Bölüm 20: Çabalamak

4.5K 374 409
                                    


"O yastığı götüme soksam bile bu mesafede duracaksın değil mi?"

Dişlerimin arasından mırıldandığımda beni duymuyormuş gibi davrandı. Onca ısrarıma rağmen bu yatakta yatmama şükretmem gerekirdi ama üç gecedir gözlerime girmeyen uykum ona olan ihtiyacımı fısıldıyordu.

Kokusu olmadan uyuyamadığımı bildiği için aramıza yastık koymuş ve eğer o mesafeyi geçersem evden atmakla tehdit etmişti. Jennie'yi biraz olsun tanıyorsam bunu yapacağını biliyordum.

Bu yüzden ses etmek yerine uysalca kafamı sallamış ve onu onaylamak zorunda kalmıştım. Burnumun özlediği tatlı çilek kokusu bana verdiği yastıktan yayılıyordu.

Yüzümü oraya bastırarak biraz da olsun özlemimi gidermeye çalıştığımda küçük bedeninin yatakta minicik durmasını seyretmek istedim. Biraz da olsun Tanrı'nın verdiği bu nimeti değerlendirmeliydim.

Hatamı nasıl düzelteceğim hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Bebeğimi ilk defa böyle görüyor olmak korkutucu ve kesinlikle yabancı bir duygu bırakıyordu bende.

Yorgunlukla derin bir nefes aldığımda ona olan bu ihtiyacımı nasıl gidereceğimi bilmiyordum. Uyuma taklidi yapmalıydım.

Evet, kesinlikle bunu yapmalıydım. O uyuduğunda her zaman benimle yapışık olan küçük vücudu tekrar benimle birleşirdi, her gece olduğu gibi o uyurken onu seyreder ve kapalı gözlerine öpücük kondururdum.

Bu fikir beni heyecanlandırmıştı.

"Eğer uyuduğumda bana karşı en ufak bir hareketini hissedersem ve uyanırsam seni gebertirim."

Soğuk sesi beni buz gibi yapacak derecedeydi. Sinirle bir nefes alarak arkamı döndüm.

Bu küçüğe bir gün trip atacağım aklımın ucundan dahi geçmezdi. Fakat yapacak başka bir şey yoktu. Sinirle ağzımın içinden bir şeyler mırıldandığımda bunları ona söyleyecek cesaretim olmayışına kahkaha atmak istedim.

Evet, koskoca ben küçük kızgın bir kedinin vereceği tepkilerden korkuyordum.

●●●

"Uyan! Ayı. Uyansana be yapışmış bırakmıyor!"

Omuzumda hissettiğim eller çelimsizce oraya vururken kollarımın tuttuğu şeyin kokusunu beğenmiştim. Burnumu daha da yoğun yere götürüp sürttüğümde duyduğum çığlıkla gözlerimi açtım.

"Ya bak daha da yapışıyor gitsene be!"

Kirpiklerimi kırpıştırarak görüş açımı netleştirdiğimde rüya görüyormuşçasına bir şey gördüm. Kollarımın arasında yeni uyandığı için şişmiş gözlerini kısmış, dudaklarını büzmüş sinirle bana bakıyordu.

Küçük bir çocuk gibi gülümseyerek kendimi ona daha da yaklaştırdığımda boynunda olan burnumu tatlı kokusunu içime çekmek için sürttüm.

"Ya sapık çekilsene!"

Hiç bir şey olmamış gibi kıkırdadım ve kollarımın arasında her yerime vuran küçük kedinin patileriyle bana zarar verdiğini sanışını izledim.

"Sana da günaydın bebeğim."

Rahat hallerimin onu sakinleştirmesini beklemek büyük aptallıktı. Çünkü kendisi daha çok çığlık atarak vuruşlarını sertleştirmişti.

Daha fazla sınırlarını zorlamamak için son bir kez güzelliğime bakıp yataktan kalktım. Ne ara onun koynuna geldiğim hakkında hiç bir fikrim yoktu.

into it || jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin