2

52 11 0
                                    

Yine usulca temizledi mezarı. Yine bir öpücük kondurdu mezar taşına. Ve yine sessizce fısıldadı canını yakan bu ismi.

"Mira Uslu." Yutkunamadı. Bugün onun doğum günüydü. Aynı zamanda da ölüm yıldönümü. Eskiden neşeyle kutladıkları gün şimdi onun için büyük bir acı getiriyordu sadece.

Ayın dokuzu...

Gözünden süzülen tuzlu su damlasını silmeye zahmet göstermedi. Öyle ki, o damla yanaklarından süzülüp toprağa karıştı.

"Bugün 1826 gün oldu ve ben seni hâlâ seviyorum." Toprağın üstündeki elini oynatıp usulca sevdi toprağı.

Onun her şeyini seviyordu zaten fakat bir gün toprağını seveceğini kim tahmin edebilirdi ki?

"Doğum günün bugün, belki de biraz ölüm. Bu hayat kıskandı sanırım seni. Gülüşünü, bakışını, sesini, kokunu ve daha birçok şeyini. Bugün Allah'a üç yıldır ettiğim şükrü yine edeceğim." Başını kaldırıp yukarıya baktı. Gökyüzünü görmek değildi amacı. Yukarıdaki yaratıcıyı görüyor gibi bakıyordu.

"Allah'ım sana şükürler olsun bugünü onun miladı, doğumu yaptığın için. Onu bana bahşettiğin için." Sonra kafasını yeryüzüne indirdi genç adam.

"Ve sana da yazıklar olsun hayat. Onu bu güzel gününde benden kopardığın için." Onun için Rabbi, iyi olanı bilirdi. Belki onun ölmesi iyi bir şeydi, ya kendisi ya da çevresi açısından. Fakat genç adam için bu iyi bir şey değildi. Ve bunun için de Rabbi'ni suçlamıyor, içinde yaşadıkları hayatı azarlıyordu.

Yavaşca ayağa kalkıp çıkışa yürürken tekrardan kapıldığı izlenme hissiyatıyla etrafa baktı. Fakat yine kimseyi göremeyince çıktı oradan.

Arkasında olan kızdan yine habersizdi.

1834. GÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin