0.9

1.6K 129 146
                                    




rosierosie: bugün ceketini vereceğim

rosierosie: okulda olsan iyi olur

İletildi✔️

Telefonumu cebime koyduktan sonra amfinin çıkış kapısına yöneldim. Bugün pazartesiydi ve Jungkook'un okula gelip gelmeyeceği belirsizdi. Yine de her ihtimale karşı ceketi getirmiştim, olmadı Yugyeom'a verecektim.

Koridordaki bakışları dikkate almamaya çalışarak kafetaryaya doğru iletlemeye başladım. Cumartesi gününden beri karşılaştığım herkesin beni süzdüğünü hissediyordum bu yüzden fazla rahatsız oluyordum.

Kafetaryadaki tanıdık ikili gülerek bir şeyler konuşurken onlara doğru ilerledim.

"Sonra Chanyeol yumruğu pat diye bir geçirdi off, görmen lazımdı!"

Yugyeom eliyle yumruk atar gibi yaparken karşısında oturan Lalisa hızlıca onun kolunu tutmuş ve benim geldiğimi belli edercesine kafasıyla beni işaret etmişti. Yugyeom hızla sustuğunda ikisine de göz devirerek ortalarındaki sandalyeyi çektim.

"Sırf ben varım diye anlatmaktan çekinme, Yugyeom." dediğimde sırıttı. "Zaten sırf sen geliyorsun diye bu konuya geçmişti- Ya Lisa masanın altından bacağımı taciz etmeyi bırakır mısın? İstersen temizlik odasına geçebil-"

Yugyeom son cümlesini kuramadan Lisa elindeki içeceğin pipetini çıkartıp ona doğru atmış ve soğuk kahve bir anda Yugyeom'un yüzüne bulaşmıştı. "Pis sapık. Onun için mi bacağını tekmeyeleyeceğim? Of bıktım, hep başka yerlere çekiyorsun."

Lisa ellerini göğsünde kavuşturarak sandalyede geriye doğru yaslandığında sırıttım. Aptal olamazdı, Yugyeom'un ondan hoşlandığını fark etmiş olmalıydı. Yine de neden hâlâ sevgili olmadıklarını anlamıyordum.

"Ya tüm yakışıklı yüzümü kahveye buladın. Nasıl kız tavlayacağım şimdi?"

Yugyeom'un cümlesiyle umutsuzlukla geriye yaslandım. Neden sevgili olamadıkları barizdi, içlerinden birisi birçok kızla aynı anda takılıyormuş gibi izlenim veriyordu.

"Aranızda flörtleşmeyi kesip benim durumuma odaklanır mısınız?" dediğimde ikisi de şaşkınca bana doğru dönmüştü. Lisa ağzını açıp bir şey diyeceği an tek kaşımı kaldırdım, şu an zamanı değildi.

"Jungkook'a ceketini geri vereceğim."

"Ne? Asla olmaz! O ceketleri değiştirene kadar canım çıktı benim, üç gün olmadan geri veremezsin."

Yugyeom'un dedikleriyle koluna vurdum. "Of, lanet olsun. Tüm okulun bizi sevgili sanması iyi bir şey mi?"

"Eve-"

"Lisa!"

"Tamam ya," diyerek ellerini ben suçsuzum manasında iki yana salladı. "Şu an ikiniz de başkanlık için yarışıyorsunuz. Kimse sevgili olduğunuzu düşünmez, muhtemelen arkadaşlık deyip konuyu kapatmışlardır."

Lisa'nın açıklamasıyla başımı salladım. Haklıydı. Tüm okul bizi direkt sevgili olarak değil de arkadaş olarak görüyor olabilirdi, yine de bu kafamda çok kurguladığım gerçeğini değiştirmiyordu. "Belki de kızlar ikinizin sevgili olmasını istemediği için, arkadaş deyip konuyu kapatmışlardır."

Kızlar. Jungkook'un peşinde koşan kızlar.
Her filmde okuldaki yakışıklı erkeğin peşinde kızlar olurdu, benim hikayemde de böyleydi. Çoğu kız ona ve tayfasına platonikti. Koridorda herhangi bir kızı çevirseniz ve kiminle sevgili olmak istiyorsun diye bir soru sorsanız, muhtemel olarak ya Jungkook diyeceklerdi ya da 97Line'dan birisini.

wildflower • rosékook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin