Geldiğim hızda okula geri girdim. Gözlerimden yaşlar resmen sel gibi akıyorlardı. Merdivenleri tırmanırken birden Ali Hoca önümde belirdi.
"Noldu kız dövdüler mi?" dedi dalga geçerek.
"Yok hocam." dedim gözlerimi silerken. "Son zamanlarda psikolojim bozuk." dedim derin bir nefes alırken.
"Ayla ve Hayal seni arıyordu." dedi yüzüme bakarken. Ona bakıp kafamı salladım. Tekrar derin bir nefes alırken merdivenleri tekrar tırmanmaya başladım. Yatakhaneye girdiğimde Hayal ve Ayla'nın telefonda bir şeyler yaptığını gördüm.
"Hey," dedim "Buradayım."
"Gel buraya, kafanı duvarlara sürte sürte kıvılcım çıkarıcam." dedi Ayla üzerime atlarken.
"Sakin ol. Rüzgar çağırdı, onun yanına gittim." dedim saçımı yolmaya çalışan kollarını tutmaya çalışırken. "Ama piyangodan Samet çıktı." dedim gözlerim tekrar doldu. Ayla elektrik çarpmış gibi elini çekerken konuştu. "nE?"
"Rüzgar bana dedi ki bir sokak aşağıda seni bekliyorum. Aşağı indiğimde Rüzgar yerine Samet'le karşılaştım. Sonra o aşkını itiraf etti. Ben kendi aşkımı itiraf ettim. Biraz bağrıştık. Sonra ikimizde ağlamaya başladık. Sonra ben çekip geldim işte." dedim tek nefeste.
"nEEEE?" dedi Hayal bu sefer şaşkınlıkla.
"Ayla, Hayal..." dedim gözlerimi kapatırken. "Saçlarımı keser misiniz?"
"Asya. bunun geri dönüşü yok biliyorsun dimi?" dedi Hayal. Evet anlamında kafamı salladım. Ama bir yükten kurtulmak istiyordum. Ayla beni kendine çevirip konuştu.
"Emin misin Asya?" Ona da kafamı salladım. Az sonra banyo lavabonun başında kesilen saçlarımı izliyordum. Tek tek saçlarımdan firar edişlerini.
"Kırıklarını aldık diyelim...." dedi Hayal omzuma elini koyarken.
"Bitti." dedi Ayla makası saçımdan çekerken. Saçlarım çenemin bir veya iki parmak aşağısına kadar kesilmiş, küt olmuştu. Islak saçlarım kuruyunca çene hizama gelicekti. Aynada ki yansımam da yuvarlak yüzüm iyice ortaya çıkmış Boynum açılmıştı. Eski saçlarımla şimdiki saçlarımı kıyasladım. Öncekiler belimin üç parmak üstünde ve dümdüzdü. Şimdikiler ise kısacık ve dümdüzdü. Elimi saçlarıma attım. Sevmiştim yeni hallerini.
"Teşekkür ederim." dedim Ayla ve Hayal'e dönüp. "Ve özür dilerim. Benim yüzümden kütüphaneye gidemedik."
"Saçmalama, proje ödevine daha 5 gün var. Diğerini yarın yaparız." dedi Ayla gülümserken. Ben de gülümseyerek karşılık verdim. Telefonumun çalma sesiyle kendime geldim. Odaya girip telefona baktığımda Su'yun aradığını gördüm. Su, kuzenim. Canımdan çok sevdiğim kuzenim.
"Alo." dedim telefonu açarak.
"Hayırsız, hep ben arıyom. Bir kere sen ara." dedi telefonu açar açmaz beni azarlayarak.
"Sana da merhaba, iyiyim sen nasılsın?" dedim duygu sömürüsü yaparken.
"Hiç duygu sömürüsü yapma. Sonuna kadar haklıyım."
"Haklısın canım, haksızsın demiyom."
"Neler yapıyorsun?"
"Sen benim başıma gelenleri bir duysan." dedim bir iç çekerken.
"Noldu?" dedi meraklı meraklı.
"Sen tekrar dönsene Türkiye'ye. "dedim. Evet Su şuan Almanya'da.
"Öyle istediğim zaman dönemiyorum. Biliyorsun." dedi dalga geçerek.
"Hiç mi gelme imkanı yok?" dedim üzüntüyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzü Bizim
Novela JuvenilArkadaş, bir kelime, yedi harf. Ne bu bir kelime yedi harf? O bir kelime yedi harf içine dünyaları sığdırabilendir. Benim çok arkadaşım var. Kimisi çocuk kalmış, kimisi beni çocuk yapmış. Kimisi çocukluk aşkım olmuş, kimisi çocukluk aşkımı unutturmu...