2.8

2K 254 242
                                    

" Yağmur yağıyor. " dedi Jennie oturduğu pembe taburesinden dışarıyı izlerken. " Senin şansına doğum gününe denk geldi baksana."

Gülümseyip tekerlekli sandalyemi yanına sürdüm ve dışarıyı kontrol ettim. Yağmurun doğum günüme gelmesi beni o kadar da etkilememişti. Kendimi mevsimlerden en çok sonbahara aylardan da Eylül'e benzeterdim. Yağmurlu günleri bu yüzden bir farklı severdim.

Yağmuru çoğu kişi sevmezdi aslında. Yağmur her yağdığında altında ıslanmak yerine evlerinde oturup dışarıyı izlemeyi seçerler. Belki de alışkınlardır ıslanmaya. Ben hiç yağmurun altında uzun süre kalmamıştım. Koşamamış veya kollarımı iki yana açarak haykıramamıştım. Söylemek istediklerim hep içimde kalmıştı şu vakte kadar benim dışımda da kimse anlayamamıştı.

Yüzümü gökyüzüne çevirdim. Sanki ben yağmurdumda, Rosè ardından doğan güneşti. Kararmış hayatımı kendi ışığıyla aydınlattı. Ayrı ayrı olduğumuzda hiçbir şey olsakta birleşince gökkuşağını doğuruyorduk her sağanak yağmurdan sonra.

" Ne zaman gelirler ? " Jennie dışarıyı izlemeyi bırakıp bana doğru döndü.
" Yani ne zaman gelicek Chaeyoung? "

Başımı saate çevirdim ve dudaklarımı büzüp omuz silktim. Saati konuşmamıştık bu yüzden ne zaman geleceğini bende pek kestiremiyordum. Geleceği içinde ilk defa hazırlanmış kıyafetlerimi giymiştim. Kıyafetlerimi  Jennie Noona seçtiği içinde birazcık da olsa utandığımı hissediyordum. Üzerimde geçen sene hediye olarak aldığı ve asla nerede giyeceğim belli olmayan siyah bir gömlek altımdaysa yine siyah kot pantalonum vardı. Simsiyahtım. Bu muydu kızların sevdiği o erkeksi kombin?

" Ay kook. Sana bakan döner bir daha bakar demedi deme. Ne yakışıklı oldun öyle! " büyükannem gibi konuşmuştu.

" Bende çok güzelim. " Eliyle saçlarını savurup göz kırptı. " Değil mi ? "

Başımı aşağı yukarı sallasamda ben hâlâ niçin hazırlandığını anlamamıştım. Bana doğum günüm olduğu için hazırlandığını söylesede ilk defa doğum günümde böyle kıyafetler giymişti. Üzerinde tek parça çiçek motifleriyle dolu baharı anımsatan dizlerinin iki karış üzerinde biten mini bir elbise vardı. Bunu ne zaman aldığını bilmesemde ona yakıştığına emin olmuştum.
Elbiseside aynı onun gibiydi. Yüzüne baktığınızda baharın geleceğini hissederdiniz.

" Hava baya sıcak oldu. " dedi saçlarını soluna toplayarak. " Seninde saçların uzamış kuzum. Enseni yakmıyor mu ? "

Başımı aşağı yukarı salladım. Uzun zamandır saçımı kestirmediğim için orman kaçkınlarına dönmüş olabilirdim.

" Bekle. " Jennie ayağa kalkıp çekmecesinin ilk rafını açtı ve büyük bir kutuyu masasının üzerine bırakıp içinde bir şeyler aradı. Sonunda aradığı şeyi bulduğunda gülümsedi ve siyah tokayı bileğine doladı. " Saçını toplayacağım dön arkanı. "

Başımı sağa sola sallayıp ellerimle saçlarımı korudum. Saçımı toplamak istemiyordum.

" Ya kook. Yapma böyle. Moda bu moda. Görmüyor musun erkeklerde topluyor. Geçende sizinkilerin konser videosunu izlerken Taehyung'da gördüm. Ona çok yakışmıştı. Senin ondan farkın ne ? Üstelik sen yapsan ondan daha yakışıklı olursun. "

Bunları beni mutlu etmek için mi söylüyordu yoksa ciddi miydi anlamamıştım. Anlamak istediğim de söylenemezdi. O adamın yaptığı şeyi yapmayacaktım.

" Hadi ablasının gülü. " yanıma doğru gelip sandalyemi kendine doğru çekti ve ellerini saçlarıma çıkarıp ellerimi indirmem için omzuma vurdu.
" Eğer ki elini çekmezsen bağıra bağıra şarkı söylerim. "

silent song | rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin