1: Her Şey Böyle Başladı

20 3 1
                                    

"..... 2'ye bölersem ve 45 ile genişletirsem....." önümdeki soruya tam sövecekken birden ilham geldi. "11220! Buldum,ben buldum " diye tam zafer dansı yapacakken Hayal konuştu.

"Şıklarda yok." Ne?!

"Cevap 240. Sen nerden buldun 11220'yi. Bana o soruyu sen anlattın. Eylül iyi misin?" dedi Eylül.

"Dalgınlığıma geldi herhalde."

"Oluyor bazen. "

"Kızlar Sevim Hoca çağırıyor." diye içeri girdi Merve.

"Yapma bunu bize Merve." diye cevap geldi bunu duyan öbür sınıflardan.

"Gene ne halt yedik acaba?" dedim.

"Bilmiyorum, bilmekte istemiyorum."

----

"Anlaşıldı mı?!" Sevim Hoca'nın sesi boş koridorda yankılandı ve tekrar bize ulaştı. Kulaklarım kendilerini asmaya karar vermişti. O ne sesti ya?!

"Çıkın şimdi..." Sevim Hoca'nın odasında çıkıp yatakhane merdivenlerine oturduk, artık günlük rutinimiz olmuştu bu merdivene oturmak. Gene ilk konuşan Hayal oldu.

"Yalnız ben Rüya'ya hayran kaldım."

"Evet Sevim Hoca'ya nasıl cevap verdi öyle."

"Kızlar..." dedi "Bu Lanetler geliyor."

"Hepsi mi?" dedi Eylül şaşkınlıkla.

"Tövbe yarabbim." dedim kafamı çevirirken. "Ne bilim kızım,Lanetler deyince dedim toplandılar 130 kişi mi geliyorlar?"

"Hee 130 kişi ordu olarak geliyorlar."

"Tamam ben yanlış anladım."

"Doğru anladığın bir şey var mı?"

"Ayıp oluyor ama amcaoğlu(*)." Kötü kötü Eylül'e bakıp tekrar karşıma döndüm. Zeynep dibime kadar girip "Vayy varoşlarrr..." deyince beynimin içinde Zeynep için çok güzel düşünceler belirdi. Varoş ne yaa?

"Ve Aleykümselam." diye atladı Eylül. O an içimden bir an önce gitmelerini diledim. Yoksa Eylül sayesinde cinnet geçirebilirdim.

"Benim selamımı almak sana kalmadı (sizinde okulunuzda var mı böyle tipler?)

Bildiğin bulaşıyordu. Sinir.... 

Kendimi tutamayıp konuştum "Pardon da kimse size 'gelin buraya bize bulaşın' demedi."

Pardon daldım.

Az sonra aramıza Gonca Hocanın girmesiyle laf dalaşı sonlandı. Gonca Hoca onları yatakhanelerine postaladıktan sonra bizi biraz azarlayıp gitti. Sonra biz tekrar eski yerimize oturduk. Az sonra hiçbir şey olmamış gibi Hayal'le tekrar laflamaya başladık. Eylül avazı çıktığı kadar bağırmaya başlayana kadar her şey oldukça normaldi.

"Lan çocuğu gördünüz mü?"

"Ne çocuğu lan!" diye Hayal'le aynı şiddetle karşılık verdik.

"Şuradan geçen çocuk.." dedi pencereyi göstererek.

"Görmedik." dedim.

"Of yaa, kaçırdınız meteoru."

"Senin meteor dediklerini de gördük, bildiğin mutasyon geçirmiş Suriyeliler gibiydi." Eylül bana dik dik baktı. Hayal aldırmayarak, "Senin meteor dediklerini ilk gördüğümde yürüyen çalılık zannedip korkmuştum. Çocuğun üzerinde resmen bitki örtüsü çıkmıştı yaa.."

**Üç Gün Sonra / Cumartesi

Uykumun en güzel yerinde gelen canım arkadaşımın sesiyle yataktan kalktım. Yatakhaneye baktığımda kızlar hala uyuyordu. Bir tek Eylül uyanıktı.

"Günaydın Eylül." dedim esneyerek

"Günaydın uykucu, öğlen oldu,öğlen."

"Napıyorsun sen?" dedim takmayarak.

"Test çözüyorum." dedi kalemini sallarken.

"Akıllı bıdık." dedim kaşınarak.

"Senin bu gün voleybol çalışman yok mu?"

"Haydaaa, unuttum ben onu. Bir hafta sonu da boş geçsin bee!!"

"Daha yarım saat var yetişirsin."

"O biraz zor. Buradan parka yürüyerek 15 dakika."

"Hadi hadi oyalanma." derken ben giyinmiştim bile.

"Tamam." deyip çantamı sırtıma taktım.

"Çıktım ben!!"diye bağırarak koşar adım çıktım okuldan.

UPSSS!

Sevim Hocam...

"Nereye? Böyle erkenden kalkmazsın sen."

"Voleybol kursuna hocam. Yetişmek için 20 dakikam var." dedim ağırlığımı bir ayağımdan öbürüne atarken.

"Koş o zaman.Zamanında orada olamazsan bahçenin etrafında 20 tur ben koştururum." Sevim Hocanın bu sesleri beynimin içerisinde yankılanırken aynı zamanda çok farklı yerlerime motor bağlayıp koştum, pardon pardon uçtum.

17 Dakika....

Tamı tamına 17 dakikada Antalya Kapalı Spor Salonu'nun önündeydim. Nefes nefese içeri girince Ayla'nın şaşkın bakışlarını üzerimde hissettim.

"Atlılar mı kovalıyordu?"

"Hayır Sevim Hoca." dedim çantamı tribünlerin olduğu yere bırakırken.

"Nasıl?" dedi şaşkınca

"Geç kalırsam bahçenin etrafında 20 tur koşma cezam vardı da."

"Neden?"

"Bilmem, öyle dedi." Böyle saçma bir konuşmanın içine girmişken arkamdan Ayla'nın adını seslendi.

"Kerem?"

=> Kuzey Yıldızları

**Ayla Evci

Yavaşça arkamı döndüm. Oradaydı ve dimdik gözlerime bakıyordu. Bu sefer kaçırmadım gözlerimi-belki de güçlü görünmek istedim.- . Bu cesaretimi görünce yaklaşmaya başladı. Geriledim. Onun bana attığı her adımda biraz daha geri gittim. Taa ki tenis kortlarının olduğu bölüme gelene kadar. Hocaya döndüğümde; hoca yoktu ki!

Asya ile göz göze geldim. İlk bana sonra Kerem'e baktı. Elindeki topu bırakıp bana doğru gelmeye başladı. Ondan dönüp karşımda duran Kerem'e çevirdim bakışlarımı.

"Ne oluyor? ne işin var senin burada?"

"Açıklanması gereken konular var."

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Selam,tekrar ben. Bu sefer bambaşka bir hikayeyle geldim karşınıza.

Boncuktan Not var!!=* =Amcaoğlu??


Gökyüzü BizimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin