350. Gün
"Tahir böyle yapma artık. Onu kaybedeli 1 yıl oldu. Artık kendini toparlamalısın."
diye söze girdi Ayaz. Öykü de ona destek verdi,
"Evet hepimiz onu çok seviyoruz. Hepimiz çok özledik. Ama..." yutkundu ve cümleyi toparlamaya çalıştı,
"Ama artık o yok buna alışmalıyız.
O öl-"
Tahir sinirle Öykü'nün sözünü kesti.
"O ölmedi! Duydunuz mu beni o ölmedi."
Derin bir nefes aldılar. Tahir'in hala durumu kabullenememesi...
Ayaz ortamı toparlamak için söze girdi.
"Tamam üzerine gelmiycem ama en azından kuma falan çık çalışırsan kafan dağılır belki."
Tahir tam itiraz edecekken Öykü,
"İtiraz istemiyorum yoksa tüm gün başının etini yerim." Ayaz da anında Öykü'ye destek çıktı,
"Yer hemde net yer yani sus diye yalvarırsın kendimden biliyorum."
"Kendimden biliyorum ne demek Ayaz?!" diye atladı Öykü.
"Ya canım benim konuyu niye saptırıyosun acaba?" diye toparlamaya çalıştı Ayaz.
"Ne yani konuyu ben mi saptırıyorum? Hayır yani kendimden biliyorum ne demek ben senin başının etini mi yiyorum?" diye çıkıştı Öykü. Tahir daha fazla dayanamayarak,
"Tamam, tamam! Gidicem kuma yeter ki susun tamam mı?"
"Işte bu be kardeşim. Git işine toparla kendini."
Ayaz hem Tahir'e destek çıkıyor hem de Öykü'ye konuyu unutturmaya çalışıyordu ama nafile.
"Seninle sonra görüşücez Ayaz efendi"
diyerek konunun kapanmadığını belirtti Öykü. Ayaz yine konuyu dağıtma niyetiyle,
"Tahir'i işe gitmeye ikna ettiğimize göre artık yemek siparişlerini verebiliriz."Yemek siparişlerini verip yemeklerini yemeye başlarlar. O sırada Ayaz ve Öykü eski bir tanıdıklarını görürler.
"Ayaz ya şurdaki kız Nilay mı?"
"Aa evet cidden Nilay. Ne işi var ki burada?"
Öykü Nilay'a seslenip el sallar.
Nilay da onları fark edince hemen yanlarına gelir.
"Aa Öykü Ayaz!"
Öykü ve Ayaz ayağa kalkıp selamlaşırlar. Ayaz,
"Otursana" der ve Nilay yanlarına oturur. Öykü,
"Tanıştırayım Tahir bizim en yakın arkadaşımız. Tahir bu da Nilay İstanbul'dan arkadaşımız." der.
Nilay, "Memnun oldum" Tahir de aynı şekilde "Bende memnun oldum." der.Bir süre sohbet muhabbetten sonra ayrılırlar. Tahir konağa geçer.
"Selamun aleyküm aleykümselam" diyerek konağa her zamanki girişini yapar. Asiye hemen
"Hoş geldin yengesinin paşası ne yaptın bu saate kadar nerdeydin?" diyerek klasik sorgusuna başlar.
"Öykü ve Ayazlaydım yenge nerde olcam. Ha bu arada abi yarın gemiye çıkıyorum."
Ve sonunda Tahir'den bir hayat belirtisi gören Kaleli ailesi derin bi nefes aldı. Mustafa yine de emin olamadı ve sordu
"Koçum şimdi ciddi ciddi denize mi dönüyosun?"
"Evet abi dönüyorum."
Ve tabiki Murat ve Fatih yangazlıklarını yapmaya başladılar. Murat bir magazinci edasıyla
" Şok şok şok yaklaşık bir yıldır kendini odasına kapatan Tahir Kaleli denizlere mi açılıyor?"
ve Fatih devam etti
"Peki bu kararın arkasında yatan sebep ne? Az sonra!!"
