Hope Jikook✔️

1

Vote ve Yorumları eksik etmiyoruz değil mi sarı papatyalar? ☀️

Hayatta sürekli olarak insanlar kendi istediklerini başarmak için yaşamışlar ve hala da aynı doğrultuda yaşıyorlardı. Tıpkı şu an nikah masasında olan iki gencin ailesi gibi. Jimin ve Jungkook'un kaderleri aynıydı. Zamanında sevmeseler de zamanla sevdikleri ve ailelerinin baskısıyla evlendikleri eşlerinden gene ailelerinin baskısıyla ayrışmışlardı. Evliliklerinden bir zaman sonra çocuklarının olmaması üzerine eşinin ve kendi ailesi tarafından Jimin zorla test yaptırmış ve çocuk doğuramayacağını öğrenmişti. Tabi aynı kaderi paylaşan Jungkook'ta bu zaman zarfında bir teste sokulmuş ve onunda asla birini hamile bırakacak spermlere sahip olmadığı onaylanmıştı. İkilinin çocuğu olmayacağı doktorlar tarafından yüzlerine sanki bir kapı gibi çarpılmıştı. İşte o doktor görüşmesinden sonra ise iki genç ailelerin baskıları sebebiyle eşlerinden ayrılmışlardı. Şimdi aynı kaderi paylaşan sözde 'işe yaramaz' ikili gene ailelerinin 'bari evde kalmasınlar' bahanesiyle daha birbirlerini bile tanımadan oturtuldukları nikah masasında evleniyorlardı.

...: Kabul ediyor musunuz?

Jimin eğdiği başını düşünceleri arasında duyduğu sesle kaldırdı. Anlamaz bakışlarla çaprazındaki memura bakarken adam sorusunu tekrar etti. Duyduğu soruya başını sallayıp kısık sesle onay verirken karşısında mükemmel bir oyunculukla ağızları yırtılırcasına gülüp alkış tutan ailesini hatta yanındaki çocuğun da ailesini görünce göz devirmemek için kendini sıktı. Gerçekten ne kadar da iyi oyuncuydu hepsi. Pis yalancılar.
Jungkook'un durumu da Jimin'den pek farklı değildi. Onunda karşısındaki oskarlık oyuncuları gördükçe midesi bulanıyor daha hiç tanımadan evlendiği çocuk ve kendisi için üzülüyordu. Halbuki yaklaşık 2 gün bile olmamıştı çocuğu göreli.

En sonunda iki genç imzaları atıp evlilik cüzdanlarını da alıp masadan kalktıklarında, memur iki genci kısaca tebrik edip neredeyse boş olan nikah salonundan çıktı. İkili masanın olduğu sahneden inip ailelerinin karşısına geçtiklerinde içten olmakla uzaktan yakından alakası olmayan sarılmalar alıp dışarıda bekleyen, bagajı bavullarıyla dolu olan arabaya gitmek için salondan çıktılar.
İkisi de tek kelime etmeden binadan çıtılar ve kendilerini bekleyen araca bindiler.

Jimin karşılıklı koltukları olan büyük araçta cam kenarına oturup camı sonuna kadar açarken, Jungkook boynundaki sıkan papyonu çıkarıp daha demin çıkarıp attığı ceketin yanına fırlattı. Daha sonra ikilinin bakışları birbirini buldu ve kısa bir bakışmanın ardından sessiz arabayı yüksek kahkahalar doldurmuştu.
İki genç içleri çıkarcasına gülerken Jungkook dikkatini gülerken oturduğu koltukta eğilip ellerini koltuğa vurarak gülen çocuğa verdi.
Çocuk hem garip hemde bir yandan tatlı görünüyordu. Çocuk gülmeyi bırakıp gözünden gelen yaşları silerken geri koltuğunda düzleşti.

Jk: Bir an yalandan gülmekten ağızları yırtılacak zannettim.

Jm: Ah hatırlatma bende bende. Bu arada ben Jimin. Doğduğumda Park Jimin'dim sonra Kim Jimin oldum. Şimdi de Jeon Jimin oldum. Hahah resmen iki üç soyadı sonra galiba bütün Kore'deki soy isimlere sahip olacağım gibi.

Jk: Hahha! Bence artık yeter. Hem benim ayrılmak gibi bir planım yok. Seninde olmasın.

Jm: Tamam kızma haha!

Jk: Kızmadım sadece benim düşüncem bu. Neyse ben de Jeon Jungkook. Senin aksine ben doğduğumdan beri Jeon'um.

Jm: Memnun oldum Jungkook. Umarım birbirimiz için iyi bir eş, iyi bir dost ve yoldaş oluruz.

Jk: Umarım Jimin. Bu arada yaşın nedir ya da mesleğin? Neleri sever neleri sevmezsin?

Jm: 25 yaşındayım. Mesleğim tercümanlık. 2 dilde yani ingilizce ve japonca tercümanlık yapıyorum. Genel de hatta hep evden çalışırım yani online olarak şirketler bana belge falan çevirmem için atıyorlar ve onları çeviriyorum ya da yazarlar aracılığıyla kitap çeviriyorum. Sonra hobi olarak dans ve bir vakıfta gönüllü olarak faliyette bulunuyorum. Sevdiğim şeyler çok olduğundan sevmediklerimi söyleyeyim. Kibirli ve yalancı insanlardan nefret ederim. Yemek olarak Yosun ve türevleri şeyleri pek sevmem. Son olarak kanatlı hayvanlardan korkarım. Bu kadar sen peki?