Hyung | vmin

|4| Vermek mi almak mı?

Selam!

Uzun zaman oldu sanki..

×

Ütülenmiş ve yıkanmış okul kıyafetlerimi yavaş ve huysuzca giyinirken, bir yandan da Jungkook ile mesajlaşıyordum.
Arkadaş olduğumuzdan beri o kendi evlerinden buraya otobüsle geliyor, daha sonra ise birlikte yürüyerek okula gidiyorduk. Çünkü benim evim okula çok fazla yakın olduğundan dolayı böyle bir fikir oluşturmuştuk.
Mantıklıydı da. Zaten Jungkook'ların evinden okula giden otobüs yoktu.

Okul süveterimi de giyindikten sonra çantamı almış ve evden ayrılmıştım. Jungkook neredeyse gelmişti.

Aşağıya indiğimde etrafı süzdüm. Kuşlar bu saatlerde çok fazla ötüyorlardı ve arabalar da yoğun olmadığı için sesleri çok daha net anlaşılıyordu.
Ve bu çok huzur verici bir histi. İnsan ve araba seslerinden daha çok doğa ve hayvan seslerine ihtiyacım vardı.

Evimizin yanındaki durakta bir otobüs durduğunda oraya baktım. Jungkook atlayarak inmişti yine her zaman ki gibi. Her iki ellerimi sallayarak ona bakarken, beni görmüş ve yanıma doğru koşmuştu.

"Dostum otobüste bir çocuk vardı ama ben hayatımda bu kadar taş birşey görmedim. Bildiğimiz taştan bile daha taş. Double taş."

Koluma girerek yürümeye başladığımızda Jungkook yine otobüste birilerini kestiği şeyleri anlatıyordu.
Kafamı sallayarak güldüm.

"Ne zaman vazgeçeceksin?"

"Neyden?"

İnanamayarak ona baktım.

"İnsanları gözetlemekten." Elimle anlından ittirdim. "Her gün başka birine aşık oluyorsun."

Göz devirerek omzuma yumruk attığında, dengem bozulmuştu. Ama koluma girdiği için birşey fark ettirmemişti.
"Alakası yok Jimmie. Ne aşık olması? Sadece öyle söyledim işte. Sende her boktan gübre yapma derdindesin he.."

Omuz silkerek söylediği şeylere karşılık kafasına vurdum.

"Lan sen değil miydin geçen gün, 'kanka keşke birden fazla kişiyle evlenebilsek' diyen?"

"Dedim n'olmuş? Ama bir sor neden dedim."

"Tamam, neden?"

Ofladı. "Sen de her şeyi soruyorsun."

×

Okulun kafeteryasında yine sınıftan arkadaşlarla otururken, birçok kişinin gözü bizdeydi. Nedeni ise, Hoseok ve Yoongi'nin yanımızda oturuşu yüzünden. Onlar gaydi ve çoğu kişi tarafından böyle iğrenç bakışlara maruz kalıyorlardı. Pek salladıkları söylenemezdi ancak bir müddet sonra sıkıyordu ister istemez.
Kimi sıkmazdı ki?

"Gözlerinizi çekecek misiniz yoksa ben kaşık getireyim mi?"

Yoongi hep olduğu gibi sandalyede dönerek bakan insanlara zorbalık yaparken, Hoseok da yanlızca bakmakla yetiniyordu. Bazıları gözlerini çekerek işlerine dönmüş, bazıları ise hâlâ gülerek bakmaya devam etmişlerdi.

"Sanırım ifşalarınızın yayılmasını istiyorsunuz? Peki. Hey sen, Raechell, Yeon-Hwa'nın sana arkadaş gözüyle bakmadığını biliyor muydun? Tanrım seni yatağa atmak için gün sayıyor. Peki ya sen Jwan Soo? Daha kaç kez sürtük numaraları toplayacaksın tuvaletlerden? Ah tabi Nayeon'un da her gün kafeteryada cepcilik yaptığını unutmayalım. Bu saydıklarım yanlızca sözde değil, kanıtları da var. Ve daha birçoğu. Götünüz sıkıyorsa bakın bakalım bir daha, o irislerini siktiğim gözlerinizle bize."