Hyung | vmin

|14| Yanlış olan ne?

Sizden korkulur cidden

Lan resmen asker gibi pusuya yatmışsınız ne zaman sınır geçiliyor diye jajdkajfjskfskgjsk

Sizi yerem💞

×

Telefonumu bir kenara bıraktıktan sonra üstümdeki pijamalarımı değiştirmiş, blue jean ile siyah bir sweatshirt giymiştim.
Tae hyung -artık nasıl seslenmem gerektiğini düşünemeyecek kadar beynim jöle kıvamını almıştı- beni yanına anlamlandıramadığım bir şekilde çağırmıştı.
Üstelik bunun adını 'buluşma' olarak koymuştu.
Ya da Jungkook cümleleri bana değiştirip söylemişti.

Açıkcası düşünme yetimi artık bir kenara bırakmak istiyordum.
Acaba Dünya'ya bir uçak vantilatörü olarak gelseydim ne olurdu?
Emin olun daha dertsiz tasasız geçerdi günlerim.

İçinde telefon ve cüzdanımın olduğu bel çantamı alarak anne-babama haber vermiş ve evden ayrılmıştım.
Kısa sürede gelen otobüse atlayıp arka koltuğa oturduğumda ise, instagrama girmiştim.
Ne zaman kafamı dağıtmak istesem bunu yapıyordum. İşe de yarıyordu ama, ona diyecek yok.
Kafamı baltayla dağıtma fikri nöronlarımda geziniyor ama hayır, sorun yok ehehehe..

Yarım saat süren bir yolculuğun ardından, Jungkook'ların evinin çok yakınındaki otobüs durağına inmiş ve yürümeye başlamıştım.
Dün olan şey yüzünden utanıyordum evet, ama yapabileceğim birşey yoktu. Sonuçta o öpmüştü beni. Ben gayet masumum bence.
Beni çağırma nedenini ise anlamamıştım. Acaba bu olan şeyin bir yanlıştan ibaret olduğunu savunup beni bir abi gibi uyaracak mıydı?
Ya da ne bileyim, anın içine kapılıp da öyle birşey gerçekleştiğini söyleyip aramızda bir sır olarak falan kalmasını mı isteyecekti? Hani dizilerde falan olurya..
Onu çözemiyordum.
Ne düşünür, ne yapar, ne anlar, ne ister.. bilmiyordum.
Onu tamamen tanımıyordum.

Evlerinin önüne geldiğimde, muhtemelen şuradaki direkle aynı soğuklukta olan parmaklarımla zile basmış ve geri çekilmiştim.
Çok geçmeden açıldığında, bahçeden geçip demir kapıya gelmiştim.

O açmıştı.

Beyaz tshirt ve lacivert çizgili sıradan bir eşofman.. sıradan bir adama nasıl bu kadar yakışabilir?

"Günaydın."
Yüzündeki gülümseme ile beni karşıladığında, başımla selamlamış ve gözlerimi yere sabitleyerek yanından geçmiştim.

"Günaydın."
Sonradan ağzımın içinden mırıldandığımda, bunu bekliyormuş gibi demir kapıyı kapatmış ve yanıma gelmişti.

"İçecek veya yiyecek bir şeyler ister misin? Sipariş verebilirim."
Anlayışlı bir ses tonuyla konuştuğunda, onu reddetmiş ve bel çantamı omuzlarımdan kaldırarak çıkarmıştım.

Bir kenara koymadan önce ise merakla sormuştum.
"Jungkook nerede?"

"Ha o.. dışarıya kadar çıktı."
Hemen çaprazımda olan vücuduna bir bakış atmış ve oturma odasına doğru yürümüştüm.
Dışarda ne işi olabilirdi ki?

Cebimdeki telefonum arka arkaya titremeye başladığında, mutfağa giren Tae hyunga bakmış ve hızla telefonumu çıkarıp mesajlara girmiştim.

'some gay problems' adlı gruptan 4 mesajınız var..

KillerBunny
Abim beni kovdu aq

YoongiMin
NE
Oha
Nasıl yani ateşle barut aynı evde ve tek mi??