_18

5.4K 466 763
                                    

*Chan-Felix dm*

Chan: Felix

Felix: efendim hyung?

Chan: yeni bir oyun aldım bize gelip oynamaya ne dersin?

Felix: olur hyung.

Chan: bekliyorum o zaman seni

Felix: tamam.
(Görüldü)

Felix Chan hyungına gitmek için hazırlanmaya başlamıştı. Kendini rahat hissettiği kıyafetleri giydi.

Evden çıkıp bir taksiye binmişti. Neyseki evleri birbirlerini çok uzak değildi. Yaklaşık on dakikalık bir mesafe vardı aralarında.

Kapıyı çaldığında Chan hyung hızlıca açmıştı kapıyı. Selamlaştıktan sonra, içeriye giren Felix üstündeki ceketi askılığa asmış daha sonrada oturma odasına ilerlemişti.

"Ne içersin Lixie?" Chan mutfaktan beri sorduğunda Felix'de kısa sürede cevaplamıştı.

"Portakal suyu alırım hyung."

"Tamam." Chan portakal sularını hazırlayıp yanlarınada atıştırmalık koyup Felix'in yanına gitmişti.

"Bugün nasılsın Felix?" Felix portakal suyunu alırken cevaplamıştı.

"İyiyim hyung. Her zaman ki gibi."

"İyi olmana sevindim." Felix hyungını kafasıyla onaylamıştı.

"Oyuna şimdi mi başlayalım yoksa biraz sohbet mi edelim?"

"Şimdi başlayabiliriz hyung."

"Peki." Chan oyunu almak için üst kata çıktığında Felix'de öylece etrafa bakınıyordu.

Çalan telefonla dikkatini hyungının telefonuna vermişti. Arayan kimse ısrarla arıyor gibiydi. Dayanamayan Felix telefonun ekranına uzanmıştı.

Ekranda 'Hyunjin' yazıyordu. Ne alakaydı şimdi bu?? Felix iyice meraklanmıştı ama hyungına çaktırmayacaktı.

"Geldiiim. Hadi başlayalım." Chan neşeyle salona geldiğinde, Felix hâlâ düşünceliydi. Ama hyunguna belli etmemeliydi.

"Hyung biri seni ısrarla aradı ama önemli olabilir, geri dön istersen hm?" Chan telefonu eline almış ve arayan kişiye baktığında kaşları çatılmıştı. Felix seziyordu, bu işte bir iş vardı.

"Oh önemli biri değil boşver Lixie."

"Sen bilirsin hyung."

Beraber oyuna başlamışlardı ama Felix sürekli bu olayı düşündüğünden Chan hyungına yeniliyordu her defasında.

"Hyung ben lavaboya gidiyorum." Chan başıyla onayladığında Felix lavaboya girmişti ki tuvalet kağdının olmadığını fark etmişti.

Salona gittiğinde Chan hyungının telefonla konuştuğunu duymuştu.

"Hyunjin sakın aklından bile geçirme böyle bir şeyi. Sevgilicilik oyununa aynen devam ediyorsun. Yoksa Felix'e nolcağını biliyorsun. Felix ya benim olur ya da hiç kimsenin anladın mı beni?"

Felix'in kafasından aşağıya kaynar sular dökülmüştü âdeta. Sessizce lavaboya geri girdiğinde ağlamaya başlamıştı. Burdan gitmek istiyordu, hemde hemen.

Mutfağa ilerlediğinde, mutfak kapısından beri çıkmayı planlıyordu. Mutfak kapısını sessizce açıp çıkmıştı.

Yolda ağlayarak yürüyordu, Chan hyung ona böyle bir şeyi nasıl yapabilmişti?

Hyunjin'le konuşması gerekiyordu. Telefonunu açmış hızlıca Hyunjin'in numarasını tuşlamıştı. Üçüncü çalıştan sonra açmıştı telefonu.

'A-alo, H-hyunj-jin?' Felix hıçkıra hıçkıra zorla konuştuğunda, Hyunjin endişelenmişti.

'Alo? Felix iyi misin? Nerdesin sen?' Hyunjin hızlıca konuşmuştu.

'Attığım konuma gel lütfen.'

'Tamam. Geliyorum.' Felix konumu attığında Hyunjin hızlıca evden çıkıp, sevdiceğinin attığı konuma gitmek için koşuyordu, nefessiz kalana dek.

Felix'de o sırada bulduğu bir banka oturmuş, hem ağlıyor hemde olayı anlamaya çalışıyordu.

"Felix!" Hyunjin koşarak banka oturmuş Felix'e sarılmıştı.

"İyi misin ne oldu?"

"Bana herşeyi anlat. Ne oyunu bu?" Hyunjin kafasını eğmişti, Felix ise daha çok meraklanmaya başlamıştı.

"Chan, o senin plotoniğinmiş. Changbin seni bu yüzden terk edip başka birine gitmiş Lix. Chan benim gibi onu da senin hayatın pahasına tehtid etmiş." Hyunjin'in gözleri dolduğunda Felix âdeta şoka girmişti.

"O-o seni tehdit mi etti??" Felix ayağa kalktığında Hyunjin de ayağa kalkıp kafasıyla onaylamıştı.

"Neden bana anlatmadın?! Beraber çözebilirdik?! Ben ne kadar mahvoldum haberin var mı senin?!!" Felix ağlayarak Hyunjin'e vurmaya başladığında Hyunjin'de ağlıyordu.

"Üzgünüm, üzgünüm. Çok korktum sana birşey yapacak diye." Hyunjin Felix'e zorla sarılmış, Felix'de Hyunjin'in göğsünde ağlamaya başlamıştı.

"Ke-keşke bana anlatsaydın."

"Bana inanmazsın diye düşünmüştüm. Nasıl olsa Chan senin kaç senelik dostundu."

"Onun adını bile duymak istemiyorum lütfen."

"Tamam, tamam sakin ol."

"Sen o çocukla gerçekten sevgili değil miydin?"

"Hayır o benim çocukluk arkadaşım."

Felix kafasını kaldırıp parlayan gözlerle Hyunjin'e baktığında Hyunjin'de dayanamayıp dudaklarını birleştirmişti sevdiği çocukla.

angel-hyunlix✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin