Karanlık Ses

333 27 10
                                    

Tüm alaylar O sınıfa girince tekrar başlamıştı. Sınıf ikiye bölünmüş, arka tarafta sert, rahatsız oturaklarda Servin'ler otururken önde ki konforlu oturaklarda Lysi'ler oturmuştu. O da neler olduğunu anlamamış gibi öndeki sıraya geçmişti. Tüm Servin'ler O'nu uyarmak istese de iş işten geçmişti. Lysi'ler tam söze başlayacak ve O'nu oradan kaldıracaklarken içeri Kutsal 5'liden sarı saçlı, orta boylu bir erkek girdi. Haylaz gülümsemesi O'nu görünce biraz solsada kendini toparladı ve öndeki sıraya doğru yürümeye başladı.

"Hey! Çaylak Servin, nereye oturduğuna dikkat et. O sıra bana yani Luke efendine ait."

O, efendi lafını duyunca yavaşça yukarı bakarak, tek kaşını kaldırmış tam bir şey söyleyecekken Luke O'nun çantasını arka sıralara fırlatmıştı. Bu durum karşısında hiçbir şey demeyerek sakin ve yavaş bir şekilde arka sıraya doğru yürüdü. Servin'ler O'nun yanında oturmak istemediği için çantalarını boş yerlere koyuyorlardı. Dışlanmışlar arasında bile dışlanmış olmak sanki O'nun hiç umrunda değilmiş gibi hafif bir şekilde güldü ve en arkaya oturdu. O'nun gülüşünü gören Lysi'deki kızlar bile iç çekmeden durmamıştı. Çelimsiz görünüyor olabilirdi fakat ezik bir Servin'e göre kesinlikle karanlık tipi fazla iyiydi.

Siyah saçlı, uzun boylu, yapılı eğitmen içeri girdiğinde sınıfa dikkatlice baktı ve sanki O'nun burada olması ona verilen bir cezaymış gibi yüzünü ekşitti. Yoklama almaya bile gerek duymayan eğitmen listede farklı bir isim olmadığını gördü ve yeni gelen öğrenciye bakarak sordu.

"Yeni gelen, sınıf listesine eklenmemişsin. Adın nedir?"

Sanki tüm sınıf bu anı bekliyormuş gibi arkaya dönmüştü. Şimdiye kadar bırak adını öğrenmeyi sesini bile duyamamışlardı. Luke da ilgiyle O'na doğru bakıyordu. Merak ediyordu,Hades'in bile bu kadar tedirgin olduğu kişinin adı neydi?

O bu merakını hissetmiş gibi Luke'a baktı ve en sonunda merak edilen şeyin cevabını hafif gülümseyen ifadesiyle verdi.

"Seth.Seth Stringer."

Eğitmen de dahil büyük bir şok yaşamıştı. Bir insanın böyle bir sese sahip olması mümkün müydü? Sanki melek ve şeytanın bir araya gelip yarattığı bir tondu. Hem insanı rahatlatırken hem tedirgin ediyordu. O sadece adını söylemesine rağmen tüm sınıfın üstünde garip bir etki bırakmıştı. Sanki bunu bekliyormuş gibi sınıfa baktı ve sonra da eğitmenine. Eğitmen de O'na baktı ve konuşmaya başladı.

"Ben de Joe.Bu sınıfın fiziksel becerilerini geliştirmekten sorumluyum. Servin'lerden pek bir şey beklemediğimiz için kendini yormana gerek yok. Sizi bu eğitimlere sokupta boşuna efor sarf etmek istemiyorum."

Bu sözler üzerine Lysi'ler kahkaha atmaya başlamıştı. Servin'ler ise buna alışmış gibi hiçbir şey dememişlerdi. Onlar da güçlenmek istiyordu fakat bu ayrım yüzünden yeterli eğitimi alamıyorlardı. O, tüm sınıfa baktı ve Lysi'lerle eğitmeni güldürecek Servin'leri ise korkutacak şeyi söyledi.

"Eh madem Servin'lerden bu kadar ümitsizsiniz aramızda bir karşılaşmaya ne dersiniz? Servin'ler istediği bir öğrenciyi, Lysi'ler istediği bir öğrenciyi seçsin. Siz kazanırsınız Servin'ler hiçbir eğitime katılmaz fakat eğer biz kazanırsak tüm eğitimlerde eşit olarak saygı görürüz."

Eğitmen kahkahalarını en sonunda durdurabildiğinde O'na dalga geçer gibi bakıyordu.

"Peki, kabul. Yarın öğlen vakitlerinde arenayı hazırlatırım. Servin'lerin ezildiğini görmek çok eğlenceli olacak. Bugünkü fiziksel eğitim dersi 50 okul etrafı tur koşusundan sonra bitecektir."

Herkes koşmak için okuldan çıkıp bahçeye inerken Lysi'ler O'na bu eğlence için teşekkür ediyordu. Koşu başladıktan sonra Servin'ler daha 10. turundayken Lysi'ler koşularını bitirmiş içeri girmişlerdi. Servin'ler O'na bağırmaya başlamışlardı. Hala O'ndan çekinseler de korkuları ve çaresizlikleri daha ağır basmıştı. Servin'lerden gözlüklü, kısa boylu bir kız O'na doğru yürüdü. O,adının Liona olduğunu düşündüğü kızı sakince bekliyordu. 

"Sen ne yaptığını zannediyorsun Seth?! Yeni gelmiş olmana rağmen bir şey bildiğini zannediyorsun. Onları yenmemiz gibi bir şey olabilir mi sanıyorsun! Ahh Tanrım. Artık senin yüzünden bize daha kötü davranacaklar. En güçlü Servin olan Gally burada bile değil ki olsa bile Lysi'lerdeki en güçsüz kişiyle anca savaşabilir. Git ve eğitmenin ayaklarına kapanıp özür dile!"

Liona son sözlerini söylerken çok tedirgindi. Ne kadar kızarsa kızsın O'nda karanlık bir aura vardı. Ayrıca şimdi O garip bir şekilde Liona'ya bakıyordu. Sanki onların bu hallerine acıyormuş gibi.

O,karanlık sesiyle Liona'ya cevap verdi.

"Merak ediyorum doğrusu onlara bir kez olsun karşı gelmeyi denediniz mi? Siz belki güçlü olabilirdiniz fakat bu düşüncelerle ezilmeye mahkumsunuz. Eh bu kadar şeyi bana söylediğine göre sen savaşabilirsin Liona."

Dediklerinden sonra koşusunu çoktan bitirmiş olan O okula doğru yürümeye başlamıştı. Arkasında ise korkudan ve şaşkınlıktan ne yapacağını bilemeyen Servin'leri bırakmıştı. Liona ise tek bir şey düşünüyordu. Neden adını O'nun söylemesi yüzünden bu kadar heyecanlanmıştı?

~~~~~~~~
İkinci bölüm sonu yeey! İlk bölüm çok az okunmaya sahip olsa bile ben burada kendimi geliştirmek istiyorum o yüzden vazgeçmiyorum. Hadi bana bir alkış hehe ^^
Işte bu bölümde O'nun adını ve sesini öğrendiniz. Bakalım ileride neler olacak *ellerini birbirine sürterek hain bir kahkaha atar*
Okuduğunuz için teşekkürler. :)

The God of High School (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin