Bölüm 2|Demir

19 8 5
                                    

Sınav beklediğimden daha iyi geçmiş ve içim rahatlamıştı . Son senemiz olduğu için sanırım öğretmenimiz çok yüklenmemişti . Keşke diğer öğretmenler de böyle olsa , diye aklımdan geçirdikten sonra camdan dışarı bakmaya başladım . Hava bugün çok güzeldi .

Hiçbir şey canımı sıkamaz diye düşünürken yanıma doğal sarı saçları ve deniz mavisi gözleriyle Cansu geldi ve elinden hiç düşmeyen telefonu ... Sanırım biraz erken konuştum .

Cansu dört yıllık kankamdı ama ben ve ailesinden çok konuştuğu insan Demir di ve bu canımı çok sıkıyordu . Neredeyse her teneffüsünü ona ayırıyordu . Okul dışında ise sürekli çalıştığı kafeye gidiyordu . Nasıl kanka kalabildiğimize şaşırıyorum bazen .

Hakkını yemeyeyim şimdi ilk üç senede böyle bir alışkanlığı yoktu . Bu son sene de ne olduysa tüm dünyası Demir olmuştu .

Demir de bizim gibi bir öğrenci ve okul çıkışları bir kafede çalışıyor . Bildiklerim bu kadar. Benden sır gibi saklıyor . Onu merak ettiğimde , en azından bir fotoğrafını göstermesini istediğimde ; nedenini anlayamadığım bir huzursuzluk oluşuyor yüzünde . Bu yüzden artık üstelemiyorum .

20 saniye sonra

Konuşmaları sonunda bitmişti. Benim beş karış suratımı görünce göz devirdi .

" Her seferinde böyle mi yapacaksın , gerçekten ? "

" Sen benimle ilgilenmeye başladığın an bu suratım sana gülecek . "

" Sana bir sürprizim var . Görünce beni affedeceksin . "

Bu cümlesi kızgınlığımı biraz azaltmıştı . Çünkü sürprizleri ve hediyeleri severim . Ama bunu ona tabiki de yansıtmayacaktım . Çünkü sabrımın son sınırlarındaydım . Eğer bu söylediği sürpriz gönlümü alırsa o zaman ona karşı olan sinirim dinecekti . Merakımı belli ettirmemeye çalışarak

" Ön izlemesini göreyim . " Deyip elimi ona doğru uzattım . Sanki gözle görünür bir şeymiş gibi . Biraz elime baktıktan sonra

" Gidince görürsün . " Demesiyle elimi sıraya hafifçe indirmesi bir oldu . Uzun bir tahmin süreci beni bekliyor diye düşünüp ellerimi çenemin altında birleştirip hocanın gelmesini bekledim .

Okul çıkışı

Son dersin bitmesini beklerken az kalsın tırnaklarımı yiyip bitirecektim . Umarım bu heyecanıma değer diye içimden geçirip okul bahçesine çıktım . Peşimden Cansu da çıktı . Bisikletimin yanına kadar birlikte geldikten sonra Cansu ya sarılmak için döndüm . Bir de ne göreyim ! Telefonu yine ve yine elinde . Mesajını yazıp bana döndüğünde çoktan bisikletime binmiştim . O sarılmak isteyince karşı koyamadım . Birbirimizden ayrılınca kulağıma eğilip " Güzel giyinmeyi unutma . " Deyip benden ayrıldı . Bir şey dememe fırsat vermeden koşarak yanımdan ayrıldı . İçimden " Neden öyle dediki ? Güzel bir yere yemeğe gideceğiz sanırım . " Ve buna benzer düşünceler geçerken okulun bahçesinden caddeye çıkmıştım .

Düşünceleri bir kenara bırakıp yola odaklandım . Kafam karışık olduğu zamanlarda insanlardan yemediğim laf kalmıyordu . Ya birine çarpıyordum ya da topuklarının üstüne çıkıyordum . Çok utanç verici oluyordu .

Yarım saat sonra

Eve anca gelebildim . Hiç bu kadar yorulmamıştım . Bunda en büyük etken gideceğimiz yere hazırlanıp bir an önce gitmek istememdi .

İşin Rengi Değişti Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin