"Athena, gitmemelisin! Çünkü seninle delirmem gerek. Gitmemelisin çünkü acının sesini duymazlıktan gelemem. Gitmemelisin çünkü kanatsız uçamam.İlle de gideceksen bedenini al Athena ruhun bana kalsın."
6 Aralık 4443
2 gün önce amansızca öğrendiğim şeylerden sonra ne yapacağımı bilmiyorum. Hala bir şeylerden emin değilim. Bir yanım inanmak isterken bir yanım yüzleşeceği bu -acı denemeyecek kadar acı- gerçeği iliklerime kadar bilmezlikten gelmek istiyor. Hakikat bu ise ne yapılması gerekiyor? Nasıl düşünmem gerekir? Tek bildiğim şey güneşin bir şeylerin ardına gizlenmeye başladığı bu saatte terasımın keyfini çıkarmak. Eskilerden bir şarkı açıp dans etmeye başladım çünkü sadece yarınlar yokmuş gibi dans ederken bir şeyler düşünmeyi bırakıp rahatlayabiliyorum.***
Yaklaşık bir saat kadar dans ettikten sonra ciddi anlamda kendime gelmiştim. Bu teras, bu müzik ve bu özgür dans keşfedenleri için vazgeçilemez olmalıydı. Dolunay ufukta boy göstermeye başlamıştı ki hazırlanmam gerektiğini hatırladım. Bir evim yoktu. Bir yerlere bağlı kalmak ruhuma yapacağım en büyük saygısızlık değil miydi? Evim olmadığı için haliyle kıyafetlerimi muhafaza edebileceğim süslü dolaplarım yok. Süslü dolaplarım yerine dünyayı taşıdığım çantam var. Yer yer lekeli ve yer yer yamalı, emektar kahverengi bir şeydi. Concordia'nın sevimli kızları eminim bunu kullanmaktan çekinirlerdi. Manevi değerler geçtiğimiz yüzyılda,sanırım, bulutlara gömüldü. Yazık. 13 dönemdir sadece 6 aralıkta giyindiğim volanlı beyaz bluzumu ve yeşil, 13 dönemin verdiği eskilikle, kot şortumu 8 dakikada üzerime geçirdim. Karamel gibi fakat güneş yüzünden turuncuya dönmüş, sırtıma kadar dümdüz inen saçlarımı kıvıra kıvıra enseme sabitledim. Concordia'da kurtuluşun simgesi olarak kabul edilen ve sene bitmeden yeni seneye geçiş olarak kutlanan 6 Aralıkta,vücudu örten ve siyah renginde kıyafetler giymek katı kurallarla birlikte yasak. Cezalar da cabası. Ayrıca bütün insanlar bu günde 'meydan' denilen Concordia'nın tam merkezinde bir araya getirtilir. 8,5 milyar insanın sığdığı bu meydanda 24 saat boyunca insanlar yasalardan ve kurallardan muaftırlar fakat bu zamana kadar yasa dışı bir olay bile yaşanmadı. İnsanlar bu gibi durumlardan kendi karakterlerine saygısızlık olarak görüp kaçınırlar. 3 tarafı da hasta gök ile çevrili olan bir zamanlar belli ki acıyla terk edilmiş, 5 katlı bir bloğun en betonsuz köşesidir terasım. Sol taraftaki -bir zamanlar okul olan- bloğa atlayıp doğu cephesindeki tek sağlam direkten aşağı kaydım. Gün içerisinde yapmaktan hoşlandığım nadir eylemlerdendir. Meydan'a bölgenin karanlık sokaklarından ilerleyerek erişilebiliyordu ki bu sokaklar bana sürekli olarak fantastik hayaller kurdurur.
Meydan'ın devasa ekranlarında Concordia'nın bu yıl seçilen yaşlı yöneticisinin klasik konuşması canlı olarak yansıtılıyordu. "Arkadaşlarım, her şeyden önce yeni yaşamamızı bize bahşettiği için tanrıya tüm benliğimizle şükranlarımızı sunmaktan çekinmeyelim. Yeni yılımızdaki bütün çiçekleri bizlere armağan ediyorum ve çiçeklerin bize güzellikler getirmesini diliyorum. Umarım 4444 yılında '4'ün tüm uğuru üzerimize olur. Unutmayın ki bu 24 saat içerisinde yasalar yok! Yeni gezegenimiz ve atalarımız için içelim bugün. Kırışık surat sizi seviyor." Gözlerimi devirmem için ne kadar da uygun bir konuşma! Sahte samimiyet.
İçecek standından meyveli bir şeyler aldıktan ve birkaç çikolata kaptıktan sonra kısmen sakin bir binanın çatısına çömeldim. "Tokan düşmüş." Ateş yüzünden ani seslere alışır gibiyim. "Onları 3 kurtuluş gününe kadar düşmeyecek şekilde sabitledim" diye cevap verdim. Tepkisini tek kaşını kaldırarak belirtti ve sonra yanıma oturdu. "Seni güzel ve temiz kıyafetlerle görmek de varmış!" dedi alaycı bir tonla. Omuz silktim,içeceğimin dibini görürken şöyle cevap verdim "Ne fark eder ki? Saçlarım açıkken de benim topluyken de. Kıyafetim siyahken de buyum yeşilken de. Önemli olan karakterim değiştiğinde beni fark edebiliyor olman." Uzun bir süre boyunca sustuk, ruhlarımız söyleşti. Onunki biraz çenebazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVANTALAR ÖLÜNCE
Mystery / ThrillerGeçmişten geleceğe döndüler çünkü geçmişleri onların gelecekleriydi... Bilimin en karanlık yönüne kurban giden 4 kişi... Karanlık geçmişleri geleceklerine döndürebilecek miydi ki?