Luckiest Platonic ° Ls

7. Sonuç Vermeyen Planlar

En başta bir taciz sahnesi var trigger uyarısı bırakıyorum. Etkilenebileceğinizi düşünüyorsanız biraz aşağıdaki yıldızlı yerden başlayabilirsiniz. 

.

.

.

.

Harry neler olduğunu anlayamıyordu, sanki bilinci kapanıyor, yavaşlıyor gibiydi ve vücudu sanki suyun üzerinde geziniyormuşçasına gevşemişti. Ayrıca bir yatakta yatıyor ve karşısında Louis oturuyordu. Bir dakika ne? Daha beyninden bu emrin çıktığını bile anlamadan dudakları aralandı.

"Louis?"

Louis cevap vermek yerine gülümsedi. Harry bu otel odası gibi görünen odaya nasıl geldiğini, Louis'nin ne zaman geldiğini hatırlamıyordu. Sözcükler dudaklarından sanki yuvarlanırcasına dökülüyor, kolunu kaldırıp Louis'nin gerçek olup olmadığını kontrol etmek istediği halde parmaklarını kıpırdatmaktan fazlasını yapamıyordu.

Mavi gözler, kahverengi yumuşacık saçlar ve Louis'nin mavi kazağı.. Beyni düşündükçe ağırlaşıyor gibi olduğundan bakışlarını tavana çevirdi. Odada biraz hışırtı sesi duyduktan sonra yatakta tekrar bir ağırlık hissetti ve Louis görüş açısına girerek Harry'nin üzerine ata binercesine oturdu. Ağırlığı hissedince Louis'nin gerçek olduğuna emin oldu.

"Sen.. nasıl-?"

"Şşşş.. kendini yorma bebeğim." Louis üzerine eğilip dudaklarını öpünce Harry'nin nefesi tekledi. İki harfi bir araya getirmekte zorlanan zihninin tek düşünebildiği Louis'nin kendini öpüyor olduğuydu. Açık tutmakta zorlandığı gözlerini rahat bırakarak kapattı.

O anda Louis kalçalarını altındaki Harry'nin aletine sürtmeye başlayınca Harry kendine engel olamadan inledi. Dokunmak istiyordu ama kasları çalışmıyordu, ne tür bir alkol bunu yapardı bilmiyordu ve düşünecek beyni de yoktu zaten. Tek bildiği uzun süredir hoşlandığı daha bugün tarafından reddedildiği Louis Tomlinson'un şu anda üstünde kendisine sürtündüğüydü.

"Louis, mm."

"Seni iyi hissettireceğim."

Bilinci kapandı.

*******(Harry zihni bulanıkken Louis ile birlikte olduğunu gördü.)*******

Harry tekrar uyandığında zihni boş bir sayfa kadar temizdi. Baş ağrısı ile uyanıp tavana baktı, bu kendi tavanı değildi. Başını çevirdiğinde yanında yatan-

"Alex?!"

Uyuyan oğlan bir anda irkilerek gözlerini açınca Harry kaşlarını çattı. Ama Alex gülümsemeye başlamıştı. Gözlerini ovuşturarak olduğu yerde doğrulup oturdu.

"Günaydın."

Harry Alex'in üzerinde görünen bir şey olmadığını fark edince üstündeki battaniyeyi kaldırdı ve kendinin de çıplak olduğunu fark edince ağzı açık kaldı.

"Biz- ne..biz yaptık mı? Ben hatırlamıyorum..nasıl?"

Alex'in gülümsemesi azıcık solsa da tekrar topladı. "Herhalde içkiden dolayı unuttun."

Harry'nin gözleri büyüdü. "Ben sarhoşken yaptıklarımı hatırlarım ama dün geceye dair hiçbir şey yok- biz.. Ama neden yaptık-"

"Sen istedin Harry, bende sarhoştum oluverdi işte." Harry hala kafası karışık onu izlerken Alex ayağa kalkıp yere atılmış kazağını giydi. Kazak. Harry'nin beyninde bir anlığına mavi gözler parladı. 

"Louis."

Alex'in boynunu ona çevirme hızı inanılmazdı, Harry'e kaşlarını çatarak baktı. Harry'nin onu düşünecek hali yoktu bile.

