Güne dışarıdan gelen kuş cıvıltıları ve çiçeklerin kokusuyla başlamıştım. O kadar güzeldi ki böyle başlamak.
Yatağımda kıvranırken kendi kendime uyanmanın şaşkınlığını yaşıyodum. Normalde kendim uyanmam çok zordu.
Anneminde sesi gelmiyordu. Yataktan çıkıp ayağa kalktım. İyice esneyerek kapıya doğru yürümeye başladım .
Kapıyı açtığımda burnuma gelen kokuyla iştahım açılmıştı. Demek isterdim. Ama burnuma gelen koku çamaşır suyu kokusu olmasaydı.
Sabah sabah ne yapıyosun acaba anne ?
Ben bunu düşünürken annem elinde bi kovayla mutfaktan çıkıyodu.
Anneme şaşkın şaşkın bakıyodum.-Hiç bakma öyle Kayla hanım . Çabuk hazırlan gidiyoruz.
-Bi dakka bi dakka . Sen beni uyandırmadan temizlik mi yaptın? Hayatta inanmam.
Annem beni uyandırmadan temizlik mi yapmıştı? Yok artık. Kesin kıyamet kopacak.
-Şebeklik yapma Kayla. Çabuk hazırlan.
-Anne hasta mısın? Bişeyin var mı ? Bak doğru söyle . Ben senin her zaman yanındayım .
-Kayla bütün evi tek başına sana tekrar temizlettirmeden çabuk hazırlan.
-Tamam tamam gidiyorum.
dedim gülerken.
Bişeyler vardı ama çıkar kokusu.
Banyoya gidip rutin işlerimi hallettim .
Banyodan çıkıp odama girdim.İlk önce yatağımı düzelttim. Ardından dolabımın karşısına geçtim. Nereye gideceğimizi bilmediğim için ve önemli bi yer olsaydı annemin söyliceğini düşünerek sade bişeyler seçtim. Elime beyaz bi atlet siyah dar paça pantolon ve siyah kırmızı kareli gömleğimi aldım.
Pijamalarımı çıkardım ve pantolonumu bacaklarımdan geçirdim. Atletimide giyip üstüme gömleğimi geçirdim.
Aynamın karşısına geçtim. Saçlarımı salık bırakmaya karar vererek sadece taradım. Telefonumu da arka cebime koydum ve çıktım odamdan.
Annemde çoktan hazırlanmıştı.
-Nereye gidiyoruz?
- Gidince görürsün .
Bu annemin sinirini çıkarma şekillerinden biriydi. Yani "bana temizlikte yardım etmedin şimdi çatla meraktan. " demekti .
Yukarıya bakarak ya sabır dedim ve kapıya doğru yürüdüm.
Telefonumu cebimden çıkarıp saate baktım.
Oha !
Saat 3 olmuştu .
Nasıl bu kadar uyudum ki ?Boşver dedim ve telefonumu tekrar cebime koydum.
Ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım. Annemde geldiğinde yürümeye başladık.
Pazarı işte bu yüzden sevmiyorum. Kalabalık ve insanların birbirine yapışık yürümesi.
İğrençti.
Oflayarak pazara girdim.
Etrafımdaki insanlara çok değmemeye çalışarak yürürken sanki onlar bana değmek istiyormuş gibi ısrarla çarpıyolardı.
Aslında artık alışmıştım. Yoksa şimdi çoktan kavga etmiştim.
Annem kendine çoktan bi tezgah bulmuş sebze seçiyodu.
Pazarın ortasında her pazara geldiğimde gördüğüm gözlemeci amcayı görünce acıktığımı farkettim. Kahvaltıda yapmamıştım.
Anneme doğru yaklaşıp gözleme alacağımı söyledim. Kafasını sallayınca amcaya doğru yürümeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZEL KIZIM
ChickLit-Sevgiye muhtaçsın. Ama bunu kabullenemicek kadar egolusun. -Kes sesini dedim . Bi bok bildiğin yok. -Noldu Ateş Soylu ? Gerçekler acıttı mı ? diye bağırdım. Canımı yakıyodu. Canını yakmak istiyodum.