Üzgünüm...Uzun zamandır yeni bölümü yazmadım, içimden gelmedi. TT
Multimedia da Josh var :3
...Yıllardır beklediğim, hayal ettiğim sahneyi yaşıyordum sonunda... Rüya gibiydi. Bu benim son şansımdı ve bu şans bana büyük şeyler kazandıracaktı. Belki de kaybettirecek... Ama hiçbiri umrumda değildi çünkü şu an kahretsin ki çok iyi hissettiriyordu. Sokaktan geçen insanlar bana bakıyordu, çünkü sırtımda gezinen bakışlar hissediyordum. Bakmaları normaldi. Ben olsam bende bakardım. Çünkü şu anda YG Binası'nın önünde durmuş, gülümseyerek binaya bakıyordum -ki heyecandan içeriye girmeyi unuttuğumu ve büyülenerek dikildiğimi hatırladım.
Ve ilk adımımı atıp içeriye girmeye başladım. İçeride kocaman afişler vardı. YG Sanatçıları'nın afişleri. Her bir bölmede bir sanatçının afişi vardı. Sonda iKon'un ki vardı ve sonraki bölme boştu. Üzerine bir soru işareti yapıştırılmıştı. Sanırım bu çıkış yapacak sonra ki grup içindi. Belki, benim de içinde bulunacağım grup için.
İlerlemeye devam ettim ve ileride -resepsiyon gibi bir yer- duran görevlinin yanına gittim ve
"Merhaba. Benim adım Annie. Stajyer olarak şirkete girdim ve bunlar da gerekli olan belgelerim." diyerek, şirkete girmemi sağlayacak ve kanıtlandıracak belgeleri kadına uzattım.
Ciddi bir görünümü yoktu. Sıcak kanlı ve sevecen birine benziyordu. Sadece kıyafetleri çok resmiydi. YG'nin tarzına uymuyordu. Ceketinin üzerinde ki isimlikten adının "Shin Hye Jin" olduğunu öğrendim. O belgelerimi incelerken, bende gülümseyerek onu inceliyordum.
O anda, giriş yaptığım döner kapıda bir hareketlenme sezdim. Merak ve heyecan ile arkamı döndüm ve kapıya baktım. O da neydi?! Aman Tanrım! Taeyang! Bu gerçek olamazdı... Şu anda ruhsal bir çöküntü yaşıyordum -ki içimden gelen CL - MTBD dinleme isteği bunun kanıtıydı. - Şoktan ona selam bile veremedim. Ağzında maskesi, gözünde gözlüğü ve kafasında da şapkası vardı. Ama onu tanımam hiç zor olmamıştı. Komik duruma düşmemek için açık olan ağzımı kapattım ve bize doğru yaklaşırken, eğilip ona selam verdim.
Yanımdan geçip kadına doğru yöneldi. -Ben şoktan kapıya doğru yaklaşmıştım.- "Ne yani beni görmezden mi geldi?" diye düşünürken bende kadına doğru yöneldim ve gözlerimi ondan çekemeyip bakakaldım. Sanırım en sonunda " Sanki biri beni izliyor..." diye hissetti. Çünkü bana dönüp bakmasının başka bir açıklaması olamazdı. Bana döndüğünde tekrar eğilip ona selam verdim.Gülümseyerek
"Merhaba! Ben Annie. Yeni stajyerim. Tanıştığıma memnun oldum sunbae-nim!" dedim.
Bu sefer beni görmezden gelmedi -Sanırım biraz önce de gelmemişti, sadece beni görmemişti-.Ve o da gülümseyerek
"Merhaba Annie!" dedi.
Daha sonra tekrar Bayan Shin'e dönüp
"Yang Başkan ofisinde mi?" diye sordu. Ve Bayan Shin'de gülümseyerek
"Evet odasında Youngbae." dedi.
O anki durumum kesinlikle bir ruhsal çöküştü. Çok şaşkındım ama aynı zamanda heyecanlı ve mutluydum da... Tarif edilemez bir şeydi. Ben hala şaşkın şaşkın duruken Taeyang yanımızdan ayrıldı. Ve Bayan Shin de kağıtlarla biraz daha uğraştıktan sonra, onları bana uzattı. Ve
"Biraz bekle. Sana binayı tanıtması için birini çağıracağım." dedi. Ve bende heyecanla -defalarca- kafamı aşağı yukarı salladım.
Heyecanla ve dikkatim dağılmış bir şekilde etrafı incelemeye devam ediyordum ki arkadan gelen ayak seslerini duyup döndüm. Ama dönmemle şok olmam bir oldu çünkü tam karşımdan Bayan Shin'le konuşarak gelen bir Josh vakasıyla karşı karşıyaydım. Şoktan açılmış olan ağzımı kapattım ve kocaman olmuş gözlerle onlara bakmaya devam ettim. Josh beni henüz görmemişti. Yanıma yaklaşırlarken gülerek Bayan Shin'e
"Noonaa! Bana yemek alacağını söylediin! Ama hala almadın. Eğer almış olsaydın kesin fark ederdim." dedi.