"Bunu yapmış olamam, ben Louis'yi severken bunu yapmam-" konuşması anlık zihninde parlamaya devam eden sahnelerle bölündü. Mavi gözler ve kazak, Louis buradaydı, onu görmüştü.

"Senin gözlerin bozuk değildi?" Harry bir kere daha kaşlarını çatarak sorunca Alex çantasına koymak üzere olduğu lens kutusuyla bir an durakladı.

"Şey, klübe gelecek olunca belki birilerini bulurum diye renkli deneyeyim diye düşündüm. Yakıştığını düşünmüştüm ama acıtıyorlar diye çıkarttım."

Harry buradan bir an önce çıkıp temiz hava olmak istiyordu. Her şey anlamsızca karışık ve saçma geliyordu.

"Bekle Harry, nereye gidiyorsun?" Harry kıyafetlerini son hız üstüne giyip kapıya yöneldiğinde Alex koşup kolunu tuttu.

"Biraz temiz hava almam lazım." Alex kolunu bırakmadı.

"Birlikte kahve içmeye gidelim mi? Açık havada dondurma da yiyebiliriz?" Alex endişeyle konuştu.

"Alex, sonra konuşsak olur mu?" kolunu onun tutuşundan kurtararak kapıdan çıktığında etrafına bakınıp çıkış olduğuna karar verdiği tarafa doğru yürüdü.

-

Louis tüm akşamı annesini ikna etmeye çalışmakla geçirmişti ve bunu başaramadığı için kafayı yiyecek gibiydi. Tüm gece de uyumamış ve telefonda yapabileceği her şeyi denemişti. Ama annesini nasıl ikna edeceğini bilmiyordu, herhangi bir konuda yalan söylese annesi doğrusunu öğrenirdi bir şekilde. Bu hep böyle oluyordu ve annesi ne kadar kızmasa da hayal kırıklığına uğratmak son istediği şeydi.

Güneş doğduğunda instagramda videolar izlemeye devam ediyordu. Okula gitmek için kalkma girişiminde bulunmadı. Videolar dikkatini dağıtmasına yardım ederken bir anda bir storyde gördüğü fotoğrafla kalbi tekledi. Yerinde doğrularak Alex'in hikayesine baktığında kalbi sıkışmaya devam ediyordu. Fotoğrafı sabahın sekizinde Alex atmıştı ve Louis, Alex'in başını koyduğu göğsün Harry'e ait olduğuna emindi. Zaten o dövmeleri bilmeyen yoktu ki.

Dizlerini kendine çekti ve bunun ne ara olmuş olduğunu düşündü çünkü hiç mantıklı gelmiyordu. Acaba Louis'ye randevu teklif ettiğinde de birlikteler miydi yani Harry herkesin içinde sevgilisini mi aldatmıştı, o zaman Alex'in gelip uyarması.. bunun bir yere varmadığını fark edince başka bir ihtimale geçti. Belki de Louis ile alakası yoktu durumun, arkadaşlarken birlikte olmaya karar vermişlerdi belki de.

Louis'nin daha sonrasında olma ihtimalini tarttığı olasılıkların hiçbiri kendini iyi hissetmesine yardım etmedi. Her ne olduysa Harry ve Alex dün gece birlikte olmuşlardı ve Louis'nin kalbi acıyordu. Bu kadar dayanmasına bile şaşırarak kafasını yastığa gömüp ağladı. Sakin bir şekilde ağladı, elini ağzına koyup ses çıkartmamaya çalışarak ağladı daha sonra dayanamayıp hıçkıra hıçkıra ağladı.

Bunu hak edecek ne yapmıştı bilmiyordu, annesini ikna edemezse buna rağmen burada nasıl yaşayacağını, onunla aynı okula gitmeye nasıl dayanacağını bilmiyordu.

Biraz sakinleştiği ve sadece arada hafif hafif burnunu çektiği anlarda telefonu gelen bir mesaj olduğunu haber vererek titredi. Bir kere daha burnunu çekip gözlerini sildikten sonra uzanıp telefonu aldığında mesajın Harry'den olduğunu fark edince kaşları çatıldı.