Asiye gülerek söze girdi
"Cidden Tahir noldu da dönmeye karar verdin?"
"Nolacak yenge ya Öykü'nün çenesine dayanamadım." diyerek cevap verdi Tahir.
"Ve beklenen cavap" diyerek konuyu kapattı Murat.
"Neyse ben yatıyorum haydi Allah rahatlık versin."
" Iyi geceler yengesinin paşası"
Tahir odasına çıkıp uyur.Ertesi gün Tahir erkenden uyanıp gemiye gider. Uzun zaman sonra ilk defa gemiye ayak bastı, uzun zamandır ilk defa denize bakabildi.
Denize küsmüştü ondan sevdiğini çalan denize bakamaz olmuştu.Nihayet iş bittiğinde hızla uzaklaştı denizden. Sandığı kadar kolay olmayacaktı hayata dönebilmek. Dalgın dalgın yolda yürürken birine çarptı.
"Çok çok pardon ben fark edemedim" diye özür diledi Tahir.
"Sorun değil." diyerek kafasını kaldırdı Nilay ve devam etti.
" Aa merhaba Tahir, Tahir'di değil mi?"
"Evet" diyip hafif gülümsedi Tahir.
"Hayırdır ne bu dalgınlık?"
Derin bir iç çekti Tahir
"Nefessiz kaldığım şu hayatta nefes almaya çalıyorum diyebilirim."
"Dertliyiz baya anladığım kadarıyla. Anlatmak istersen dinlerim. Bazen bir yabancıya derdini anlatmak rahatlatır."
Tahir bir süre düşündü belki de iyi bir fikirdi rahatlamak iyi gelebilirdi.
"Sanırım hayır diyemeyeceğim."
Nilay gülümsedi.
"İyi hadi gel sakin bir yere gidelim."Köprüye gelip ucuna otururlar. Uzun bir süre sessizlik olur ve Tahir birden sessizliği bozar.
"Nefes. Nefesim çok seviyorduk birbirimizi tüm sürmene bilir hatta. Evlenecektik nikah tarihi bile almıştık. Ben seferdeyken denize açılmış sonra bir fırtına..."
Derin bir nefes alır ve devam eder
"Sonrası yok ne bir ses ne bir seda 14 gün sonra tam bir yıl olacak onsuz tam bir yıl. Bir yıldır ölü gibiydim. Bugün ilk defa denize bakabildim. Ilk defa gemiye bindim."
"Hayatına devam etmeye çalışıyorsun yani."
"Zor olacak hem de çok zor."
"Ama eminim o da hayatına devam etmeni isterdi."
"Bilmem belki"
Bir süre sessizlik olur bu sessizliği bozan yine Tahir olur.
"Hep ben anlattım biraz da sen anlat."
"Benn... Çok da anlatılacak bir şey yok aslında atama bekleyen bir öğretmendim iki gün öncesine kadar. Sonra Trabzon'a atandığımı öğrendim ve geldim. Şansa Öykü ve Ayaz da buradaymış."
"Öykü ve Ayaz hayatımızda değişiklik olsun diyerek geldiler ama bence yalan kesinlikle beni yalnız bırakmamak için geldiler."
"Bu devirde böyle arkadaşlık bence çok şanslısın."
"Eh sende ekibe dahil oldun sayılırsın artık."
diyip gülümsedi hafif. Belki de uzun zaman sonra ilk kez gülümsedi hafif de olsa.Son♥️
Büșü Reisten beklenmeyen hareketler. Normal bir son yazdım. Yok yok yanlış görmüyorsunuz normal bir son. Bdhxhdhdhd
Düşüncelerinizi aşırı merak ediyoreee.
Nilay'ı sevdiniz mi?
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere seviliyosunuz♥️♥️♥️