Ve beni farketti. Gülümsemesi iyiden iyiye yüzüne yayılırken
"Annie! OMG! İnanamıyorum başarmışsın!" dedi. Bayan Shin de
"Siz tanışıyor muydunuz?" diye sordu.
"Evet aslında elemelere katılma kararımda bana çok yardımcı olmuştu Bayan Shin." dedim.
"Bayan Shin mi? Eğer sıkı çalışmayı bırakmazsan uzun bir süre burada zaman geçireceksin. O yüzden bana oennie demeye ne dersin?" dedi gülümseyerek.
"U-uhm peki.. O-oennie!" dedim gülerek.
"Peki! Josh sana binayı gezdirecek, bilirsin. Görüşürüz!" dedi ve yanımızdan ayrıldı.
O gidince Josh'a dönüp
"Sen burada ne arıyorsun? Bana elemeleri kaçırıp daha sonradan pişman olduğunu söylemiştin!" dedim hesap sorar gibi.
"Evet öyle söyledim. Ama sen bana şu an ne yaptığımla ilgili bir şey sormadın ve bende söylemedim. Bende burada stajyerim." dedi gülerek.
"Vay canına!" dedim.
"Haydi gel, artık hareket etme zamanı! Sana pratik odalarını, kayıt stüdyolarını filan göstereyim. Daha sonra da diğer stajyer arkadaşlarla tanıştırayım seni." dedi yürürken.
Sadece başımı salladım ve onu takip etmeye devam ettim.
Merdivenlerden çıktık ve ard arda gelen, yaklaşık 5 odanın önünden geçmeye başladık. Bu odalar, sanırım pratik odalarıydı. Çünkü içeride ki aynalar camdan gözüküyordu. Sıralı pratik odalarının en sonuncusunun önünde durduk ve Josh
"Burası senin diğer bayan stajyerlerle kullanacağın pratik odası. Pratik odaları en çok zaman geçireceğin yerlerin başında geliyor. Odalarda büyük hoparlörler ve birer bilgisayar var. Yani istediğin müziği açıp pratik yapabilirsin." dedi.
Başımı sallayarak onu onayladım.
Bir kat daha yukarı çıktık. Sanırım sıra kayıt stüdyolarındaydı. Çünkü yürüdüğümüz koridorun sonlarından müzik sesleri geliyordu. Buradada yaklaşık 4 oda vardı. Bu sefer üçüncüsünün önünde durduk ve Josh
"Burası da denemeler yapabileceğin ve haftalık değerlendirmeler için kayıt yapacağın stüdyo." dedi.
"Peki." dedim.
"Şimdi tekrar aşağıya gidiyoruz. Seni diğer bayan stajyerlerle tanıştıracağım." dedi gülümseyerek. Daha sonra da
"Heyecanlı mısın?" diye sordu.
"Fazlasıyla. Aynı zamanda çok mutluyum. Ama biraz korkuyorum bana iyi davranacaklardır değil mi?" diye sordum.
"İyi davranmalılar." dedi gülümseyerek ve
"Ama sen her şeye hazırlıklı ol. Çünkü bu ortamda herkes birer savaşçı ve senin yapman gereken onların hepsinden daha iyi bir savaşçı olmak." deyip cümlesini bitirirken yolumuz bitmiş ve diğer stajyerlerle tanışacağım odanın önüne gelmiştik.
Ve bana dönüp
"Unutma! Alacağın yorumlara, yaşayacağın şeylere ve dökeceğin göz yaşlarına hazırlıklı olmalısın. Eğer bunu gerçekten istiyorsan pes etmemelisin. Öz güvenini sakın kaybetme. Ve tabii kontrolünü de..." dedi ve paralel olarak hareket edip kapıyı açtı.
İşte başlıyorduk!
Ve bölüm sonu.Hikayemi okuyanlara çok teşekkür ediyorum!
@bayanjang ! Lütfen beni sev fghjklş ♥.♥
Öpüldünüz! :3
NOLZA! ✌
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dreams Came True ▲
Teen FictionO' nun hüzünlerini, sevinçlerini, heyecanlarını okumaya hazır mısınız? Babası "Nil" , annesi "Na Eul" diyor ama herkes kısaca "Annie". Bu Annie'nin muhtesem hikayesi. O, güçlü, yetenekli, azimli ve sahneye çıkma hevesiyle dolmus 17 yasındaki bir ge...