
Yüzünde oluşan salak gülümsemeyle telefonuna uzandı. Ah Harry, ne olurdu sende sevseydin, şimdiye çoluk çocuğa karışsaydınız. Şu şirin yaratıklara bak. Louis'nin daha on yedi Harry'ninde on sekiz yaşında olduğu gerçeğini görmezden gelelim.
Mesaj instagramdan gelmişti. Alex'ten. İşte bu çok ilginçti. Louis ile kusmadan iletişime geçmesini sağlayacak çok önemli bir şey olmuş olması lazımdı.
Mesaja tıkladığında tek bir cümle vardı.
Bu sayıyı çok seveceksin.
Ne? Okul dergisinin sayısından mı bahsediyordu ki?
Dergi mi? Neden?
Hey!
Sanırım yanlışlıkla atmıştı. Cevap gelmeyince omuz silkip telefonu geri bıraktı. Bu aptalla uğraşmaktan daha önemli işleri vardı. Yetişebildikleri bütün rafları indirip sonraki hedef olarak çekmecelere geçmiş olan minikler gibi. Louis iç çamaşırlarının ve kıyafetlerinin rastgele yerlerde olmasını başka şartlar altında olsun isterdi, teşekkürler.
Onları çekmecenin önünden çekip ellerinden tutarak merdivenlerden aşağıya indirip televizyonu açtı. Jay yarım saate falan gelirdi sanırım , o gelene kadar ikizler animasyonlarını izlerken bir iki el oyun oynayabileceğini düşünerek laptopu kucağına alıp uzun koltuğa kuruldu.
-
Louis ertesi gün okula gittiğinde Alex'in mesajı tamamen aklından çıkmıştı bile. Hatta bugünün çıkış tarihi olduğunu bile unutmuştu. İlk dersten çıktığında koridorda Niall ile karşılaşıp azıcık boş yaptıktan sonra öğle arası buluşmak üzere sözleşti. Öğleden sonraki iki dersleri ortaktı.
Şimdiki dersi ise Zayn ile ortaktı. Kim bilir bu hafta sonu ne halt yemiştir, yine bir geometri dersini Zayn'in evin kim bilir hangi odasının duvarına çizdiği için annesi tarafından cezalandırdığını dinlemek için harcamaya hazırdı.
Dolabını kapattığında aniden birkaç dolap uzaktaki birinin ona baktığını ama hemen başını çevirdiğini fark etti.
Bu biraz tuhaftı ama daha önce yaşanmamış bir şey değildi. Hey, böbürlenme değil, insanların fotoğrafçılığı bu kadar havalı bulduğunu fark ettiğinde şaşırmıştı bile. Çünkü Louis için bilirsiniz, eskiden beri sevip alıştığı bir şeydi.
Sınıfa giriş zili çaldıktan biraz sonra girdiğinde Zayn sınıfta birileriyle tartışıyordu, parmağını karşısındakilere tehtid edercesine uzatırken Louis kaşlarını çatıp yanlarına gittiği anda öğretmen de sınıfa girip sınıfı selamladı. Zayn de Louis'yi fark edip sinirle Peter'ın önündeki dergiyi sert bir sesle kapattı.
Louis derginin okul dergisi olduğunu görünce Alex'in mesajını hatırladı. Ona atmamış bile olsa sevilecek ne farklılığı vardı acaba, ve burada ne dönüyordu? Kaşlarını çatıp gözlerini dergiden kaldırdığı anda Zayn bileğinden tutarak Louis'yi eşyalarının olduğu en arka sıraya sürükledi ve sinirle oturdu.
Louis bunun üzerine kitaplarını sıraya bırakıp Zayn'e dönerek kaşlarını kaldırdı. Konuşmasına gerek yoktu bile, Zayn'in dedikoducu Peter ile ne derdi olabilirdi ki. Zayn dramalarla en ilgilenmeyen kişiydi bu okulda.
Zayn, Louis'nin cevap bekler haline karşılık ellerini yüzüne kapattı.
"Zayn," Louis fısıldadı, Bay Watson derse başlamıştı ve Louis uzun bir azarlama dinlemek istemiyordu.
"Louis," dedi Zayn sonunda gözlerini onunkilerle buluşturduğunda. "Öğretmen serbest bırakır bırakmaz tuvalete gideceğiz tamam mı?"
"Tuvalet mi? Niye?" Louis ne kaçırıyordu?
"O zaman açıklayacağım, hadi dersi dinleyelim." Konuşmaktan kaçındığını gayet de görülebiliyordu.
"Oh, sürekli geometri dersinde çenen düşer, ilk defa merak ettiğimde dersi dinleyesin mi tuttu?" Louis yemedi, tekrar deneyin.
"Çok da önemli değil" iyi hissettirmeye çalışıyor gibiydi, ama yok, Louis hala yemedi. "Sen sadece hemen buradan çıkmaya hazır ol tamam mı? Eşyalarını falan çok dağıtma."
Louis ifadesizce yüzüne bakınca Zayn bir nefes verip tahtaya döndü. Cidden mi yani Malik? Louis nasıl derse dikkatini verebilirdi ki şimdi?
"Toplan." Zayn dürttüğünde Louis çizdiği şekilden başını kaldırdı. Oops, baya da güzel dinlemişti dersi, geometriye dalıp tartışmayı falan unutmuştu.
Hala olan bitene anlam veremediği halde Zayn'i dinleyip eşyalarını çantasına yerleştirdi, zile iki dakika kalmıştı. Zayn resmen gözlerini saatten ayırmıyordu, eğer saçma bir şey ise Louis cidden bir güzel pataklayacaktı.
Ve zil çaldığı anda Zayn ayağa fırlayıp Louis'yi de omzundan tutup çekiştirerek kapıya ulaştı. "Çabuk, çabuk, çabuk." koridor yavaş yavaş kalabalıklaşmaya başlarken hızla tuvalete girdiler ve Zayn Louis'yi kabinlerden birine sokup kapıyı kilitledi.
"Um, neler oluyor bilmiyorum ama birisi ikimizin aynı kabinde olduğunu fark ederse pek iyi şeyler olacağını sanmıyorum." Zayn yüzünü tavana kaldırıp katlanamıyormuşçasına derin bir nefes aldı, Louis'ye göre bu tuvalette pek de iyi bir fikir değildi. Zayn'in buruşan yüzü de bunu doğruladı.
"Louis!" Zayn dişlerinin arsından tısladığında Louis bir adım geri çekildi. Bir anda ona niye sinirlenmişti ki? "Nasıl bu kadar aptal olabilirsin? Sana inanamıyorum."
"Ne yaptım ya?"
"Alex'e verdiğin disk! Tanrım hala farkında değilsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Luckiest Platonic ° Ls
FanfictionOkul takımlarının çekimlerini yapan okulun resmi olmayan fotoğrafçısı Louis'nin kısa basketbol şortuyla sahada koşturan Harry'i fotoğraflamak için bolca vakti var. Daha şanslı bir crush olabilir miydi? Ama okul dergisine yanlış fotoğrafları teslim...