…
Josh’a
“Çok teşekkür ederim. Sana minnet duyuyorum.” Dedim.“Evet, önemli değil ama yetişmek istiyorsan şimdi acele etmek zorundasın. Hadi Annie! Bol şanslar.” Dedi.
Ona gülümsedim ve hızlıca taksi durağına koştum. 5 dk. Sonra bir taksiyi durdurdum ve bindim. Heyecandan ne yapacağımı bilmiyordum. Hemen oraya ulaşmak ve son kez denemek istiyordum ama her zaman akıcı olan Kore trafiği şu anda durmuştu. Evet kesinlikle durmuştu.
Taksiciye parasını verip taksiden indim. Koşmaya başladım. Delilikti ama yetişmem gerekiyordu derken bir bisiklet gördüm boşta duruyordu. Sahibi de ortada yoktu. Çantamdan bir kağıt kalem alıp
“Bisikletinizi aldığım için özür dilerim. Ama bu gerçekten benim son şansım. Burada numaram var lütfen beni arayın! Gerçekten onu çalmadım.
Xxxxxxxxxxx”
yazdım. Ve yola koyuldum. Bisikletle gitmek çok kolaydı. Telefonum sürekli çalıyordu. Annem ve babam olmalıydı. En sonunda binanın önüne vardım, işte annemler oradaydı. Hemen yanlarına gittim ve
“Ne kadar kaldı? Yoksa bitti mi seçmeler?!” diye sordum soluk soluğa.
“Hayır bitmedi, yani henüz. Sadece 5 dakika kaldı acele etmen gerekiyor!” dedi annem.
“Hadi bebeğim acele et!” dedi babam. Başımı salladım ve içeriye doğru koştum sonra arkamı döndüm ve onlara
“Sizi seviyorum.” Dedim.
İçeriye girdiğimde afişleri topluyorlardı. Hemen gidip, görevliye
“Ben Annie Elvari. Kaydımı yaptırmıştım ama geç kaldım.” Dedim.
“Son anda yetiştin, ha? Al bu numaran. Acele et çünkü jüriler de toplanıyor.” Dedi görevli sıra numaramı verirken. Alıp üzerime yapıştırdım ve seçmelerin yapıldığı kapıyı çaldım.
“Gel!” dedi birisi. Heyecandan kalbim durabilirdi.
“Yapabilirim!” dedim ve içeriye girdim. Karşımda 3 jüri vardı.
“Evet?” dedi biri.
“Seçmelere katılmak için geldim. Lütfen bana bunun için şans verin.” Dedim. Ama bana bu şansı vermeyecek gibi bakıyorlardı.
“Peki. İlk önce kendini tanıtmaya ne dersin?” dedi diğer jüri.
“Tabii ki. Ben Annie Elvari. Ben bir melezim. Annem Koreli ve babam Türk. 17 yaşındayım. Şarkı söylemeyi ve dans etmeyi çok seviyorum. “ dedim.
“Peki, sen bir melezsin. Ama ismin neden Annie?” diye sordu jüri.
“Aslında… Şöyle anlatayım, benim Türkçe ismim Nil Elvari ; Korece ismim ise Han Na Eul. İsimlerimin baş harflerinin İngilizce okunuşu “En-i” oluyor. Bu yüzden arkadaşlarım ve çevrem bana bu ismi verdiler.” Dedim.
“Vay canına ilginçmiş.” Dedi gülümseyerek bayan jüri.
"Kaç dil biliyorsun peki?" diye sordu.
"Türkçe, Korece, İngilizce ve küçükken öğrendiğim Fransızca. 4 dil." dedim mahcup bir şekilde.
"Güzelmiş, dillere ilgili olduğun belli." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dreams Came True ▲
Teen FictionO' nun hüzünlerini, sevinçlerini, heyecanlarını okumaya hazır mısınız? Babası "Nil" , annesi "Na Eul" diyor ama herkes kısaca "Annie". Bu Annie'nin muhtesem hikayesi. O, güçlü, yetenekli, azimli ve sahneye çıkma hevesiyle dolmus 17 yasındaki bir ge...