_24

4.2K 355 341
                                    

"Vay vay vay burda kimler varmış? Hahahahah!" Felix karşısında kahkaha atan Chan'a sert ve sinirli bir bakış attı.

"Felix? Görüşmeyeli nasılsın?" Felix'in ağzındaki bantı çıkarır çıkarmaz Felix Chan'ın yüzüne tükürmüştü.

"Sana hyung diyordum ben pislik herif!" Eliyle yüzünü silmişti Chan. (Chan'ın iç sesi: elhamdülillah ldkdkdj)

"Tch tch tch. Çok ayıp Felix."

"Ya bi siktir git anasını satiyim!" Felix sinirle bağlı olduğu sandalyeden kurtulmaya çalışıyordu.

"Amacın ne orospu çocuğu?! Niye kaçırdın beni?!"

"Şişt şişt bağırma. Bundan sonra güzel bir hayat bizi bekliyor sevgilim. Sen ve ben buralardan sonsuza kadar gideceğiz ve çok mutlu olacağız." Felix iğrenir bir bakış atmıştı özenle ve heycanla anlatan Chan'a.

"Bu dediğine sen inanıyor musun piç?! Ölsem gelmem senle! Ayrıca benim sevgilim HWANG HYUNJİN! duydun mu beni bok kafalı herif?!"

"Hyunjin mi?? Hahahah. Çok komiksin hayatım. Onun gibi seviyesizlerle işin olmamalı o kiim sen kim?? Kkkkkkk." Felix artık sinirlerine hakim olamıyordu, bian önce buradan kurtulmalıydı.

"Sensin seviyesiz orospu çocuğu! Asıl benim senle işim ne piç!" Chan elini kafasına koyup volta atmaya başladı.

"Ağzın çok pis bebeğim, bunlar için sana ceza vermeliyim.. mesela her küfür ettiğinde seni öpsem??.. aa ama bu ödül olur değil mi?? Kkkkkkkkk." Chan'ın dediğiyle Felix pis bir bakış attı.

"Hehe ödül olur ne biçim bi delisin sen ya?! Bok kafalı özürlü!" (Küfür yazmazsam vicdan azabı çekiyorum sorry :d)

"Neyse bu kadar yeter artık! Birazdan yemeğin gelir uslu bir kedicik ol ve onları ye tamam mı sevgilim?" Yüzüne eğilen Chan'a tekrar tükürmüştü Felix.

"Siktir git ulan!" Chan ise gülerek yüzünü temizlemişti. (Chan'ın iç sesi pt2: elhamdülillah dkmdkdm)

Odadan çıkan Chan'la Felix etrafına bakınmaya başladı. Buradan nasıl kurtulabilirdi ki?? Cidden ağlamak üzereydi. Keşke Hyunjin'i dinleseydi de beraber gitselerdi lavobaya.

Bir anda içini Hyunjin'i bir daha görememek  korkusu sardı ve ağlamaya başladı Felix. Ya onu daha göremezse? Bir de onu üzmüştü sinema salonunda, kendine sövmeye başladı bu sefer. Ne diye o kadar çıkışmıştı ki?

Bir anda açılan kapıyla kafasını kaldırdı, yemek gelmişti. Adam yemeği yere bırakıp çıkacaktı ki Felix durdurdu.

"Ellerim bağlı nasıl yiyebilirim ki??" Adam kafasını sallayıp Felix'in ellerini çözmeye başladı. Nasıl bağladılarsa bir türlü çözemiyordu adam, neredeyse Felix'in içine girecekti ve Felix bunalmıştı.

Adamın cebinde yanıp sönen ışığı fark etmişti bu arada. Koruma ise yere eğilmiş ayaklarını çözüyordu.  İkisinide çözdüğünde Felix ani haraketle adamın hassas bölgesine tekmeyi geçirmişti, neyseki iyi dövüşebiliyordu.

Adam baygın bir şekilde yerde yatarken hızlıca telefonunu aldı ve Hyunjin'in numarasını tuşladı. telefon dördüncü çalıştan sonra açıldı.

''Alo?'' Hyunjin'in ağlamaklı çıkan sesiyle o da daha fazla göz yaşlarını tutamadı ve ağlamaya başladı.

''Hyunjin?'' Uzun süre Hyunjin'den ses çıkmamıştı ve Felix endişelenmeye başlamıştı.

''Alo!! Hyunjin? Alo??'' Felix bağırdığında karşı taraftanda kıpırdanma sesleri gelmişti.

''Ne güzel rüya keşke hiç uyanmasam..'' Felix kıkırdamıştı sevgilisinin bu dediğine.

''Şapşik benim Felix! Rüyada değilsin!''

''FELİX NERDESİN SEN?! İYİSİN DEĞİL Mİ?! SANA BİRŞEY YAPMADILAR DİMİ?!''

''Ben iyiyimde elini çabuk tutmalısın Hyunjin. Sana konum atacağım polisleri al ve hızlıca gel!''

''Tamam at bekliyorum!'' Felix telefonu kapayıp konumu hızlıca atmış ve telefonu ayakkabısının içine atmıştı.

Bu arada da hızlıca kapıya gitmiş ve derhal Chan'ı çağırtmıştı.

''Felix! Bir şey mi oldu?!'' Şuan ağlaması gerekiyordu hadi hadi..gözünden düşen yaşla kendini daha çok ağlamaya adapte etti Felix.

''Neden doğru dürüst koruma seçmiyorsun ki?!''

''Sana bir şey mi yaptı şerefsiz?!'' Felix timsah göz yaşlarını akıtarak kafasıyla onayladı.

''Beni taciz etmeye kalktı n-neyseki ellerim b-bağlı değildi de izin vermedim.'' Chan'ın duyduklarıyla gözü dönmüş ve baygın yatan adama birkaç tekme de o savurmuştu. Sonra da dışarıdan başka bir koruma çağırmıştı.

''Alın şunu ormana atın, gözüm görmesin bu şerefsizi!'' Adam kafasıyla onaylayıp yerde yatan baygın adamı alıp dışarıya çıkmıştı.

''Sen iyisin değil mi?'' Kafasıyla onayladı.

Sandalyesine geri oturmuştu Felix. Chan ise onu izliyordu.

''Bağla ve çık. Yalnız kalmak istiyorum.'' Ellerini Chan'a uzatmış bekliyordu.

''Tamam, bir şey olursa seslen yakınlarda olurum.'' Onayladığını belirten mırıltılar çıkarmıştı, bu sırada ellerini bağlayıp çıkmıştı Chan.

''Salak yemin ediyorum ayaklarımı bağlamadan çıktı.'' Mırıldanarak söylenmişti Felix. ama bir yandan da işine gelmişti bu durum.

Oturduğu sandalye de birden aklına  Hyunjin geldi ve düşünmeye başladı.'Umarım çok geç olmadan beni bulabilirsin sevgilim..'


angel-hyunlix✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin